|

Rumların 'tutuklama' talebine yanıt: S-400'ler buna göre konuşlanabilir

Doğu Akdeniz’de son dönemlerde artan gerilim, Rum Yönetimi’nin Türkiye’nin bölgedeki sondaj gemisi Fatih’in personeline yönelik ‘tutuklama’ kararının ardından yeni bir boyut kazandı. Ülkemizin bölgedeki enerji denkleminden çıkarılmak istendiğine dikkati çeken kaynaklar, Türkiye için mevcut şartlarda en büyük tehdidin Doğu Akdeniz kaynaklı olduğuna işaret etti. Uzmanlara göre, Temmuz ayında teslim alınacak S-400 bataryalarından bir kısmının Doğu Akdeniz’i kapsayacak şekilde konuşlanması oldukça yüksek bir ihtimal.

Sertaç Aksan
04:20 - 12/06/2019 Çarşamba
Güncelleme: 08:04 - 12/06/2019 Çarşamba
Yeni Şafak
S-400 hava savunma sistemi bataryaları.
S-400 hava savunma sistemi bataryaları.

Sadece bölgemizi değil çok geniş bir coğrafyayı doğrudan etkileyen Doğu Akdeniz'de tansiyon her geçen gün yükselmeye devam ediyor. Güney Kıbrıs Rum Kesimi tarafından Türkiye'nin bölgedeki sondaj gemisi Fatih’in personeline yönelik çıkarılan ‘tutuklama’ kararı süreci yeni bir boyuta taşıdı.

Rum yönetiminin bu adımına 'Çok sert bir şekilde karşılık verilir' yanıtını veren Türkiye, enerji denklemindeki avantajlı konumunu ve bölgedeki soydaşlarını her ne pahasına olursa olsun koruyacağı mesajını net bir dille tüm dünyaya ilan etti.

Türkiye ve KKTC'nin yanı sıra bölgedeki çok geniş bir alanda enerji konusunda faaliyetlerde bulunan Enerji Ekonomisi Derneği'nin Başkanı Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu, dünyada yeni 'soğuk savaş' alanının Doğu Akdeniz olduğunun altını çizerek, "Asıl üzerine düşünülmesi gereken konu, bu soğuk savaşın 'sıcak savaşa' dönüşme ihtimali" şeklinde konuştu.



Rumları kışkırtan taraflar var

Rum kesiminin tek başına böyle bir karar alma ihtimalinin yok denecek kadar az olduğuna değinen Kumbaroğlu, şöyle devam etti:

"Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, özellikle son dönemlerde oldukça tehditkar ve kışkırtıcı bir tutum sergilemeye başladı. Bu tutumun kısa vadede yumuşama ihtimali yok. Çünkü Rum tarafını kışkırtan taraflar da var.

Sadece çok yakın bir zaman öncesinde NATO tarafından organize edilen bir devir-teslim töreninde yaşanan skandallar bile Rumlara bu cesareti tek başına verebilecek türden.

Yine çok yakın zamanda Avrupa Birliği Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini Türkiye'nin sondaj yapma niyeti konusunda endişelendiklerini açıklamış, Türkiye bu açıklamayı red ederken uluslararası hukuktan kaynaklanan meşru haklarını kullandığını hatırlatmış ve çıkarlarını koruyacağının altını çizmişti.


  • Rumların, Fatih Sondaj Gemisi’ndeki mürettebatın tutuklanmasını talep edebilecek kadar cesaretlenmesini sağlayan sadece NATO toplantısı ve Mogherini de değil. ABD’nin, İsrail, Mısır, İtalya ve Ürdün’ün tutumu belli. Kaldı ki bizim her dönemde yanında olduğumuz ve kimi zaman bu nedenle müttefiklerimizle aramızın bozulmasına neden olan Filistin dahi bölgede Türkiye karşıtı oluşumun yanında yer aldı. Avrupa’dan ve Rusya’dan gelen destekleri de eklediğinizde GKRY’nin Türkiye’ye karşı tutunduğu tavrı giderek sertleştirecek cesareti bulmasının nedenleri ortaya çıkmış oluyor."

Gerginlik daha da artacak

Prof. Dr. Kumbaroğlu, önümüzdeki süreçte bölgedeki gerginliğin yumuşamak bir yana dursun daha da sertleşebileceğini anlatarak, “Temmuz ayında Yunanistan’da seçimler var. Bu nedenle Yunanistan’dan ve Rum Yönetimi’nden gerginliği azaltacak adımlar beklemek gerçekten uzak bir yaklaşım olur” ifadesini kullandı.


S-400’lerin konuşlanacağı yer buna göre seçilebilir

Temmuz’un öneminin sadece Yunanistan’daki seçimler olmadığına vurgu yapan Kumbaroğlu, şunları söyledi:

“Sadece Türkiye ile ABD arasında değil, Türkiye-NATO ve Türkiye-Rusya arasındaki dengeler açısından da son derece önemli bir hal alan S-400 hava savunma sisteminin ülkemize teslimi de Temmuz ayında yapılacak.

Bu nedenle S-400’lerin konuşlanacağı yerin seçiminde bölgedeki gelişmelerin çok önemli bir yer teşkil edeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz."


Mevcut gerginlikler herkese zarar verir

Kumbaroğlu ayrıca, yaşanan gerilimin ne Türkiye’ye ne de Yunanistan’a yaramayacağına işaret ederek, “Bölgede çok büyük bir enerji pastası var. Bunu birlikte yemek yerine bu tür adımlara devam edersek bu işten kimse avantajlı çıkmaz. Gerginliği başlatan ve tırmandıran Rum Yönetimi’nin ve Yunanistan’ın bir an önce bu tutumundan vazgeçip, TANAP ile başlayan süreci enerjide herkesin kazanabileceği bir noktaya taşıması gerekir. AB temsilcilerinin de sorumlu ve adil bir tutum sergilemesi gerekir" şeklinde konuştu.

#Türkiye
#KKTC
#Güney Kıbrıs Rum Yönetimi
#Gürkan Kumbaroğlu
#Sertaç Aksan
5 yıl önce