|

Pedala basmak terapi gibi geldi

Mehmet Yapar yaşadığı sıkıntılı günleri atlatmak için bisiklete bindi ve kendini birden yollarda buldu... Kırmızı bisikletiyle İstanbul'un her yerini dolaşan, yolda ünlü simalarla karşılaşıp farklı hikayelere tanıklık eden Yapar, bir terapi olarak gördüğü bisiklete binmenin hayatın hızına tanıklık etmek olduğunu söylüyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 31/01/2016 Pazar
Güncelleme: 04:03 - 30/01/2016 Cumartesi
Yeni Şafak

Özgürlük, çocukluk, heyecan ve biraz da nostalji... İstanbul'un trafik keşmekeşinde yanımızdan hızlıca geçip giden motorsikletlileri görür onlara özenir dururuz. Peki ya bisikletliler? Kullandığımız araba son model dahi olsa bisiklet gördüğümüzde çocukluğumuza dalıp gideriz. Kiminin bayram sabahı babasının hediye ettiği ilk bisikleti aklına gelir kiminin de hiç sahip olamadığı o bisiklet... Yıllar geçse de bisiklet tutkusunu hala canlı tutanlar var. Özel bir şirkette muhasebeci olan Mehmet Yapar, girdiği sıkıntılı dönemden aradığı çıkışı kırmızı bisikletiyle bulmuş. Ayrıca kırmızı bisiklet çocukluğundan sonra sahip olduğu ikinci bisiklet. Yapar, bisikleti deyim yerindeyse hayatının merkezine koymuş. Zamanla bisikletin hayatını değiştirdiğini söyleyen Yapar, “Bisiklet binmeye başladıktan sonra kızımla daha çok ilgilenmeye başladım” diyor. Nostaljik kırmızı bisikletiyle İstanbul'da gezmedik yer bırakmamış. Gittiği yerlerde çektiği fotoğrafları da instagramda @kirmizibisikletim hesabında 22 binden fazla takipçisiyle paylaşıyor.



BENİ HAYATA BAĞLADI


Bisikleti çoğu zaman eğlence aracı olarak görsek de rahatlatan bir tarafı olduğunu birçoğumuz fark etmemişizdir değil mi? Bisikleti terapi aracı olarak gördüğünü söyleyen Yapar, “O dönemler yanıma arkadaş ararken bisiklet almaya karar verdim. Binmeye başladığım anda özgürlüğümü hissettim. Birkaç kez işe bisikletimle gittim ve tek başıma yolculuğa çıkmanın keyfini yaşadığımı fark ettim. Bisikletin beni rahatlatmasının etkisiyle ailemle daha çok ilgilenmeye başladım. Artık kızımı da yanıma alarak geziyorum. Bu durum onu çok mutlu ediyor” diyor. Bisiklet alırken özellikle 70'li yılların kırmızı bisikletini tercih eden Yapar, birçok insanın ilgisini de çekmeyi başarmış. Yapar, “Bisiklet kullanırken yanıma 85 yaşında bir amca yanaştı. Bisikletimle fotoğraf çektirmek istediğini söyledi. Sebebini sorduğumda ise 'Babamın bana aldığı ilk bisiklet bunun aynısıydı, bu bisikletle güzel anılarım var' dedi. O an bu bisikleti almakla doğru tercih yaptığımı anladım” diyor.



Şener Şen ve Ara Güler'den takdir aldım


Mehmet Yapar, kırmızı bisiklet sayesinde birçok yazar ve oyuncuyla tanışma fırsatı da bulmuş. İş ve sanat camiasının bisiklete olan ilgisini Yapar şöyle anlatıyor: “Sunay Akın, Tuna Kiremitçi, Ara Güler, Can Ersal, Şener Şen, Derya Tuna ve Davut Dişli gibi birçok değerli insan instagram hesabımda bisikletimin fotoğraflarını görünce beni arayarak bisikletin ruhunu çok güzel yansıttığımı söyledi ve benimle tanışmak istedi. Buluşarak onlara bisikletimi ve neler yapmak istediğimi anlattım. Bir gün Beşiktaş'ta fotoğraf çekimi yaparken dinlenmek için bir kafeye gittim. İçeride Şener Şen ve Ara Güler oturuyormuş. Bisikletimi görünce hemen yanıma geldiler. Ara Güler'e bisikletimle çektiğim fotoğrafları göstermek istedim. İlk önce 'Sakın kötü fotoğraf gösterme' diyerek kızdı. Gelin ve damadın şemsiyeli gün batımı fotoğrafını gösterince Güler ne diyeceğini şaşırdı ve beni tebrik etti.” İstiklal Caddesi'nde tramvay vatmanından otobüs şoförüne kadar halktan birçok kişi de Yapar'a arabayla bisikleti takas etmeyi teklif etmiş.







Sunay Akın'dan yazmak için tavsiye


Kırmızı bisikletiyle İstanbul'un tüm semtlerini gezen Yapar, gezmekle kalmayıp seyahatleri sırasında yaşadıklarını da kitap haline dönüştürmeyi planlıyormuş. Fakat Sunay Akın onun bu fikrini değiştirmiş. Yapar o günü şöyle anlatıyor: “Akın, beni oyuncak müzesine davet etti. Bana Instagram hesabı üzerinden yazınca çok şaşırdım. Kendisiyle tanışmaya gittim ve bisiklete farklı bir ruh kattığımı söyleyerek beni takdir etti. Ben de planlarımı anlatmaya başladım ve yakın zamanda kitap yazmak istediğimi söyledim. 'Mehmet etrafına bir bak. Kaç kişinin elinde kitap ya da telefon var' dedi. Etrafıma baktığımda ise gerçekten herkes telefonuna dalmıştı. 'Manzara ortada. Türkiye'nin her yerini gezdikten sonra kitap yazmaya başla. O zaman daha çok ilgi görür' deyince kitap yazmayı o an erteledim."



550 kilometre yol kat etti


Mehmet Yapar İstanbul'da Anadolu Yakası'nın tüm ilçelerini, Avrupa Yakası'nda ise Edirnekapı'ya kadar her yeri gezerek 550 kilometre yol katettiğini söylüyor. Bisiklet kullanırken İstanbul trafiğinde çoğu kez kaza tehlikesi geçirdiğini belirten Yapar, “Bisikletle gitmek istediğim yere çok kısa bir sürede trafiğe takılmadan gidiyorum ama sürücüler bisikletlilere hiçbir zaman önem vermiyor. Onların gelip gelmediğine bile bakmıyorlar. Birçok kez araba üstüme çıkacaktı. Bisiklet yollarını park yeri olarak kullanıyorlar. Ben çoğu zaman kızımı da bisiklette arkama alıp öyle geziyorum” diyerek sürücülerin bisiklet yollarını ihlal etmemesi gerektiğini vurguluyor.







Sadece bir gün işe bisikletle gidin!


Günlük hayatımızda gideceğimiz yerlere ya aracımızla ya da otobüsle gidiyoruz. Sürekli bir yerlere yetişme telaşında olduğumuzdan dolayı yol güzergahında bulunan çoğu şeyi belki de görmemişizdir. Bisiklete binmeye başladıktan sonra bu zamana kadar fark etmediği birçok şeyi görmeye başladığını söyleyen Mehmet Yapar, “Herkes sadece bir gün işine bisikletle gitsin. O zaman hayatı ne kadar hızlı yaşadığını anlayacaklar” diyerek bisikletin günün ayrıntılarını görmemizi sağladığını belirtiyor.


#Kırmızı bisiklet
#Özgürlük
#Mehmet Yapar
8 yıl önce