|

Bol faizli yılları mı özlediniz?

Faizleri düşürerek daha çok yatırım ve daha çok istihdam oluşturmayı hedefleyen ekonomi programına karşı girişilen kur spekülasyonu, paradan para kazanmaya alışmış kesimin 1990’lı yıllardaki özlemi olarak görülüyor. 1999-2021 yıllarında Türkiye'nin vergi gelirleri borçlarının faizini ödemeye yetmiyordu.

Ekonomi Servisi
00:00 - 21/12/2021 Salı
Güncelleme: 00:23 - 21/12/2021 Salı
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv

Faizleri düşürerek daha çok yatırım ve daha çok istihdam oluşturmayı hedefleyen ekonomi programına karşı girişilen kur spekülasyonu, paradan para kazanmaya alışmış kesimin 1990’lı yıllardaki özlemi olarak görülüyor.

Yüksek enflasyonla birlikte yüksek faizin hakim olduğu 30 yıl öncesinin ekonomi ortamında Türkiye’nin topladığı vergiler borçlarının faizine gidiyordu. Hazine’nin kamu borçlarını çeviremediği yıllarda faize giden paranın toplanan vergilere oranı yüzde 105’e kadar çıkıyordu. Vatandaştan toplanan bütün vergileri borçlarının faizine ödemek zorunda kalan Türkiye, IMF ile bir dizi stand-by anlaşması imzalamak zorunda kaldı.

FAİZLE SOYGUN DEVRİ BİTECEK

Çoğunun sahibi TÜSİAD üyesi olan bankalardan borçlanmak zorunda olan Türkiye Hazinesi, zamanı gelen borçlarını kapatmak için yeniden aynı bankaların kapısını çalmak zorunda kalıyor. Borcu borçla kapatan ve dönem dönem bunu bile başaramayan Hazine, borçlarını çeviremeyince 2001 krizi patlak verdi. 1999-2001 yılları arasında 21 batık bankanın 50 milyar dolarlık batık yükü de Hazine’ye kaldı.

KABUS YILLARI GERİDE KALDI

IMF’nin kapısında para bekleyen koalisyon hükümlerinin, memur maaşlarını bile ödeyemediği dönemleri geride bırakın Türkiye, kamu borcu en düşük ülkeler arasında yer alıyor. Kamu borcunun Geyrisafi Milli Hasıla’ya oranının yüzde 35’lere düşürülünce, Hazine’nin borç çevirme kabiliyeti arttı.

2003 yılında bütçeden faiz ödemelerine giden para 39 milyar dolarken, bu rakam yıllar içeresinde aşamalı olarak düşürüldü. 2005’te 34 milyar dolara düşürülen faiz ödemesi, 2010’da 32 milyar dolara geriledi. 2015’te 19 milyar dolara düşürülen Hazine’nin faiz ödemesi, 2020’de 17,5 milyar dolara kadar çekildi.

40 MİLYAR DOLARDAN 10 MİLYAR DOLARA DÜŞTÜ

Faiz giderinin vergi gelirlerine oranı da son yıllarda iyice minimize edildi. Paradan para kazanan kesimin suya sabuna dokunmadan vergi gelirlerine konduğu yılları geride bırakın Türkiye’nin faiz ödemeleri 2021’de 179 milyar dolar olarak ön görüldü. Bu da günümüz döviz kuruyla yaklaşık 10 milyar dolar civarında bir rakama denk geliyor.

İŞLETME KARININ YARISI FAİZ GİDİYOR

Yüksek faizler sadece Hazine’ye değil, işletmeler üzerinde de büyük bir yük oluşturuyor. İstanbul Sanayi Odası’nın 2020 yılını kapsayan Türkiye’nin En Büyük 500 Sanayi Kuruluşu araştırmasına göre, işletmeler, faaliyet karlarının yaklaşık yüzde 55’ni finansman giderlerine ödemek zorunda kalıyor. Bu, paradan para kazanan kesimin işletmelerin faaliyet karının yarısından fazlasını aldığı anlamına geliyor.

YÜZDE 13’E GERİLEDİ

Meclis’te geçen hafta kabul edilen 2022 bütçesinde de faiz gideri kalemi vergi gelirlerinin çok az bir kısmını oluşturuyor. Türkiye’nin 2022 bütçesinin 1 trilyon 750 milyar 957 milyon lira gideri olacak. Bu giderde faiz ödemelerinin payı 13.5 (236 milyar lira) olarak belirlendi.

#Faiz
#enflasyon
#TÜSİAD
#IMF
#Hazine
2 yıl önce