|

Korkunun sesini duymak

Modern korku edebiyatının en önemli temsilcilerinden kabul edilen Thomas Ligotti’nin “Hayalperest Ölünün Şarkıları” kitabı Can Yayınları’ndan çıktı. Korkunun kendine has sesini duyuran öykülerden oluşan kitap, gerek dili gerekse üslubuyla okuru tekinsiz fakat bir o kadar heyecanlı bir maceraya sürüklüyor.

Arzu Şahin
04:00 - 15/05/2020 Cuma
Güncelleme: 22:52 - 14/05/2020 Perşembe
Yeni Şafak
Hayalperest Ölünün Şarkıları Thomas Ligotti Çev. Berna Seden Can Yayınları Mart 2020 328 Sayfa
Hayalperest Ölünün Şarkıları Thomas Ligotti Çev. Berna Seden Can Yayınları Mart 2020 328 Sayfa

Korku sizin korkunuz olmadığı sürece, yani tanıdığınız bir korku değilse, gerçekten korku değildir diyor Thomas Ligotti. Bizi bildiğimiz korkulardan bilmediğimiz dehlizlere yolculuğa çıkaran yazar, hikayeleriyle hepimizi karanlık tarafa çekmeyi başarıyor. Ligotti, kozmik bir mezara benzettiği dünyada, huysuz ve yaşlı evrenin örümcek bağlamış köşelerine birkaç acı kahkaha yollamak istediğini söyleyerek yola çıkıyor. Uyurgezerlere Düşler, Uykusuzlara Düşler ve Ölülere Düşler şeklinde bölümlere ayrılan kitapta, korkumuzu açığa çıkaracak hemen hemen tüm klişeler kullanılıyor. Rüyalar gerçeklerle, yaşam ölümle, maskeler zombilerle, cansız mankenler vampirlerle, aynalar delilikle kesişiyor, karışıyor ve o bildik ürperti gün yüzüne çıkıyor. Ancak yazarımız bu klişeleri edebiyatın büyülü atmosferleriyle öylesine başarılı bir şekilde harmanlıyor ki okuduğunuz öykü sizi ürkütse de dildeki lezzeti kaçırmamak için son sürat ilerliyorsunuz.

KORKU BİZDEN DAHA GERÇEKTİR

Öyküler kadar her bölümün sonunda yer alan ve yazarın korku edebiyatıyla ilgili felsefi tartışmalarını yansıtan bölümler ise zihin açıcı. Ligotti’nin bitiremediği bir öyküsünden yola çıkarak kuramsal olarak korku edebiyatını anlattığı “Korku Yazını Üzerine Notlar: Bir Öykü” ile “Profesör Hiç Kimse’nin Doğaüstü Korku Üzerine Notları” en az hikayeleri kadar güzel ve etkili metinler. Özellikle korku edebiyatı üzerine okuma yapan ya da yazmaya çalışanlar bu notlardan çok şey öğrenebilir.

Aşina olunmayan bir kente gidiş, akademik bir araştırma projesi, eski bir binanın yıkılması, bir tımarhane serüveni gibi sıradan olaylarla başlayan hikayeler yaşam ile ölüm arasındaki çizginin silikleşmeye başladığı anlarla son buluyor. Ucu açık sonlar okurun zihninde tekrar tekrar yazılıp duruyor.

Korkunun insanın varoluşsal kaygılarından en önemlisi olduğunu vurgulayan Ligotti, korku edebiyatının icatlarıyla bu soruna merhem olunacağını kulağımıza fısıldıyor. “Delilik, kaos, iliklere işleyen kargaşa, sayısız ruhun mahvı - bizler feryat edip ölürken, Tarih parmağını yalayıp sayfayı çevirir. Acının canlılığı ve korkunun kalıcı etkileri konusunda dünyayla rekabet edemeyen kurmaca, bu durumu kendince telafi eder. Nasıl mı? Acımasız amaçlara hizmet eden garip araçlar icat ederek.”

Doğaüstü korkuyla kendimize ait kader iplerini alimizde tutabileceğimizi söyleyen yazar, bizlere kurmacanın imkanlarından faydalanarak korkuların üzerine gitmemizi salık veriyor.

İyi edebiyatın dimağda bıraktığı tadı bilen okurlar, Thomas Ligotti ile karanlığa dalmaktan korkmayacaktır. Yaşamla ölüm arasındaki çizgide bizi biz yapan korkularımızın çevresinde dolaşıp, beynimizin kuytularından çıkardığımız hayaletlerin sesine kulak kesilmemizi sağlayan “Hayalperest Ölünün Şarkıları” bizi tekinsiz yollara sürüklüyor. O yollarda yürürken ödediğimiz bedel kimseyi öldürmediği gibi güçlendiriyor.

“Hayalperest Ölünün Şarkıları” korkunun katmanları arasında kaybolmak isteyenler için ideal bir kitap.

#Hayalperest Ölünün Şarkıları
#Thomas Ligotti
#Can Yayınları
4 yıl önce