|

Ünlerini 100 yıldır kimseye kaptırmadılar

İstanbul Tasarım Bienali, 'Yaratıcı Mahalleler' adını verdiği bir programla İstanbul'un farklı mahallelerindeki tasarım odaklı 39 markayı ilk kez bir araya getirdi. Bu program, markaları kendi mahallelerinde öne çıkarmayı hedefliyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 30/10/2016 Pazar
Güncelleme: 21:23 - 29/10/2016 Cumartesi
Yeni Şafak

İstanbul tarihi kadar içinden çıkan markaların da tarihi bir o kadar önemli. İstanbul'un tarihiyle yaşıt mahalle aralarında doğmuş, bugünlere ulaşmış markalar var. İstanbul'un Beyoğlu, Beşiktaş, Şişli, Eminönü, Fatih, Sarıyer, Kadıköy gibi tarihi ilçelerinde bu markalar karşımıza çıkıyor. Ece Ajandası, Meyer Saat, Tevfik Aydın Saat, Eyüp Sabri Tuncer, Cemilzade, Cağaloğlu Hamamı bu markalardan sadece birkaçı. Üçüncüsü düzenlenen İstanbul Tasarım Bienali, bu yıl ilk kez 'Yaratıcı Mahalleler' adını verdiği bir programla bu markaları bir araya getirdi. Yaratıcı Mahalleler programı kentte var olan tasarım odaklı markaları kendi mahallelerinde öne çıkarmayı hedefleyen bir proje. 39 marka kendi mahallelerinde gerçek-leştirecekleri farklı etkinliklerle kent sakinleriyle buluşuyor. Biz de bu markalardan yüzyılı geride bırakanlarla görüşüp hem bienaldeki işlerini hem de bir markayı geleceğe taşımak konusunu masaya yatırdık.



TİK TAKLARI TAKİP EDİN


127 yıllık Tevfik Aydın Saat, Levent Mahallesinde Kanyon AVM içinde yer alan mağazasında dünyada ilklerden olan “Saatlerce” projesiyle mekanik ve quartz kol saatleri, guguklu duvar saati ve dünyanın en meşhur kule saati Big Ben'in makine seslerinin oluşturduğu müzikal bir kompozisyonu görsel bir şov eşliğinde ekrana taşıyor. Markanın 4. kuşak temsilcilerinden Canan Önder, "Eskiden mekanik saatlerin düzgün çalışıp çalışmadığını saat tamircileri ve müşteriler dinleyerek anlarlarmış. Bugün mekanik saatler hayatımızda yok ama biz bu alışkanlıktan yola çıkarak Saatlerce projesini gerçekleştirdik. Kanyon mağazamızda müşterilerimize bu deneyimi yaşatıyoruz. 51 saat seçtik, bunların geneli mekanik saat ama içinde 3 tane quartz saat, bir de Big Ben'in sesi var. Ekranda saatler dönerken fonda saat sesleri duyuluyor. Saat seslerinden 'Zemberek' adını verdiğimiz bir müzik videosu daha hazırladık. O da oldukça ilginç bir çalışma oldu" diyor.







ZAMAN MEKAN ALGISI ORTADAN KALKIYOR


Meyer Saat'in Almanya'dan Yıldız Sarayı'na uzanan ilginç bir hikayesi var. Markanın kurucusu Johann Meyer, Sultan 2. Abdülhamid'in hizmetinde çalışmak için İstanbul'a gelir ve 1876 yılında İstanbul'da Yıldız sarayında baş saatçi olur. Johann Meyer'den sonra oğlu Emil Meyer ve Wolfgang Meyer de aynı şekilde, usta saatçiler olarak İstanbul'da hizmet vermişler. Kendileri gibi ustalar yetiştirmişler. 1985 yılında Wolfgang Meyer birlikte çalıştığı ustası Nahsen Bayındır'a markayı emanet eder. Meyer'i şu an Nahsen Bayındır'ın oğlu Onur Bayındır devam ettiriyor. Bayındır, "Eski ile kıyaslayınca, her şey hızlı dönüşebiliyor. İnsanlar arasındaki zaman, mekan algısı dahi ortadan kalkabiliyor, böyle bir düzende zamana ayak uydurmak zorlaşıyor ve bu sebeple zaman daha kıymetli bir hal alıyor" diyor. Meyer Saat tarafından tasarlanan saat yerleştirmesi Zamanın Bir Asırlık Göstergesi, Karaköy Lokantası'nda bienal bitene kadar görülebilir.







