|

Çamurlu sahalara yıllarımı verdim

Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi'nde Bayern Münih'le oynayacağı maçı, spor spikeri Semahat Özdoğan'ın sunacağı yönünde çıkan haberler herkeste büyük merak uyandırdı. Gerek taraftarlar gerekse kadınlardan her gün mesajlar aldığını söyleyen Özdoğan, "Sesimi o kadar merak ediyorlar ki 'N'olur bir ses ver abla!' yazanlar da oluyor 'Come to Beşiktaş' diyen de. Erkekler maç esnasında kadınsı tepkiler vereceğimi düşünüyorlar" diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 4/02/2018 Pazar
Güncelleme: 05:02 - 3/02/2018 Cumartesi
Yeni Şafak
Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi'nde oynayacağı Bayern Münih maçını Kadınlar Günü dolayısıyla ilk ve tek kadın maç spikerimiz Semahat Özdoğan'ın sunması planlanıyor.
Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi'nde oynayacağı Bayern Münih maçını Kadınlar Günü dolayısıyla ilk ve tek kadın maç spikerimiz Semahat Özdoğan'ın sunması planlanıyor.

Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi'nde Bayern Münih takımıyla karşı karşıya geleceği maç için gerek taraftarları gerekse kadınları büyük bir heyecan sardı. 14 Mart'ta oynanacak rövanş maçının Kadınlar Günü haftasına denk gelmesi nedeniyle bu maçı Türkiye'nin ilk ve tek kadın maç spikeri Semahat Özdoğan'ın anlatması planlanıyor. 2009 yılında da Ankaraspor-Eskişehirspor mücadelesini 4 kadın hakem yönetmiş ve TRT ekranlarında canlı yayınlanan maçı, Semahat Özdoğan anlatmıştı. O maçta dikkatinin sürekli dağıltıldığını ve maçı istediği gibi anlatamadığını söyleyen Özdoğan, sosyal medya üzerinden her gün yüzlerce mesaj aldığını söylüyor. Aldığı tepkilerden hayli memnun olan Özdoğan, kendisi için yapılan yorumlarla da çok eğlendiğini söylüyor. Sinema ve reklam filmi teklifleri dahi alan Özdoğan'la bir araya geldik.

* Beşiktaş-Bayern Münih maçını sunma teklifini nasıl karşıladınız? Bekliyor muydunuz?

Bu konuda profesyonelim ve sürekli maç anlatıyorum. Böyle bir teklif geldiğinde de çok mutlu oldum. Proje hayata geçerse ilk kez uluslararası bir organizasyonda yer alacağım. Yurtiçindeki maçları anlatırken taraf tutamazsınız. Her iki tarafa da eşit derecede yorumsuz bir şekilde maçı anlatmak zorundasınız. Uluslararası maçlarda ve milli maçlarda bir tarafsınız ve canı gönülden de taraf tutarak anlatırsınız. Bu da mutluluk verici oluyor. Bunu ilk defa yaşayacak olmanın sevinci de var bende. Yoksa bir maç anlatmanın verdiği bir heyecan değil bu. Her maç aynıdır sonuçta.

  • SESİMİ ERKEKLEŞTİREMEM
  • * Futbol maçları genellikle erkek jargonuyla anlatılır. Sizin bu maçı sunacağınıza dair haberler çıkınca tepkiler de beraberinde geldi. Bekliyor muydunuz bu tepkileri?
  • Aslında tepki verenlere hak veriyorum. Maçlarda kadın sesini çok duymadılar. Bir kadın olarak kadın gibi anlatıyorum maçları. Yani maç anlatıyorum diye sesimi erkekleştiremem. Avaz avaz bağıramam. Bu hoş da olmaz. Erkek sunucuların da anlatımları aynı değil. Her erkeğin anlatımı beğenilmiyor. "Kapatın bu maçı, sunucunun sesine tahammül edemiyorum" diyen çok sayıda taraftar oluyor. Yani kadın sesine alışık olmayabilirler ama "Bir erkekten daha kötü anlatır" kısmına asla katılamam. Buna, dinledikten sonra karar verecekler. Tepkilere şaşırmadım. Çünkü ben bu işi yapmaya başladığımdan beri insanlar nasıl yaptığımı merak ediyor. Günümüzde de sosyal medya daha fazla kullanılır olduğu için tepkiler de merak da o derece arttı diyebiliriz.
STADLAR ÇOK SOĞUK
* Sunum esnasında nelere dikkat ediyorsunuz?

