İbrahim Zeyd Gerçik’in Liderliğin Kadim Bilgisi kitabı Kapı Yayınları arasında çıktı. Kitap imbikten geçirilmiş harika bir liderlik öğretisini okura sunuyor.
“Akıllı kişi; simasından, taşıdığı ifadelerden, sessizlik ve sükûnetinden, yeri gelince de uygun şekilde verdiği tepkilerden belli olur.” Şeyzeri.
Liderlik, toplumun farklı kesimleri tarafından sıkça duyulan, merak edilen ve “lider doğulur mu, olunur mu?” gibi tartışmaları da beraberinde getiren bir kavram. Elbette günümüz iş dünyasında bu kavrama rağbet de oldukça fazla. Ancak pek çok kavramla sanayi devrimi sonrası tanışan bizler, bu kavramların köklerinin de yalnızca oraya kadar gittiğini zannedebiliyoruz. Halbuki liderlik ve yöneticilik aslında çok daha kadim kavramlardır. İşte bu kavramlar İbrahim Zeyd Gerçik’in Liderliğin Kadim Bilgisi kitabıyla bizlerle buluşuyor. Ocak ayında Kapı Yayınlarından çıkan kitap 150 sayfada imbikten geçirilmiş harika bir liderlik öğretisini bizlere sunuyor. Yazarın ifadesi ile “Bu eser kendi yürüyüşümüzü, kendi sesimizi bulma, kendi değer ve dilimizi inşa etme amacına hizmet için kaleme alınmıştır. (…) Ne geçmişe övgü ne de geçmişi yüceltmedir. Geçmişin bugün ve yarın olduğunu fark ettirmedir.”
BÜYÜK BİR HAZİNENİN ÖZETİ
“İmbikten geçirmek” sözlükte “sözcüklerin süzülerek, damıtılarak, elenerek, ayıklanarak özenle kullanılması” olarak ifade edilmiş. Bu kitap için özellikle bu kelimeyi kullanmayı tercih ettim. Çünkü kitapta birinci yüzyıldan on sekizinci yüzyıla kadar yazılmış siyasetnamelerden süzülerek damıtılmış liderlik bilgisini bulacaksınız. Elli siyasetname eseri incelenmiş, birbirini tekrar eden eserler elendikten sonra otuz dört siyasetnameden liderlik öğretileri ve liderde olması gereken özellikler damıtılmış ve bize sunulmuş.
Kitap iki ana bölüm altında on üç alt bölümden teşkil edilmiş. Birinci bölümün başlığı oldukça dikkat çekici: “Kendini keşif ve inşa”. Kendini keşfetme başlığı günümüz iş dünyasının da farkında olduğu kavramlarından biri. Ancak daha önce incelediğim liderlik kitapları içerisinde çok karşılaştığım bir başlık değil. Hele de siyasetnamelerden bu farkındalıkla konular seçmiş olması yazarın hem geçmişe hem de günümüzün liderlik bakış açısına hakimiyetini gösteriyor. Yunus’un dediği gibi “ilim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir.” Lider olmaya niyet eden kişi evvela kendini tanımalı, bilmeli, güçlü ve zayıf yönlerinin farkında olmalı. Birinci bölüm alt başlıkları öz yönetim, iletişim adabı ve becerisi, ilişkileri yönetmek ve stresi yönetmekten oluşuyor. Bu alt başlıkların da detayları var. Akıl ve duygusal zekâ, öğrenme ve alışkanlıklar, algılama, öfkeyi yönetmek gibi konularda siyasetnamelerden pasajlar okuyoruz. Her başlığın ardından yazarın liderlik ile ilgili katkıları ve yorumları konuyu daha anlaşılır hale getiriyor.
Kitabın ikinci bölümü “Liderlik: Öncü, örnek ve sistem kurucu olmak başlığını taşıyor. Bu başlık altında da liderin nitelikleri, strateji, denetim, kaos yönetimi gibi başlıkları görüyoruz. Her başlıkta Şeyzeri’den, Maverdi’den, Yusuf Has Hacip’ten, Beydaba’dan, İbn-i Haldun’dan dersler alırken, bu başlıkların günümüz kavramlarıyla ustalıkla buluşturulduğunu fark ediyoruz. Satırları okurken iyi bir lider olmak için bahsi geçen özelliklere dikkat kesiliyorsunuz. Acaba bu özelliklerden hangilerini taşıyorum, hangi özelliğimi güçlendirmeli ya da hangi güçlü yönüm üzerine liderlik yeteneğimi inşa etmeliyim diye düşünüyorsunuz.
Bu kitap sizi bir kahve eşliğinde liderliğin daha önce fark etmediğiniz koridorlarında dolaştırmaya talip. Hem de yüz yılların liderlerinin tecrübeleriyle. O halde beni en çok etkileyen satırlardan biri ile bitireyim: “Sırrınla baş başa kal. Sırrı talep edene verme. Hür insanların gönlü, sırlar kabristanıdır.” Turtuşi.