BORÇLANMADAN KAÇINIYORUZ


Evlerimizin vazgeçilmezi Eyüp Sabri Tuncer kolonyalarının yönetimi 1994 yılından itibaren 3. kuşak olarak Engin Tuncer'de... Tuncer, markalarının uzun süredir devam etmesini üç sebeple açıklıyor: “İlk olarak dedemden gelen çok ciddi bir disiplinimiz var. Her şey yazılı ve kayıt altındadır. Dedem döneminde bir banka kasası neyse bizim kasamız da öyleydi. İkinci olarak biz markamızın devamlılığı için her zaman önümüzü görerek hareket etmeyi tercih ediyoruz. Bu nedenle aşırı borçlanmalardan kaçınıyor, mümkün olduğu kadar kendi paramızla ve yapabileceğimiz kadarını yaparak devam ettik. Tasarruf etmeyi bildik. Son olarak kurumsallaşma aşamasına da özen gösterilmesi gerekiyor.”







BİZ TATLI MIYIZ


Cemilzade 1883'te Udi Cemil Bey tarafından kuruluyor. Cemilzade'nin hikayesini markanın dördüncü kuşak temsilcisi Barış Cemiloğlu anlattı: “Cemilzade'yi 1883'de kuran büyük büyükbabam Udi Cemil Bey, sonra büyükbabam Mehmet Ali Bey, babam Satvet Bey ve şimdi de şahsım işimizi usta/çırak ilişkisiyle öğrendik ve her zaman üretimin başında olduk. Bu sayede Cemilzade'de üretilen tatlar 133 sene önce nasıl idiyseler, bugün de aynı lezzetteler. Hiçbir katkı maddesi kullanmadan, tamamen doğal malzemelerle en üst kalitede üretim yapmak, yaptığımız işin kalitesinden taviz vermemek adına her zaman butik üretim tarzımızı korumak yüzyılı aşkın bir zamandır Cemilzade'nin var olmasının en önemli temel taşlarındandır. Marka itibarımızı riske edebilecek hiçbir işbirliğine olumlu yaklaşmamış olup bu sebeple satışlarımızı sadece kendi mağazalarımızda gerçekleştirip şubeleşmeyi tercih etmedik.” Cemilzade, Tasarım Bienali'nin temasına uygun bir etkinlikle bienaldeki yerini alıyor: Biz tatlı mıyız? 2 saniye, 2 gün, 2 yıl, 133 yıl, bir lezzet tasarımı Cemilzade. 5 Kasım cumartesi 18.00-19.00 saatleri arasında Cemilzade Etiler Mağazası'nda Udî Cemil Bey'in besteleri eşliğinde geleneksel tatlar tadımına katılabilirsiniz.







Dernek çatısı altındalar


Yüzyılı geride bırakan ve hala ilk günkü gibi ayakta duran markalar, Yüzyıllık Markalar Derneği çatısı altında toplanıyor. Cemilzade'nin dördüncü kuşak temsilcisi Barış Cemiloğlu, Yüzyıllık Markalar Derneği'nin başkanlığını yürütüyor. Bu derneğin şu an 27 üye markası bulunuyor. Bu markaları şöyle sıralayabiliriz: Meyer Saat, Tevfik Aydın, Ece Ajandası, Elit Çikolatası, Kifidis, Komili, Konyalı, Koska, Koska Helvacısı, Çift Geyik Karaca, Afitap, Emgen Optik, Apikoğlu, Cağaloğlu Hamamı, Deriş, Cemilzade, Hafız Mustafa, Vefa Bozacısı, İlancılık, Pandeli, Eyüp Sabri Tuncer, Hamamcıoğlu, Splendid Palas Hotel, Ali Muhittin Hacı Bekir, Karaköy Güllüoğlu, Petek Saraciye, Uludağ (Doğal Maden Suyu).



Yüzyıllık Markalar Derneği'nin tek hamamı


Cağaloğlu Hamamı, 1768 yılında Sultan 3. Mustafa tarafından şehrin artan su ve odun ihtiyacı nedeniyle büyük hamam yapılmasının yasaklanmasından önce yapılan son büyük hamam olmasından dolayı tarihte ve günümüze büyük bir öneme taşıyor. İstanbul'un en büyük çifte hamamlarından olan Cağaloğlu Hamamı, Yüzyıllık Markalar Derneği'ne kabul edilen tek hamam olmasından dolayı da dikkat çekiyor. Cağaloğlu Hamamı, 3. İstanbul Tasarım Bienali kapsamında açılan 40 Haramiler Kuşaklararası İletişim Fotoğraf Sergisi'ne ev sahipliği yapıyor. Sanatçı Muammer Yanmaz'ın bir projesi olan 40 farklı fotoğraf sanatçısının 40 farklı fotoğrafla yer aldığı sergi bugün saat 17.00'ye kadar gezilebilir.





#Tasarım Bienali
#Yaratıcı Mahalleler
7 yıl önce