
Üniformadan kurtulmayı yalnızca kılık kıyafetteki tektip giysiden kurtulma bağlamında anlamıyorum. Düşünce kalıplarının tektipleştirilmesinden kurtulmayı da murat ediyorum.
Tektip kılık kıyafet, aslında tektip düşünme kalıplarına aşinalık sağlamaya götürür. Merkezden yönetimin temel ilkesidir tektip düşünme kipi...
İlkokula (şimdiki ilköğretimin ilk bölümüne karşılık gelen dönem) devam ettiğimiz günlerde krizet denilen Sümerbank mamulü kırçıl bir kumaştan önlük giyerdik. Ortaokulda şapka taktık. Düz lise öğrencilerinin şapkası sarı, sanat okulu öğrencilerininki yeşil, ticaret lisesi öğrencilerininki de kırmızı şeritliydi. Çoğu öğrenci o şapkayı takmaktan nefret eder, fakat okula şapkasız gelenlerler disiplin cezası alırdı. Bazı öğrenciler sırf o şapkayı takmamak için okul dışında paltolarının cebine tıkıştırır, okul kapısından girerken başlarına geçirirlerdi. Kravat takmak da zorunluydu. O günlerde yavaş yavaş terk edilmeye yüz tutmuş olsa bile memur taifesi hâlâ fötr şapka takıyordu.
Kılık kıyafete bunca titizlik gösterilmesi, temelde, totaliter faşizan zihniyetin ürünüydü.
İnsanların bazı zamanlarda belli meslek erbabı için belli bir kıyafeti giymeyi tercih ettikleri olmuştur. Ancak bu, salt bir tercihten ibarettir. Merkezî erkin buyruğu doğrultusunda riayet edilmesi gereken bir uygulama olarak düşünülmemiştir.
Fakat her halükarda tektip kıyafet faşist olsun, sosyalist olsun totaliter yönetimlerin marifeti olarak dışlaşmaktadır.
Bu yıl gerçekleştirilmiş olan 2012 Londra Olimpiyatlarının açılış ve kapanış seremonilerinde bir husus dikkatimi çekmişti. 4 yıl önce gerçekleştirilen Pekin Olimpiyatlarının açılış ve kapanış gösterilerinde olağanüstü bir disiplin gözleniyordu. Hareketlerdeki tekdüzelik bir bakıma hayranlık uyandırıcı bir titizlikle yerine getirilmişti. Londra Olimpiyatları bu ölçüde titiz görünmüyordu. İki Olimpiyat arasındaki bu farklılık üzerine dikkatimizi yönelttiğimiz bir arkadaş sohbetinde Şükrü Karatepe hepimizin katıldığı bir görüşü dile getirerek, bu farklılığın totaliter ve demokratik rejimler arasındaki sivil ve militer tutum farklılığını simgelediğini söylemişti.
Halen yürürlükte olan Tevhidi Tedrisat Kanunu (3 Mart 1924 tarih ve 430 sayılı Kanun) yalnızca mektep medrese farkını ortadan kaldırmayı hedeflemiyordu. Bunun yanında asıl amaç tektip yurttaş yetiştirmeye yönelik birörnek kafa yapısı "imal" etmekti. Bütün yurttaşları Türk adıyla anmak gene aynı tutumun eseriydi.
Bize, ilkokuldayken öğrettikleri bir okul şarkısı vardı: "Yerli malı Türkün malı/Herkes onu kullanmalı" diye başlayıp devam ederdi. Dış dünyaya kapalı, aslında herkesi kendine düşman telakki eden, "Türkün Türkten başka dostu yoktur" kabilinden bir sloganla insanlara dünyayı siyah beyaz gösterme gayretinde olan, rekabete kapalı, kotacı zihniyetin ürünü olan bu okul şarkısı da, aynı tektip insan anlayışını telkin etmenin bir alâmetiydi.
Okullarda tektip kıyafetin kaldırılmasının aslında önemli bir sembolik değeri olduğunu düşünüyorum. Bu, tepeden inmeci, totaliter zihniyete karşı düzenlenmiş önemli bir sivil vuruştur.
Tektip kıyafetin kaldırılması zihinsel bariyerlerin yıkılması ve insanların serbest düşünme alanına geçmesi zımnında bir kapının aralanması olarak da düşünülebilir.
Bu uygulamanın statükocuların hoşuna gitmeyeceği bellidir. Yadırganmamalı. Gelir düzeyindeki farklılığın öğrenciler arasında kıskançlık doğuracağını ileri sürerek kılık kıyafet özgürlüğüne karşı çıkanların kafa yapısı ile insanları başörtüsünden yoksun bırakmak suretiyle tektip giysiyi arka kapıdan zorlayan kafa yapısı arasında fark yoktur.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.