Adayların büyük heyecanlar ve yeni umutlarla girdiği Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı'na (YGS) 2 milyon 265 bin 902 kişi katılıyor. Öğrenciler sadece bilgi olarak değil psikolojik ve taktiksel açıdan da yarış içindeler. Türkçe, Matematik, Sosyal Bilgiler ve Fen Bilimleri dersleri ile ilgili soruların yer alacağı sınavda öğrenciler, lisede öğrendikleri derslere ait temel bilgilere sahip olmanın yanında, okuduğunu anlama, zihinsel becerilerin ölçülmesi, temel kavram ve ilkelerle düşünmeye yönelik sorularla da karşılaşacaklar. Öğrencilerin kaygı ve stresi artarken aileler de bu durum karşısında sakinliğini koruyamıyor.
Anne ve babaların öğrencileri strese sokacak söz ve davranışlardan uzak durması gerekiyor. Rehber Öğretmeni Nurcan Eğribaş, stresli ebeveynlerin adaya eşlik etmemesini tavsiye ediyor. Eğribaş sözlerini şöyle sürdürdü: “Eğer hiç kahvaltı yapma alışkanlığınız yoksa kendinizi biraz zorlayıp şekerli yiyecekler tüketebilirsiniz. Araştırmalar sınav öncesi rahatlama egzersizlerinin kaygıyı azalttığını gösteriyor. Sizlerde sınav haftası boyunca yapacağınız derin nefes alma, kendi kendine konuşma ve gevşeme hareketleri ile kaygınızı azaltabilirsiniz. 'Bu sadece bir test', 'Mükemmel olmak zorunda değilim' ve 'Çok çalıştım, elimden geleni yapacağım' gibi rahatlatıcı ifadeler kullanmalı, pozitif düşünceler içerisinde olmalısınız''.
Öğrenciler için bir başka önemli konuysa zaman. Zamanın iyi değerlendirilmesi için öğrencilerin kendilerine en kolay gelen dersten başlaması faydalı olacağına değinen Nurcan Eğribaş, kodlamanın her bölümün sonunda yapılması gerektiğini söylüyor. YGS puanına göre tercih yapacak adayların tercih yapacakları bölümün puanına göre strateji belirlemeleri gerektiğini belirten Eğribaş, “Sözelciler Türkçe - Sosyal Bilgiler, Sayısalcılar Fen Bilimleri ve Eşit Ağırlık bölümlerini okuyanlar ise Matematik derslerinden başlamalılar. Bu sorular onlara en çok puan getirecek derslerdir" diyor. Özellikle Türkçe'deki paragraf sorularında çok zaman harcandığını ifade eden Nurcan Eğribaş, dikkatli okuma yapmayı ve zor sorularla inatlaşmanın zaman kaybı olduğunu öğütlüyor.
Gençler arasında diğer bir mücadele ise Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş (TEOG) Sınavı'nda yaşanıyor. 26-27 Nisan tarihlerindeki sınav, hem aileler hem de öğrenciler için önemli karar alınmasını gerektiriyor. “Stres yapma plan yap” diyen Eğitmen Koray Varol, deneme sınavlarının önemine dikkat çekiyor: “Deneme sınavı öğrencinin hem sınava odaklanmasını hem de eksikliklerini fark etmelerine yardımcı olur. Velilerin çocuklarına evde deneme testi uygulamaları yaptırması, eksiklerini daha net görmelerini sağlar.” Kaygıların bilgi eksikliğinden kaynaklandığına dikkat çeken Varol, “Çocuk başarılı oldukça güven kazanır. Sınavda neyin, nasıl sorulacağını anlatmak çocuğu rahatlatır, endişelerini azaltır. Çocukların kaygıları giderilmeli” diyor. Özgüvenin az olması sınava negatif etki yapabilir ancak özgüvenin çok yüksek olması da bazen sınav sonuçlarını olumsuz etkileyeceğini kaydeden Varol sözlerine şöyle devam etti: “TEOG sınavları zamanlama olarak diğer seçme ve yerleştirme sınavlarına oranla daha geniş bir süreye sahip sınavlardır. Her test 20 tane soru sorar, 40 dakika verir ve yanlış doğruyu götürmez. Bu 20 sorunun hepsiyle uğraşmak, sonuna kadar hepsini yapmak önemlidir.”
