|

Amerikalılara Türk müziğini sevdirdim

Mehter, Osmanlı/ Türk müziğini cazla harmanladığı bestelerinden tanıdığımız Mehmet Ali Sanlıkol artık bir profesör. Sanlıkol, New England Konservatuarı’nda Amerikalı caz öğrencilerine Türkiye’de Müzik, Taksim Yapma Sanatı ve Caz Müziğinde Emprovizasyon, Osmanlı ve Rum Ortodoks Müziklerinde Notasyon dersleri verecek.

Yeni Şafak ve
04:00 - 2/07/2017 Pazar
Güncelleme: 05:15 - 2/07/2017 Pazar
Yeni Şafak
Mehmet Ali Sanlıkol
Mehmet Ali Sanlıkol
Müzik kariyerini Amerika’da sürdüren Mehmet Ali Sanlıkol’u hepimiz mehter, Osmanlı/ Türk müziği gibi geleneksel müzikleri cazla harmanladığı eserlerinden tanıyoruz. Sanlıkol, 14 yıl aradan sonra İstanbul Caz Festivali’ne geliyor. 13 Temmuz’da Zorlu Performans Sanatları Merkezi’nde (PSM) konser verecek olan Sanlıkol ile bir araya geldik. Bu hoş sohbet sırasında Sanlıkol’un New England Konservatuarı’nda profesör olarak ders vermeye başlayacağını öğrendim. Sanlıkol, “Önümüzdeki sene Türkiye’de Müzik, Taksim Yapma Sanatı ve Caz Müziğinde Emprovizasyon, Osmanlı ve Rum Ortodoks Müziklerinde Notasyon gibi tamamıyla kendi oluşturduğum dersleri veriyor olacağım” diyor. Özgün olmanın bir yolunun da geleneksel müzikleri özümsemekten geçtiğinin altını çiziyor.
Artık profesör oldunuz. New England Konservatuarı’nda hangi dersi siz veriyorsunuz?

Evet, geçtiğimiz Nisan ayında bir kaç saat arayla dünyaca tanınmış hem Berklee Müzik Koleji hem de New England Konservatuarından kadrolu profesörlük teklifi aldım. Haliyle, benim için unutulmaz bir gündü. Birçok sebepten ötürü New England Konservatuarını tercih ettim. Aynı zamanda New England Konservatuarının Intercultural Enstitüsünün de direktörlüğünü yürüteceğim. New England Konservatuarı bizlere ağırlıklı olarak kendi vücuda getirdiğimiz dersleri öğretme imkanı da tanıyor. Dolayısıyla, önümüzdeki sene “Türkiye’de Müzik”, “Taksim Yapma Sanatı ve Caz Müziğinde Emprovizasyon”, “Osmanlı ve Rum Ortodoks Müziklerinde Notasyon” gibi tamamıyla kendi oluşturduğum dersleri veriyor olacağım.

ÖZGÜN OLMAK İÇİN ŞART
Bu dersleri seçmenizin özel bir nedeni var mı? Çağdaş bir caz müzisyeni için geleneksel müzikleri öğrenmenin ne gibi faydaları var?

Bu içerikler benim uzmanlık alanlarımda ders vermeme vesile oluyor. Benim hayat ve müzik maceramda belli bir noktadan sonra bu müzikal gelenekler çok büyük rol oynadılar. Bestelerimde de şayet özgün bir tarz/üslup işitiliyorsa bunun sebebi bu gelenekleri özümsemiş olmamdır diye düşünüyorum. Dolayısıyla, öğrencilerimle bildiklerimi paylaşmak ve kendilerini çağımıza uygun şekilde birden fazla müzikal geleneğe hakim şekilde yetiştirmek benim için mühim. Çağımızda birden fazla lisan bilip konuşabilmeyi herkes ister, değil mi? İşte bana sorarsanız müzikal geleneklere de bu perspektiften bakmak gerekiyor.


Osmanlı ve Türk müziği, caz müziğini nasıl şekillendiriyor?

