Mondros Antlaşması'nın 7. Maddesini bahane eden Fransa, 9 Kasım 1918’de İskenderun Körfezi'nden Suriye'ye asker çıkardı. Fransa, 100 yıl sonra işgal gücü olarak Suriye coğrafyasına yeniden dönmek istiyor. İngiltere ile birlikte 1918 yılında girdiği Suriye'de 28 yıl kalan Fransa, bu süre zarfında 65 bin Suriyeliyi katletmişti.
Fransa ve İngiltere, kendi aralarında imzaladıkları Sykes-Picot antlaşması dahilinde, 'devlet' vaadiyle kışkırttıkları Bedevi, Dürzi, Ermeni ve Nusayri çeteler eliyle bölgeye yerleşti. Paris'in 100 yıl sonra bölgeye giriş aparatı olarak kullanmayı tasarladığı yapı ise terör örgütü PKK oldu.
BUNLAR TESADÜF DEĞİL
Mustafa Kemal Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. İsa Kalaycı, Fransa-İngiltere-ABD arasında yapılan gizli antlaşma ile bölge geneline dönük yeni bir paylaşım haritası olduğunu söyledi. "Fransa’nın attığı adımın ABD'nin Suriye'den çıkma açıklaması ile eşzamanlı olması tesadüf değil" diyen Kalaycı, olayın 100 yıl önce İngiltere ile Fransa arasındaki paylaşıma benzendiğine dikkat çekerek şunları söyledi:
O KOMUTAN, EYYÜBİ’NİN MEZARINI TEKMELEMİŞTİ
Tarihçi Yrd. Doç. Dr. Süleyman Hatipoğlu ise mevcut durumu şöyle yorumladı: “Fransızlar o dönem Kral Hüseyin’in oğlunu kullandı, şimdi de PKK aracılığı ile sahaya giriyorlar. PKK kendini Kürtlere nispet ediyor ancak 1920’de Şam’a gelen Fransız işgal kuvvetleri komutanı Henri Gouraud, Selahaddin Eyyübi’nin mezarını tekmelemişti. Fransızlar 1918-1946 arasında 65 bin kişiyi katletti. İşgal sonrası yaptıkları ilk iş, tüm Suriye halkının altın ve gümüşlerine el koymak ve Hicaz demiryolu projesini iptal etmek olmuştu.”