|

İçinizdeki çocuğu korkutun

M. Ömer Koç’un özel koleksiyonundan oluşan 60 sanatçıya ait 100 kadar eserin yer aldığı “İçimdeki Çocuk” sergisi Abdülmecid Efendi Köşkü’nde gezilebilir. Tavsiyemiz sergiyi gezerken dikkatli olmanız çünkü içinizdeki çocuk biraz korkacak.

Ayşe Olgun
04:00 - 29/09/2019 Pazar
Güncelleme: 23:08 - 28/09/2019 Cumartesi
Yeni Şafak
İçimdeki Çocuk sergisi
İçimdeki Çocuk sergisi

Bugünlerde Nakkaştepe’deki Abdülmecid Efendi Köşkü oldukça hareketli. Kapısında uzunca bir kuyruk var. Köşk ilk olarak 2004 yılında “Abdülmecid Efendi Resim Sergisi” ile kapılarını halka açmıştı. 2017 yılında ise “Kapı Çalana Açılır” adlı sergiyle sanatseverleri ağırlamıştı. Hatırlayacağınız gibi o sergi tartışmalara sebep olmuş hatta bir grup protestocu tarafından mekan basılarak eserlere zarar verilmişti. Şimdi ise köşk, 16.İstanbul Bienali’ne paralel “İçimdeki Çocuk” adlı sergiyle yeniden sanatseverlerle buluşuyor. Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç koleksiyonundan oluşan sergide 17. yüzyıldan günümüze 60 kadar sanatçının 100’ün üzerinde eseri yer alıyor. Sanat danışmanlığını Karoly Aliotti’nin üstlendiği “İçimdeki Çocuk” sergisi her ne kadar “Zamanla kaybetmeye yüz tutmuş içinizdeki çocuğu dinlemeye’’ davet ediyor olsa da siz sergiyi gezerken içinizdeki ürken çocuğa sımsıkı sarılın!


YENİDEN KEŞFEDİN


Kapılarını 20 Eylül’de açan sergi, pazartesi günleri hariç 10 Kasım’a kadar haftanın her günü 11.00 ile 19.00 saatleri arasında gezilebilir. Ancak sergiye yoğun bir ilgi olduğunu özellikle hafta sonu uzun kuyruklar oluştuğunu söylemeliyim. Mesela biz sergiyi görmek için Pazar günü bir buçuk saat kuyrukta beklediğimiz bilgisini not düşeyim. Tabi bu arada bahçede kuyrukta beklerken can sıkıntısından köşkün işlemelerini de uzun uzun seyretme imkanınız oluyor. 1987-1995 yılları arasında mimar Sinan Genim tarafından bir bölümünün restore edildiği köşk ne yazık ki bakımsız. Üzerindeki desenlerin kırılıp döküldüğü, yer yer kopan parçalarını üzülerek fark ediyorsunuz. Sergi ise sadece köşkün içinde değil bahçeye girdiğiniz andan itibaren sizi karşılıyor. Küçük Prens’in yazarı A.S. Exupery “Her yetişkin önce çocuktu… Ama pek azı bunu hatırlıyor” der. Ben de her yetişkinin ‘önce çocuk’ olduğunu hatırlayacağı en güzel adresin bu sergi olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Benim gibi çocukluğu masallar içinde geçenler için oldukça etkileyici bir sergi. “Aaaa Küçük Prens de varmış, şuradaki Sinderalla’nın ayakkabısı değil mi, peki Pall Sokağı Çocukları nerede?” gibi merak dolu bakışlarla odaları dolaşırken konuşan tabaklar, kafası kopmuş yaratıklar, kuş ölüleri içinizdeki çocuğu usul usul korkutmaya başlamış olacak. Ama tam o sırada bir ses “Hayır yavrum Zürafa’ya dokunmuyoruz” diyerek sizi masal dünyasından alıp köşkün içindeki curcunaya düşürebilir, paniğe gerek yok! Bu arada sergi kataloğunun yalnızca İngilizce bilenler için hazırlandığını da garip bulduğumuzu not düşelim.

YANINIZDA DEĞİL İÇİNİZDE

Şu bilgileri de paylaşmakta fayda var: Bir kere sergi yetişkinler için. Ancak çoğunluk isminden ilhamla ‘çocuk etkinliği’ diye düşünmüş muhtemelen. Öyle olunca aileler kundaktaki çocuğu dahi kapıp gelmiş. Ağlamalar, bağırtılar dizboyu. Ayrıca çocuklarla yetişkinler arasındaki diyalog da en az sergi kadar ürkütücü. Mesela çocukların büyüklere korkuyla şöyle fısıldadığını duydum: “Çocuğun üstüne fare mi çıkmış?”


“Yok yavrum plastik onlar korkma!”

Tabi bir de her yaş ziyaretçiyle görevliler arasında geçen diyolaglar var ki bunlar da genelde şöyle: “Hanımefendi lütfen dokunmayın!”, “O alan da sergiye dair lütfen üstüne basmayın!”, “Zürafanın kıllarını çekmeyin çocuklar!” Velhasıl tavsiyemiz içinizdeki çocukla bu sergiye gidin, dolaşın ama yanınızda çocukla değil.

#İçimdeki Çocuk
#Abdülmecid Efendi Köşkü
#M. Ömer Koç
#Beştepe
4 yıl önce