|

Ahıska sürgününün 77. yılında acılar ilk günkü gibi: O çığlıkları asla unutamadım

Sovyetler, 14 Kasım 1944’te Gürcistan’daki Ahıska Türklerini sürgün etti. 17 binden fazla kişi açlıktan ve soğuktan öldü. O gün 7 yaşında olan Kamile Aznaurova, Özbekistan’a yerleşti. Şimdi Türkiye’de yaşayan Aznaurova ölüm yolculuğunu Yeni Şafak’a anlattı: Hepimizi vagonlara doldurdular. Vagonlardaki insanların çığlığını ve ağıtlarını asla unutamadım. Kim duyarsa duysun unutamazdı.

Hatice Saka
00:00 - 14/11/2021 Pazar
Güncelleme: 07:00 - 14/11/2021 Pazar
Yeni Şafak
Kamile Aznaurova
Kamile Aznaurova

Stalin liderliğindeki Sovyetler Birliği, 14 Kasım 1944’te Gürcistan’ın Ahıska bölgesinde yaşayan on binlerce Ahıskalı Türk’ü “sınır güvenliğini tehdit ettikleri” gerekçesiyle sürgün etti. Bir aya yakın süren sürgün boyunca 17 binden fazla insan açlıktan ve soğuktan hayatını kaybetti. Ahıskalı Türkler şimdi ABD, Türkiye, Rusya, Kırgızistan, Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Ukrayna, Kıbrıs ve Gürcistan’da yaşıyor. Geride kalan sürgünün tanıklarıyla İstanbul’da buluştuk. Onlardan biri de 84 yaşındaki Kamile Aznaurova.

O ÇIĞLIKLARI UNUTMADIM

Sürgün sırasında 7 yaşında olan Kamile Aznaurova, o günü hiç unutamadığını dile getirdi ve o günleri şöyle anlattı: “Her şeyi hatırlıyorum. Bugünkü gibi aklımda. Hepimizi vagonlara doldurdular. Vagonlardaki insanların çığlığını ve ağıtlarını asla unutamadım. Kim duyarsa duysun unutamazdı. O sesler gökyüzüne ulaştı. Yolculuk çok çetindi. O kadar sert bir soğuk vardı ki, en küçük kardeşim birkaç aylıktı daha. Bir sabah uyandığımda onu donarak öldü zannettim. Kaskatı kesilmişti. Çığlık attım, anneme kardeşim öldü diye bağırdım. Çok şükür kurtuldu. Yol boyunca ne acılar çektik. İnsanlar ağlayıp dua ediyorlardı. Bir ay sürdü yolculuk. Sonra bizi Özbekistan’a bıraktılar.”


HEP TÜRKİYE’YE GELMEK İSTEDİK

Her zaman Türkiye özlemiyle yaşadıklarını söyleyen Aznaurova, sözlerine şöyle devam etti: “Bütün ömrümüz boyunca Türkiye’ye gelmek istedik. Babamız bize, Türkiye sizin vatanınız derdi. Başka bir yer bizim vatanımız olamazdı. Size Türkiye’den başka vatan yok derlerdi. Ömrümün sonunda Türkiye’ye kavuştum. Burada toprağa verileceğim. Şükür ki kavuştum.”

AÇLIK VE HASTALIKLA MÜCADELE ETTİK

86 yaşındaki Cafer Ahıskalı sürgün sırasında 9 yaşında imiş. Bize o gün yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Ne olduğunu anlamadan bizi vagona doldurdular. Dokuz aile üst üste bir vagona bindirildik. Bizi nereye sürgün ettiklerini bilmiyorduk. Çoğu insan yanına hiçbir şey almadan gelmişti. Soğuk, açlık, hastalık vardı. Yolda çok fazla insan öldü. Askerler vagonları kontrol ederken ölüleri saklıyordu. Çünkü onların bedenlerini yola fırlatıyorlardı. Yanında yiyecek getirenler herkesle paylaşıyordu. Tuvalet ihtiyacını bile etrafını battaniye kapatılan bir yerde yapıyorduk. Deniz kenarında tren durmuştu ve Stalin’in trendekileri denize atın diye emir verdiği söylendi. Büyük korkular yaşandı. Daha sonra Özbekistan’ın bizi kabul ettiğini duyduk. Oraya gittiğimizde de yokluk vardı. Ancak hayatta idik. Senelerce samanların üstünde uyuduk. Yoklukla mücadele ettik. 12 yaşında traktör kullanıyordum. Çok çalıştık.”

ÖZBEKİSTAN’DAN DA SÜRÜLDÜK

Hayatı sürgünlerle geçen Cafer Ahıskalı, her zaman içlerinde Türkiye’de yaşama özlemi olduğuna dile getirdi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Özbekistan’da bir hayat kurduk, evimizi yaptık. Fakat oradan sürüldük. Ukrayna’ya ardından Rusya’ya gittik. Annem ve babamın mezarı başka bir yerde, kardeşim Rusya’da yaşıyor. Ölülerimizi de dirilerimizi de dağıttılar. Ömrümüz sürgünde geçti. Ancak şükürler olsun ki 2008 yılında Türkiye’ye yerleştik. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bize Ahıska Türklerine sahip çıktı.”

Çok çalışıp çölü gülistan eyledik

  • Cafer Ahıskalı’nın 63 yıllık eşi Züleyha Ahıskalı, sürgün yaşandığında 40 günlük bebekmiş. O günü yaşayanların hikâyelerini çok dinlediğini belirten Züleyha Ahıskalı, şöyle konuştu: “Kayın-validem askerlerin bebeğini almasına bile izin vermediklerini anlatırdı. Bağırışları duyan biri bebeği beşikle ona getirmiş. O adama çok dua ederdi. Özbekistan’a yerleştiğimiz zaman da bizi çöle koydular. O kadar çok çalıştık ki çölü gülistan eyledik. Hatta biz ayrılınca oraya Gülistan adını verdiler. Oradan da sürüldük. Burası bizim vatanımız. Ezan sesi işitiyoruz, Allah’a şükür. Geride kalanlara da Allah buraya gelmeyi nasip etsin.”
#Gürcistan
#Ahıska
#Kamile Aznaurova
#Özbekistan
#Sovyetler Birliği
#Züleyha Ahıskalı
2 yıl önce