Konsantrasyonumu sağlamaya çalışıyorum. Havanın kötü olmasını ve kişisel sorunları maç başladıktan sonra unutmak zorundasınız. Fiziki olarak da kadınlar daha narindir. O 90 dakika bir yeriniz ağrımasın diye uğraşırsınız.

* Hiç yaşadınız öyle bir şey?

Tabi yaşamz mıyım? Karnımın ağrısından kıvrandım ama bunu yayına yansıtmamanız gerekir. Stadlar zaten çok soğuk olur. O esnada pozisyon kaçmasın, seyirciyi ve oyuncuyu takip edeyim, kavga falan mı çıktı derken her şeyi kontrol altında tutmalı ve aynı zamanda da konuşmak zorundasınız. Bu hiç kolay değil. Kadın olarak bir de hata yapsam "Kadın değil mi zaten" diye tepkiler geliyor hemen.

* Tepkiler içinde sizi en çok ne şaşırtıyor?

Şaşırmakla birlikte tepkilere inanılmaz gülüyorum. Bir kişi "Abla, nolur bizi affet. Nasıl sunacağını bilmiyoruz" derken başka biri "Bir ses abla!" diyor. Mesaj olarak da sürekli "Come to Beşiktaş" yazan oluyor. "Maçı siz mi anlatacaksınız?" diye yazan çok kimse oluyor. "Sen ayy uyy diye bağırırsın, nasıl anlatırsın?" diyen de var.Kadınsı tepkiler vereceğimi düşünüyorlar. Bizim TRT spikerlerinin otokontrolleri ve disiplinleri oldukça yüksek olur. Dolayısıyla o tarz tepkileri kesinlikle vermem. Tabi bu süreçte enteresan teklifler de aldım. "Sinema filminde oynar mısınız?" diye ciddi ciddi teklifler yapıldı. Aynı şekilde reklam teklifleri de geldi. Yeni organizasyonlar ve proje teklifleri de geliyor.

ÇAMURLU SAHALARA 15 YILIMI VERDİM
* Kadınlar ne diyor?

Özellikle İnstagram ve Twitter'da "Ben de sizin gibi olmak istiyorum. Ne yapmam lazım?" diyen kadınlardan mesaj aldım. Bu işi yapmak isteyen çok sayıda genç kızımız var. Ben şimdi kendimi geri çekip de "İlk defa sesimi duyacaklar, beni beğenecekler mi?" dersem onların da önünü kapatmış olurum. Bırakalım kadınlar da bu işi yapabilsin. Kadınların bir kısmı "Bak meşhur oldun" şeklinde mesajlar gönderiyor. Ben bu işi zaten 15 senedir yapıyorum. Düzgün ve sessiz sedasız çalışıyorum.Bunu meslek gibi görmeyip meşhur olmak için yapıyor olsaydım, 15 yılda herkes beni tanımış olurdu zaten. Şimdi meşhur oldu deyip sanki bugün anlatmaya başladığım bir şeymiş gibi değerlendirilmesi hoş olmuyor. Ben o çamurlu sahara 15 senemi verdim.

* Ankaraspor-Eskişehir maçını anlatırken neler yaşamıştınız?

O maçın bantları dönüyor internette. Orada dar bir anlatım yerinde 10 kişiydik. Yüzüme karşı tutulan çok sayıda kamera vardı. İnanılmaz derecede dikkatim dağıldı. Oradan çıkar çıkmaz "Bu ben değilim" dedim. O maça göre değerlendirilmek beni üzer. Orada benim maçla başbaşa kalmam gerekir. Beşiktaş- Bayern Münih maçını anlatırsam tüm bunlara dikkat edeceğim.

* Twitter'da yaptığınız bir paylaşımda Beşiktaş'ın maçlarını izlediğinizi söylüyorsunuz. Başka ne gibi hazırlıklar yapıyorsunuz?

Aslında sadece Beşiktaş'ın değil bütün takımların maçlarını izliyorum. Günceli takip etmeye çalışıyorum.Orada siyah beyaz bir fotoğraf kullandığım için "Beşiktaş maçı izliyorum" dedim.

