|
Tezkerenin reddedilmesi yahut hayati “kırılma” anı...

Yirmi bir yıl önce MGK toplantısında alınan malum kararlar, gece yarısından “bir saat sonra” açıklanmıştı: Gün, 1 Mart’a dönmüştü. Buna mukabil, darbenin tarihi “28 Şubat” olarak kayda geçti.



1 Mart tarihi ise, o darbeden altı yıl sonra -2003’de- tezkerenin reddedildiği çok kritik bir hadiseyi simgeliyor…


1 Mart için Ankara’nın Washington’dan bağımsızlaşma yolundaki “ilk işaret fişeği” diyebiliriz.

“On beş yıl önce dün” reddedilen o tezkere, “sahne arkasında yaşananlar büyük ölçüde bilinmiyor” olsa da…

Türkiye’de Amerika ve İsrail için “gizli görev” yapan derin baronların (Üst Yapı) aldığı hayati yenilgi anlamına geliyordu.

Komprador Burjuvazi’nin yaşadığı bu fevkalade hayal kırıklığını; onlara bağlı olarak çalışan içerideki Amerikancı medyanın “tezkerenin reddedilmesine adeta ateş püsküren yayınlarında” görmek mümkündü.

Doğan Medyası’nın başını çektiği gazetelerde “Daha şimdiden iki nesil kaybettik! Dolar patlayacak, ekonomimiz çökecek! Kesin bittik, mahvolduk!” yollu “felaketten felaket beğenen” iliştirilmiş yazılar gırla gidiyordu!

Peki, sonrasında ne oldu?

İşte bu felaket senaryolarının alayı çöpe gitti!

Üstelik, tam tersine gelişmeler yaşandı…

Mesela şu sözler, dönemin CHP lideri Deniz Baykal’a aittir:

“TBMM, 1 Mart 2003 tarihinde Irak’a asker gönderme tezkeresini reddetmiş, Türkiye’nin öyle birileri istedi diye karar aldırılabilecek bir ülke olmadığını bütün dünyaya göstermiştir...

Türkiye’nin bölgede yıldızlaşmaya başlaması, 1 Mart kararıyla olmuştur…” (Milliyet, 1 Ağustos 2012)

*

Şimdilerde Türkiye’nin “ABD’ye rağmen” Zeytin Dalı Harekâtı’nı yapabiliyor olmasının temelinde -tam on beş sene öncesinde yaşanan- işte bu hayati kırılma anı yatıyor.

1 Mart itirazı ve sonrasında yaşananlar bir başlangıç teşkil etmiştir.

Kimileri ise bu on beş yıl boyunca her bir vesileyle “Tezkerenin reddedilmesi, PKK ile mücadelede büyük bir fırsatın kaçmasına neden olmuştur” şeklinde gözbağcılık çalışmışlardır.

Onların istediği gibi tezkere geçseydi, PKK’nın patronu olan ABD emrindeki terör örgütünü himaye edeceğinden bu dile getirdikleri müspet netice elde edilemeyecekti!

Kaldı ki; CHP’li Şükrü Elekdağ bile “Tezkere geçseydi dahi Türkiye PKK’ya müdahale edemeyecekti!” diyerek…

“Aslında ne olacağını” açıkça söyleyebilmiştir:

Elekdağ, bu durumu “Mutabakat Muhtırası” denilen ve Türkiye’nin ABD ile birlikte Irak Savaşı’na katılması halinde Türk Silahlı Kuvvetleri’ne verilecek görevleri ve yetkileri tanımlayan belgenin yedinci maddesine dayandırmıştır.

Şükrü Elekdağ, “Askeri birliklerimizin hangi hallerde silah kullanabileceğini belirleyen yedinci maddenin -Deniz Bölükbaşı’nın iddiasının tam aksine- TSK’ya, mevzubahis bölgede PKK’ya karşı operasyon yapmayı yasakladığına…” dikkat çekmiştir! (Hürriyet, 11 Ekim 2017)

Deniz Bölükbaşı, o dönemde ABD ile tezkere konusunu görüşen isimlerden birisiydi...

Geçen yılın Ekim ayında Hürriyet’e “Eğer 1 Mart 2003 tezkeresi kabul edilmiş olsaydı, PKK ağır bir darbe yemiş olacaktı” diye beyanat vermişti. Aynı gazetede Elekdağ’ın Bölükbaşı’na itirazları haber olarak iç sayfada yer almıştı.

*

Bölükbaşı’nın “Tezkerede ve Irak’ta ABD’nin peşine takılsaydık büyük kazanç elde edecektik” manasına gelen bu ifadeleri gerçeği yansıtmadığı gibi aslında “Türkiye’yi ABD’nin menfaatlerine göre yönlendirme, kontrol altında tutma” amacını da taşıyordu!

Bu iliştirilmiş tavır; PKK terör örgütü eşittir Amerikan Terör Devleti gerçeğini itina ile yok sayıyor!

*

1 Mart 2003’teki tezkerenin reddedilmesi; Türkiye’nin bölgede ABD’nin namı hesabına çalışacak bir “BÖLÜKBAŞI” olmasını engellemiştir!

Bir diğer ifadeyle, Türkiye “Tom Amca” olmamıştır.

Şayet, Türkiye Irak’ta İşgalci ABD ile birlikte hareket etseydi…

Haydut ABD’nin Irak’ta bir milyon iki yüz binden fazla masum insanı taammüden katletmesinin de suç ortağı olacaktı!

#Türkiye
#ABD
#Irak
#1 Mart Tezkeresi
6 yıl önce
Tezkerenin reddedilmesi yahut hayati “kırılma” anı...
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle