Özgürlüğümüzü Gazze halkına borçluyuz

Rabia Şenol
Rabia Şenol
04:0017/10/2025, Cuma
G: 17/10/2025, Cuma
Yeni Şafak
Bereke Taha, Ammar ez-Zebn.
Bereke Taha, Ammar ez-Zebn.

Gazze’deki ateşkesin ardından gerçekleşen esir takasında serbest bırakılan Filistinli mahkûmlar, özgürlüklerini Gazze halkının direnişine borçlu olduklarını söyledi. İsrail zindanlarında onlarca yıl direnen Filistinli esirler, “Gazze halkı sadece bizim değil, ümmetin onurunu savundu” ifadeleriyle minnettarlıklarını dile getirdi.

Gazze’de iki yıldır soykırım yürüten işgalci İsrail ile Hamas ve diğer Filistinli direniş grupları arasında varılan ateşkes anlaşması kapsamında esir takası gerçekleşti. Esir takasıyla birlikte serbest bırakılan Filistinli mahkumların bir kısmı Gazze’ye gönderilirken bir kısmı da Mısır’a sınır dışı edildi. Yeni Şafak,müebbet hapis cezalarına rağmen zindanlarda direnişlerin sürdüren ve özgürlüğüne kavuşan isimlerle konuştu. 30 yılını İsrail hapishanelerinde geçiren Ammar ez-Zebn ve 16 yıl esaret altında kalan Berke Taha, yaşadıkları ağır şartlara rağmen teslim olmadı. Ez-Zebn, “O an secdeye kapandım, Allah’a şükrettim. Bedenim titriyordu, kalbim göğsümden çıkacak gibiydi. Çünkü o an, mezardan çıkıp meleklerle tokalaşmış gibiydim” sözleriyle özgürlüğe kavuştuğu anı anlatırken, Taha ise “Gazze halkı yalnız Filistin’in değil, tüm ümmetin onurudur. Onlar ölümü göze alarak hayatı, direnişi ve haysiyeti yaşatıyorlar.” Dedi.

BİRÇOK MAHKUM TIBBİ İHMAL NEDENİYLE HAYATINI KAYBETTİ

30 yılını İsrail zindanlarında geçiren Ammar ez-Zebn, esaret yıllarını direnişin bir parçası olarak gördüğünü belirterek şunları söyledi: Gardiyanların işkencelerine, aile özlemine ve annesinin açlık grevi sırasında vefatına rağmen inancımı hiç yitirmedim. Beni ayakta tutan en büyük güç Allah’a olan güvenimdi. Düşmanın 20’den fazla hapishanesinde bulundum. Aile ziyaretlerinden yıllarca mahrum bırakıldık, birçok arkadaşım tıbbi ihmal nedeniyle hayatını kaybetti. Sorgularda fiziksel ve psikolojik işkenceye maruz kaldık ama hiçbir zaman teslim olmadık.” sözleriyle yaşadığı zorlukları anlattı.

ZİNDANDA 7 KİTAP YAZDI

Zindanda geçirdiği yılları üretkenliğe dönüştürdüğünü belirten Ez-Zebn, “Gardiyanların yürüttüğü psikolojik savaşa karşı biz de kültürel eğitim, okuma, kişisel gelişim ve yeteneklerimizi geliştirme yoluna gittik. Bu süreçte 7 roman yazdım, 4’ü yayımlandı. Ayrıca örgütlü bir eğitim sistemi de kurduk. Bazı Filistin üniversiteleriyle iş birliği yaparak, insani bilimler alanında lisans ve yüksek lisans dereceleri veren üniversiteler kurduk. Mahkumlar arasındaki bilimsel kadrolardan gizli öğretim ekipleri oluşturduk. Gardiyanlar kitapları toplasa, öğretmenleri başka hapishanelere dağıtsa bile eğitim sürecini sürdürmek için tedbirler aldık. Ben de bu imkânlardan faydalanarak siyaset bilimi alanında lisans ve yüksek lisansımı tamamladım.” Dedi.

“SANKİ MEZARDAN ÇIKIP MELEKLERLE TOKALAŞTIM”

Serbest bırakıldığını duyduğu an secdeye kapandığını belirten Ez-Zebn, “Sabah saat üç civarında hücrelerin önünde gardiyanların bazı isimleri çağırdığını haber veren bir kardeşim beni uyandırdı. Bir süre sonra gardiyan benim ismimi de okudu. Gardiyan gittikten sonra kardeşim sevinçle bana sarıldı, ağlıyordu. O anda secdeye kapandım, Allah’a şükrettim. Bedenim titriyor, kalbim göğsümden çıkacak gibiydi. Çünkü o an, mezardan çıkıp meleklerle tokalaşmış gibi hissettim.Bizim özgürlüğümüzün vesilesi olan o kahraman insanlar, tükenmeyen bir fedakarlık denizidir. Onlara hayatımızı borçluyuz. Gazze halkı, işgale karşı direnişin ön cephesinde yer alıyor. Tüm esirlerin özgürlük mücadelesinin başında onlar var. Şu anda zorunlu sürgün nedeniyle Filistin’e dönemiyorum. Ama nasıl ki 26 kez müebbet hapis cezam olmasına rağmen bir gün özgürlüğüme kavuşacağıma inandıysam, aynı şekilde vatanıma döneceğimden de hiç şüphem yok.” Şeklinde konuştu.

İŞGALCİ HAPİSHANEDE 40 KİLO VERDİ

16 yılını işgalci İsrail zindanlarında geçiren Bereke Taha, esaret yıllarını sabır, inanç ve direnişle geride bıraktı. Kızını 8 yaşını geçtiği gerekçesiyle kucaklamasına izin verilmediği o anı, “Kızım gözyaşlarını tutamıyordu, ben ise boğazıma oturan acıyla ona sadece ‘Ağlama, senden korkuyorlar’ diyebildim. O an kalbim parça parça oldu. Küçücük kızımın maruz bırakıldığı zulüm ve gardiyanların içindeki sadizm beni kahretti. Gardiyanların işkenceleri, açlık, soğuk ve insanlık dışı muameleyle geçen yıllarda 40 kilo verdim. O koşullarda bile Allah’a olan inancımızdan ve bu yolun hak olduğuna dair kararlılığımızdan asla vazgeçmedik” dedi.

“AYRILIK GEÇİCİDİR”

Gazze halkının direnişi sayesinde özgürlüğüne kavuşan Taha, “ Serbest bırakıldığımı anladım an mezardan çıkıp hayata dönmüş gibi hissettim. İçimde özgürlüğün sevinci varken, aynı zamanda hala içeride kalan kardeşlerimiz için derin bir hüzün taşıyordum.Gazze halkı yalnız Filistin’in değil, tüm ümmetin onurudur. Onlar ölümü göze alarak hayatı, direnişi ve haysiyeti yaşatıyorlar. Bizim özgürlüğümüz onların fedakârlıkları sayesinde mümkün oldu” ifadelerini kullandı. Sürgün nedeniyle Batı Şeria’ya dönemeyen Taha, ailesinden uzak olsa da umutla konuştu: “Bizim için ayrılık geçicidir. Dönüş ve zafer, Allah’ın vaadiyle kesindir.” İfadelerini kullandı.



#Gazze
#Filistin
#Ateşkes