Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran ziyareti sonrası uçakta Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nin gayrimeşru referandumunu ve Kerkük meselesini değerlendirdi.
Şu anda en önemli izlenim, Türkiye ve İran, dayanışma içerisinde bu bölgede belirleyici güç olmalı. 10 milyar dolarlık ticaret hacminin yeterli olmadığını, bunun 30 milyar dolara çıkması gerekliliği üzerinde durduk. 80 milyon nüfus bizde var, 80 milyon da onlarda...Türkiye ve İran, mezhebi farklılıkları olsa da, aynı esasen aynı değerlerin sahibi olan iki ülkedir. Aslında Kasr-ı Şirin Antlaşması’ndan bu yana aramızda hiç bir ciddi sorun yaşanmamıştır. Zaman zaman görüş farklılıkları olsa da, ciddi bir sıkıntı yok. Bundan sonraki süreçte de İran ile olan ikili münasebetlerimizi çok daha iyi noktaya çekmemiz lazım. Bunun için 30 milyar dolarlık hedefe bir an önce ulaşmamız gerektiğini düşünüyorum.
Netice, Barzani ve avanesi bu işten vazgeçekler. Zaten yaptıkları işin hiç bir hukuki zemini yok. Uluslararası hukuka zaten aykırı. Ferderal parlamentodan bunu geçmesi lazım; bunun federal parlamentodan onay alamayacağı da zaten kesin. Irak merkezi hükümeti buru resmen açıkladı da. Irak Anayasa Mahkemesi de referandum kararını askıya almış, bunun durdurulması gerektiğine hükmetmişti. Hani meşhur bir söz vardır ya: Makaram sarı bağlar kız söyler gelin oynar.. Bunların hali bu.
Biz yol haritamıza devam edeceğiz. Bu çerçevede ilgili bakanlarımız, ilgili birimlerimiz çalışmalarını, görüşmelerini sürdürüyorlar.
Henüz öyle bir şey almadık.
Şimdi bizim o tür bir temas gayretimiz yanlış olur.
Onlardan talebin hangi seviyede geleceği önemli.
Çekilecek bu işten. Referandumu iptal edecek. Zaten yapılan işin bir geçerliliği de yok... Mesela, durumu koşulları tamamen farklı olan Kosova’nın durumuna bakın. Kosova, şu anda 114 ülke tanınmasına rağmen, hala ‘Devletim’ diyemiyor. Kaldı ki Kosova’yı ilk tanıyan ülke ABD, ikinci ülke de saniye farkıyla Türkiye olmuştur. Buna rağmen halen ‘Devletim’ diyemiyorlar. IKYB’nin yaptığı işe ise İsrail dışında kimseden destek bile yok. Dolayısıyla kendisinin bu işi bitirmesi lazım, başka çaresi yok. Aksi halde, belli bir takvim içerisinde adımları atmak durumunda kalacağız.
Kerkük çok hassas. IKYB de malum, genelde, Kerkük’le ilgili olarak burası benim havası oluşturmak istedi. Halbuki oralar özellikli bölgelerdir. Dolayısıyla, orada hiç kimse, ‘Burası benimdir’ havasına giremez. Orada bir defa Türkmenler var, tarihine baktığımızda burada Türkmenlerin geçmişe yönelik çok ciddi sahiplenme hakkı var. Fakat biz o veya bunun şeysi derdinde değiliz. Biz diyoruz ki: Orada kimler yaşıyorsa biz onların hukukunu koruyalım. Ama iyi biliyoruz ki Kürtlerin orada hiç bir hukuku yok. Onlar aslında şu anda orada işgalci konumundalar. Ellerinde güç var, o gücü kullanarak Kerkük’e hep girme gayreti içinde oldular. Ama şu anda merkezi yönetim Kerkük’e yönelik gerekli adımları atacak. Irak, İran’la görüşmelerimiz sürüyor. Atılması gereken adımlar neyse atılacak. Kerkük için de atacağız, Musul için de atacağız. Biz oralarda yaşayanların, oraların gerçek sahiplerinin yanında olacağız.
Biz şu anda mevcut sınırların korunması gayreti içindeyiz. Bizim başkalarının toprağında gözümüz yoktur. Biz bu ülkelerin toprak bütünlüğünün korunmasından yanayız. Kim nerede oturuyorsa, orada huzur içinde yaşasın istiyoruz. Olay budur. Bu referandumun sarhoşluğu içerisinde olan IKBY, ne yaptığının, nasıl adım attığının farkında değil. Etrafı adeta kuşatılmış olan Kuzey Irak yerel yönetiminin, neye dayanarak, neye güvenerek böyle bir tavır aldığını anlamak mümkün değil.
"Kürtler Kerkük'te işgalci konumunda"
- "Kerkük çok hassas. IKYB de malum, genelde, Kerkük’le ilgili olarak 'burası benim' havası oluşturmak istedi. Halbuki oralar özellikli bölgelerdir. Dolayısıyla, orada hiç kimse, ‘Burası benimdir’ havasına giremez. Orada bir defa Türkmenler var, tarihine baktığımızda burada Türkmenlerin geçmişe yönelik çok ciddi sahiplenme hakkı var. Fakat biz o veya bunun şeysi derdinde değiliz. Biz diyoruz ki: Orada kimler yaşıyorsa biz onların hukukunu koruyalım. Ama iyi biliyoruz kiKürtlerin orada hiç bir hukuku yok. Onlar aslında şu anda orada işgalci konumundalar.Ellerinde güç var, o gücü kullanarak Kerkük’e hep girme gayreti içinde oldular. Ama şu anda merkezi yönetim Kerkük’e yönelik gerekli adımları atacak. Irak, İran’la görüşmelerimiz sürüyor. Atılması gereken adımlar neyse atılacak. Kerkük için de atacağız, Musul için de atacağız. Biz oralarda yaşayanların, oraların gerçek sahiplerinin yanında olacağız.