Şeriat, tarikat yoldur varana
Hakikat, marifet andan içeru
Yani bir İslam âlimi olan Yunus dini 4 dereceli olarak algılar ki bugünkü Müslümanlar bunun 3 derecesini kaybetmişlerdir. Bugünkülerin ellerinde kalan sadece ilk derece olan Şeriat derecesidir. Onun da bir alt dalı olan Ceza Hukuku (hadler) kısmıdır. Yunus'ta ise Şeriat izlenecek yolun, formel yapısını belirleyen mühim bir zemindir. Zira hakikat bu zeminin içerisindedir. Fakat varılacak hedef Hakikat'tir. Yani gaye Hakikat'e ermektir. Bütün diğer ilimler, çabalar, gayretler bu kutsal hedefe yönelik olarak konumlanmaları gerekir. İşte bu da bize bu bilgilenme sürecinin bir vetire, bir yolculuk olduğu gerçeğini hatırlatır. O zaman bu gaye için yola koyulan Hakikat yolcusu form düzeyinden hakikat düzeyine doğru ilerleyen bir yola koyulma ihtiyacı karşısında Tarikat mertebesi ile karşılaşır. Yolculuğa çıkar. Ama bu iki mertebe de hala 'Yol'dur âlim Yunus'a göre. Bu durumda her ikisi de izafi mertebelerdir. Daha henüz mutlaklık içermezler. Bunları şu iki makam izlemelidir ki bunların yöntemlerinin doğruluğu anlaşılsın. Bunlar da Marifet ve Hakikat'tir. Demek ki ilk iki mertebe bu son iki mertebe için vardırlar. Yani bizatihi varoluşları yoktur. Kendileri için var değillerdir. Ancak son ikisi varsa onlar da vardır. Onlar yoksa bunların var oluşları perdelerden bir perde, engellerden bir engel olmaya başlarlar ve akış durur, pıhtılaşma başlar.
Adımız miskindir bizim, düşmanımız kindir bizim
Biz kimseye kin tutmayız, kamu alem birdir bize
Ben gelmedim dava için, benim işim sevgi için
Dostun evi gönüllerdir, gönüller yapmağa geldim
Diyen bu âlimin din anlayışını incelemeye haftaya da devam edeceğiz. Belki bizim elimizden tutar da bugünkü perişan halimizden kurtuluruz.