  • Fanatik bir taraftar değilim
  • * Hangi takımlısınız?
  • Adanalıyım ben. Demirsporluyum.
  • * Siz maç izlerken nasıl tepkiler verirsiniz?
  • Totemlerim vardır. O güne özel şeyler bulurum. Bir yere oturursam oradan kalkmam. Sanki kalktığımda gol yeriz gibi gelir. Bazı maçları izlemem. Bazılarını mutlaka izlerim. İzlediğim maçların çoğunu da kazanmış oluruz.
  • * Koyu bir taraftar mısınız?
  • Hayır. Futbol, herkesin ekmek yediği bir sektör. Dolayısıyla bu spora fanatik bir gözle bakmanın hiçbir anlamı olmadığını düşünüyorum.
  • LİSEDE FUTBOL OYNARDIM
  • * Neden futbol? Bu sporun nesi çekici geliyor size? Erkek egemen bir spor dalı çünkü...
  • Hiç o gözle bakmadım. Çünkü maç dinleyerek büyüdüm. Kimse bana "Bu erkek işidir, bu kadın işidir" demedi. Maç seyretmekten hoşlandığım için ve kendi kendime anlatmayı sevdiğim için bu mesleğim de doğal olarak gelişti. Hayatta herkesin ilgi duyduğu şeyler farklıdır. Ben de bu alana ilgi duyan ender insanlardan bir tanesiyim.
  • * Çocukken futbol oynar mıydınız?
  • Çocukken sürekli top oynardım. Lisede de futbol oynadım. Erkek takımında oynayacak kimse kalmayınca beni çağırırlardı.
  • * Başka bir spor dalına ilginiz var mı peki?
  • Yüzmeyi çok seviyorum. Çünkü tüm bedeni çalıştıran bir spor. Tenisi de severim. Diğer tüm spor dallarını da ucundan takip etmeye çalışıyorum.
  • * Spor spikerliği neden cazip geliyor size?
  • Çünkü daha aktif. TRT'nin spor spikeri olarak kendi haberlerimi yazar, maçlara tek başıma gider, yanımıza da muhabir götürmeyiz. Montajı da haber yazmayı da haber sunmayı da kendimiz yaparız. Yani çok kolay bir iş değil bu ama yaptığınız işe yürekten bağlı olursanız inanılmaz keyif alırsınız.
  • GÖRMEZDEN GELİYORLAR
  • * Erkek meslektaşlarınızla aranız nasıl?
  • Beni destekleyen ve bana yardımcı olmaya çalışan her zaman yanımda olan arkadaşlarım var ama diğerleri beni görmezden geliyor.
  • SPİKERİN GIDASI MİKROFONDUR
  • * 15 yıldır bu işin içindesiniz. Bırakmayı düşündünüz mü hiç?
  • Hayır. Sağlığım el verdiği müddetçe bu işi yapmaya devam edeceğim. Bir spikerin gıdası mikrofondur. Çok yorulursam o zaman bırakırım. Şu an çok istekli, canlı ve işimi devam ettirme niyetindeyim.
Holiganizm azaldı
* Futbol terörü devam ediyor mu? Holiganizm Türkiye'de ne durumda sizce?

Holiganizm, dünyanın her tarafında var. Bir süre öncesine kadar Türkiye de bundan epey nasibini almış durumdaydı. Şu an daha iyiyiz. Ama bu zamana kadar maçlarda çok büyük olaylarla karşılaşmadım. Passoliglerden sonra hiç olay çıkmadı diyebiliriz.

* Taraftara bir mesajınız olur mu?

Futbol, görsel bir şov. Maçı seyrederken hayatlarını geride bırakıp 90 dakikanın zevkine varsınlar. Bunu ölüm kalım gibi görmesinler. Kadınların da maç izlemek hoşlarına gitmiyorsa oturup eşlerinin, babalarının maç izlerken çocuklaşmalarını izlesinler. Çünkü şahane tepkileri oluyor. Onlar da ayrı bir seyirlik duruma geliyor.

Anılarımı kitaplaştıracağım
* Maç anılarınızı kitaplaştırmayı düşündünüz mü hiç?

Bir kitap çıkarmak epey zamandır aklımda. Özellikle sosyal medyada son zamanlarda yaşadıklarımı kitaplaştırmak istiyorum. Çünkü o kadar çok güldüm ki bunları mutlaka başkalarıyla paylaşmam gerekiyor. Okuması kolay bir kitabı en yakın sürede çıkarmayı düşünüyorum.

#Semahat Özdoğan
#Beşiktaş
#Bayer Münih
#Spiker
6 yıl önce