Çeşitli Osmanlı/ Türk müziği gelenekleri caz müziği ile epeyce bir zamandır buluşturuluyor. Bu minvalde Okay Temiz ve Erkan Oğur gibi ustalar ilk aklıma gelen kimseler. Benim kendi çalışmalarımda diğer meslektaşlarımdan farklı olarak yaptığım meselelerden biri kaba zurna, ney, kös ve kudüm/nekkare gibi enstrümanları solist olarak değil de orkestranın birer üyesi gibi kullanıyor olmam.

LAYIKIYLA DÖNÜYORUM
On sene kadar aktif caz ve bestecilik kariyerinizden uzak olmanın kayıpları, kazanımları neler oldu?

On kadar yıldan sonra yeniden besteci olarak kariyerime geri dönüş yaptığım vakit hemen hemen herkes tarafından unutulmuş olduğumu gördüm. Ancak 2012 senesinden bu yana istikrarlı bir biçimde bilhassa A.B.D.’de albüm çıkarıp konserler verdim. On sene kadar ortadan yok olmanın bir bedeli olduğu gibi benim için çok daha mühim bir kazanımı da oldu ve 2012 senesinden bu yana bestelediğim eserlerde tamamıyla kendime özgü bir tını ve tarz yakaladım. Neticeten, şansım da yaver gitti ve Grammy’lere gitmek, Carnegie Hall’dan eser siparişi alıp orada prömiyerini yapmak gibi başarılar kısa bir zaman dilimi içerisinde nasip oldu.

14 yıl sonra yeniden festivaldesiniz. Neler hissediyorsunuz? Özlediniz mi?

Elbette kendi memleketimde de yurt dışında elde ettiğim başarıların duyulmasını ve müziğimi icra etmeyi çok arzu ediyordum. Ama bu işler nasip kısmet işleri. Kısmet bu seneyeymiş. 14 sene sonra festivalin beni davet etmesi hakikaten hem manidar hem de heyecan verici. Öte yandan, İstanbul’un hemen ardından büyüdüğüm kent olan Bursa’da ve daha sonra da annem ve babamın doğup büyüdüğü Kıbrıs’ta da konser vereceğiz. Dolayısıyla, 14 sene sonra layıkıyla bir dönüş yaptığımı hissediyorum.

KONSERDE SÜRPRİZ BİR COVER OLACAK
Ben Türkiye’deki sahnelerde ve festivallerde kendinizi daha sık göstermeniz gerektiğini düşünüyorum. Siz ne düşünürsünüz?

Elbette Türkiye’den daha sık davet almak ve memleketime özgü projelerde bizzat yer almaktan gurur duyarım. Kendi müzik maceramda edindiğim tecrübeler, birikimlerim ve başarılarımdan Türk gençlerinin ilham almasını çok arzu ederim.

İstanbul konseri için nasıl bir repertuar hazırladınız?

2014 ve 2016 senelerinde A.B.D.’de Whatsnext? isimli topluluğumla çıkardığım iki albümden bilhassa 12 kişilik kadronun icra ettiği eserleri derledim. Pek alışagelmiş bir kombinasyondan bahsettiğimizi söyleyemeyiz. Repertuarda bu gibi çalışmalarımın yanısıra beni 90’lı yılların sonları ve 2000’li yılların başlarından AudioFact isimli topluluğumla hatırlayacak kişilerin tanıyacağı, yine içinde Türk müziği etkileri olan, bir iki parçayı da icra etmeyi planlıyorum. Son olarak süpriz bir Anadolu Rock klasiğini de cover yapacağım.

En son albümünüz Resolution’da New Orleans cazıyla çiftetelliyi birleştiriyorsunuz. Bu fikir nereden aklınıza gelmişti?

Bu fikir ‘aklıma geldi’ demek yerine ‘kafamda duydum’ demek daha doğru olacak herhalde zira birkaç sene evvel kafamda New Orleans bandolarının ritimleri ile çiftetellinin örtüştüğü bir ritmi duyduğumu net hatırlıyorum. Bunun akabinde de New Orleans tarzı icra yapabilecek bir klarnetçinin solist olacağı bir eser kafamda şekillenmeye başladı.

#Mehter
#Türk müziği
#Mehmet Ali Sanlıkol
7 yıl önce