|
‘İslami’otel ve ‘İslami’ turizm

Ekonomik gelişmeler, bilimler, yeni keşifler, icatlar insanoğlundaki merak sayesinde gelişir.



O yüzden eskiler “

Merak ilmin hocasıdır

” derler.



Eskiden okullarda kompozisyon konusuydu: Çok gezen mi bilir çok okuyan mı?



Bacasız sanayi

olarak bildiğimiz turizm denince de akıllara deniz kum ve güneş gelirdi.



İletişim teknolojisiyle yeni yerler keşfetme arzusu kamçılandı.



Şimdi turizm denince akla

yeşil turizm, alternatif turizm, doğa turizmi, yabanıl turizm, macera turizmi, kültürel turizm, inanç turizmi

ve en son eklenen

eko turizm

geliyor.



Eko turizmde eğlence uğruna yok etmeye başladığımız çevreyi kurtarma endişesiyle doğdu.



Zengin Batı ülkelerinin zenginleşen bireylerinin paralarını harcama ihtiyacı ile gelişen ve günümüzde dev bir sektöre dönüşen turizm artık ülkelerin ekonomik yönden

kurtarıcısı

haline dönüştü.



İslam dünyasının turizmi keşfi de Batı'nın bağladığı yoksulluk zincirlerinden kurtuldukça arttı.



Her yıl yaklaşık

121 milyon Müslüman

dünyanın farklı ülkelerine seyahat ediyor ve bu seyahatlerde yaklaşık

155 milyar dolar

harcama yapıyor.



Müslüman

nüfusu

dünya

nüfusunun

1.57 milyar ile yüzde 23'ünü oluşturuyor.



Zengin Müslüman azınlığın toplam turizm ekonomisine katkısı yüzde 10.



Yaklaşık 900 milyon Müslümanın turizme katkısı yok!


Dünya genelinde 130 ülkeyi kapsayan ve 2011'den bu yana yapılan bir araştırma var.



Bu araştırmada, helal kesim, ibadet mekanları, Müslüman dostu hizmet ve etkinliklerin yanı sıra seyahat kolaylığı ve alışveriş imkanları inceleniyor.



Aynı araştırma bu yıl da yapılmış.



Kim yapmış?



MasterCard

ve Merkezi Singapur'da bulunan seyahat platformu

CrescentRating

.



“Müslümanların Seyahat Tercihleri Endeksi 2017 Raporu”ndan neler çıkmış?



Malezya, Müslüman turistlere uygun koşulları sağlayan ülkeler sıralamasında bu yıl da ilk sıradaki yerini korurken

Malezya'yı Birleşmiş Arap Emirlikleri (BAE) ve Endonezya

takip etmiş.



Türkiye

geçen yılki listede üçüncü sırada iken bu yıl

dördüncü

olmuş.



Farklı kriter değerlendirmelerinde Türkiye, vize uygulamaları, transit geçiş, ibadet mekanı bulunması, havalimanı hizmetleri, güvenli seyahat ve aile tatil bölgesi gibi alanlardaki olumlu özellikleriyle ön plana çıkmış.



Bizde mütedeyyin Müslümanlara hizmet veren

adları İslami(!) bol yıldızlı otellerin

şimdilik diğerlerinden tek farkı

alkolü içkinin

olmaması ve

kadınlara özel hamamı ve havuzu.


Bol yıldızlı otellerde

lüks yaşam ve israf

hepsinin ortak yanı olmuş.



Turizm alanında dördüncülüğü başarı olarak görenlere bir diyeceğimiz yok.



Ancak potansiyele göre

İslam

dünyasının hatta

Hıristiyan

Batı ülkelerinin tarihinin merkezinde yer alan, peygamberler diyarı bir ülkenin, 3 tarafı denizlerle çevrili, insanlık tarihi kadar eski onlarca

antik kentleri

olan

Anadolu'nun

dünya turizminde ilk 3'e girmesi gerekiyor.



GÜNDE KAÇ SAATİMİZ

TELEFON BAŞINDA GEÇİYOR?



Bağımlılık dediğimizde artık

sigaradan ve alkolden

çok akıllı telefonlar anılmaya başlandı. Türk halkı akıllı telefonların başında günde ortalama

248 dakika

geçirirken,

kadınlar
erkeklere

oranla daha fazla vakit harcıyor.



Kadın kullanıcılar 279 dakika telefon kullanırken erkek kullanıcılarda bu süre 248 dakika.



Demek ki kadınların çok konuştuğu iddiası telefonda geçerli değil!



Türkiye'de en çok kullanılan platform YouTube olurken

, YouTube'u sırasıyla WhatsApp, Facebook, Onedio, Hürriyet, Instagram, Ekşisözlük, Twitter, Sahibinden ve İzlesene

siteleri izliyor.



Günde ortalama 10 saatimiz internete bağlı geçiyor.



Tam bağımlıyız!



LAZIMLIKLA
ÇORBA İÇENLER


Bu pazar hikayesi de hassasiyeti kaybolmaya başlayanlara gitsin:



Necip Fazıl'ın

evinde bir yaz günü sofra kurulmuş yemek yenilecek.



Üstad masanın üstünde içi soğuk suyla dolu

viski şişesi

görünce sormuş: Bu ne?



Oğlu: Soğuk su için buzdolabına ancak bu şişelerle su koyabiliyoruz.



Üstad itiraz etmiş: Olmaz.



Oğlu: Baba inan ki çok iyi temizledik kaynar bol sabunlu sularla yıkadık.



Üstad: O halde oğlum yarın

lazımlık

satan bir dükkana gideceksin ve oradan el değmemiş bir lazımlık satın alacak ve

çorbanı da o lazımlıkla içeceksin

.



İçebilir misin?



Elbette içebilirsin hiçbir mahzuru da yok ama mantığın kabul etse de

ruhun kusar bu çorbaya

.


#Otel
#İslami otel
#Necip Fazıl
7 yıl önce
‘İslami’otel ve ‘İslami’ turizm
Haftanın ekonomik özeti ve beklentiler
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü