Kani Karaca,
Nuri Halil Poyraz, Hopçuzade Şakir Efendi, Refik Fersan, Halil Can, Münir Nurettin Selçuk, Arif Sami Toker
gibi birçok önemli sanatkardan istifade ettiğini, meşk ettiğini söyler. Döneminin en büyük musiki üstadlarından dersler alan, sohbetlerinde ve musiki meclislerinde bulunan Kani Karaca, irticalen okuma noktasında öyle bir konuma gelir ki dönemin en kabiliyetli sanatkarı olduğu herkes tarafından ifade edilir.
, akordu bozulan sazendelerin akordunu Kani Karaca’nın sesinden yapabileceğini söyleyerek onun sanatında gelmiş olduğu noktayı veciz bir şekilde ifade eder. Musikide kemale erdiği, ustalık döneminde okuduğu mevlidler, gazeller, kasideler bütün bir halk tarafından hayranlıkla dinlenir. Sesini öylesine sanatkarane kullanır ki bir enstürmanın tatbikinden aciz kalacağı nağmeler yapar ve hiçbir sazın bulamayacağı perdelerde, komalarda gezinir. Perdelere hakimiyetiyle sazende arkadaşlarına latifede bulunmak maksadıyla koca bir sazende ekibini sesi ve dehası vasıtasıyla hiç hissettirmeden başka makamlara başka perdelere götürür. Kani Karaca
yılında kurulan
Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı
’nın ilk hocaları arasında yer alır ve
yılına kadar burada
ve
dersleri verir. Kani Karaca yurt içinde ve yurt dışında birçok yerde Kur’an okur, konserler verir,
’ten vefatına kadar
Konya Mevlânâ ihtifallerine
katılır, Türk milletine ve Türk müziğine çok emek verir, hizmetlerde bulunur. Türk musikisinin yıldız ismi Hafız Kani Karaca
yılında
’ndaki işinden emekli olur.