Yoğun çalışma temposu altında fotoğraf çekerek dinlendiğini söyleyen Zeytinburnu Belediye Başkanı Murat Aydın, geçtiğimiz hafta ikinci kişisel sergisini açtı. "An'a Tanıklık" adıyla dünyanın farklı noktalarında çektiği fotoğrafları görücüye çıkaran Aydın, soluğu kimi zaman bir kilisede kimi zaman da Ganj Nehri kıyısında almış. Fotoğraflarında insan-mekan ilişkisini merkeze alan Aydın, yaşayan dinler, mabedler ve semboller üzerine araştırmalar yaptığını söyleyerek "İş münasebetiyle gittiğim yurt içi ve yurt dışı gezilerimde vakit buldukça mabedleri ziyaret ederek orada dini ritüelleri yerine getiren insanların fotoğraflarını çekiyorum. Bu insanların dua ile Yaradan'a yalvarışı beni çok etkiliyor. Dinlerle ilgili yaptığım bu çalışmada şunu gördüm ki dünyanın neresine giderseniz gidin insanlar hep üstün olan bir gücü bulmaya çalışıyor" diye konuşuyor.
Üniversite yıllarımda yani 80'li yılların başında başladı. Gördüklerimin kalıcı olmasını arzu ettim hep. Basit ve ucuz bir makina aldım. Gittiğim yerlerde anı olarak fotoğraflar çekmeye başladım. Zamanla bu ilgim tutkuya dönüştü.
Anı fotoğraflarının dışında fotoğraf çekmedim. O dönemlerde fotoğraf çekmeyi seviyordum ama imkanlarımız kısıtlıydı. Hayat koşturmacası içindeydik. O dönem hem öğrenciydim hem de üniversite ikinci sınıftayken evlendim. Bunların getirdiği sorumluluk vardı. Bir de fotoğraf pahalı bir uğraştı o zamanlar.
Hayır. İşin tekniğini makineleri kurcalayarak kendi kendime öğrendim. Kendimi sürekli fotoğraf çekerek geliştirdim. Bir de çevremde fotoğraf çeken kimse yoktu. Çekenler de benim gibi çekiyordu. Dolayısıyla sorduğum sorulara cevap alamıyordum. Sonrasında önemli ustalarla tanıştım. Fotoğraf sanatçısı İsmail Küçük ve Süleyman Gündüz ile bir araya geldim. Hala da pek çok fotoğraf sanatçısıyla fikir alışverişlerinde bulunuyoruz. Bir de internet ortamı ve dijital makinelerinin gelişmesiyle ustaların fotoğraflarına çok daha rahat bir şekilde ulaşılabilme fırsatı yakaladık. Onlarla eser üzerinde değerlendirmeler yapmak ve kendi fotoğrafınızla ilgili düşünceleri paylaşmak bizleri geliştiren bir şey.
Eşim ilgilidir, cep telefonuyla fotoğraf çeker. Ayrıca fotoğraflarımı çekerken genellikle yanımda olur. Bana asistanlık yapar. Objektiflerimi, lenslerimi taşır zaman zaman. Bazen de fotomodellik yapar. (Gülüyor) Oğlum da çok fotoğraf çekmez ama yeteneği vardır. Makineyi eline aldığında güzel kareler çeker. Bizim ailede fotoğraf çekmeyi seven çok.
Bulunduğum her yerde, özellikle aile ve akraba çevresinde mutlaka "Başkanım bir fotoğraf çekelim, fotoğrafımızı çeker misin? Sen güzel çekersin" derler.
Fotoğraf konusunda değil ama hanım bana imam der. (Gülüyor) İmam hatip mezunuyum. O dönemde imam hatipte okuyanlara imam derlerdi. Oradan kalmış ve hanım hala bana imam der. Fotoğrafla ilgili şimdiye kadar lakap takan olmadı.
Evet. Özellikle yeni çıkan lensleri yakından takip ederim.
Evet. Makinem sürekli aracımın arkasındadır. Yıllardır bu böyledir. Mesela toplantılara gittiğimde elimde koca makineyi görenler gazeteci olduğumu zannediyor. Bu nedenle yanıma bazen küçük makineler götürüyorum. Şimdi cep telefonları da var. Telefonumla da anı fotoğraflarımı çekerim.
Fotğraflarımı görüp de "Ya başkanım, şunun yolunu öğret de biz de çekelim" diyen çok oluyor. Ama bu iş anlık değil sürekli bir ilgi istiyor. Yurt dışı gezilerinde de arkadaşlarımızın fotoğraflarını çekerim ve en çok iletişim kurulan kişi haline gelirim. Vekillerimizden Bülent Turan, eski vekillerimizden Süleyman Gündüz de fotoğraf çekiyor. Fotoğrafa ilgi duyan başka siyasetçilerimiz var mı bilmiyorum ama en ilgilisi benim sanırım.
Fotoğrafla ilgiliyseniz sanatın diğer dallarıyla da ilgili olursunuz. Özellikle klasik sanatlara ilgim var. Sanatın her birinin farklı bir boyutu var. İster istemez bunlara meyilli oluyorsunuz.
İnsan ve mekan ilişkisini konu alan fotoğrafçıları takip ederim. Yurt dışında da özellikle magnum fotoğrafçılarını takip ederim. Dijital ortamlara sık sık bakarım. Kataloglar satın alırım. Fotoğrafçıların hayat hikayelerini okurum. Birçok ustanın fotoğrafına baktığımda "Ah, ben de böyle çekseydim" dediğim zamanlar olmuştur.
Geçiminizi fotoğrafçılıktan sağlamanız zor. Fotoğraf para kazandıran bir şey değil. Kendini çok iddialı gören yüzbinlerce fotoğrafçı var. Bunlardan kaç tanesi geçimini fotoğrafçılıkla sağlıyor? Sayı oldukça azdır. Ben hep yönetici olmak istemiştim ve fotoğrafçılığı da mesleğimin yanında aktif dinlenme aracı olarak sürdürüyorum.
Halkımız da fotoğrafa meraklı olduğumu biliyor. Bazı kimseler "Bu başkan elinde sürekli telefonla fotoğraf çekiyor" diyor.(Gülüyor)
Tabii. Örneğin 2006 yılında Bosna'da fotoğrafını çektiğim bir Fata Teyzemiz vardı. Bu sergimde de onun iki fotoğrafı yer alıyor. Teyzemize fotoğrafını çekmem için izin istedim. "Bekle!" dedi ve bahçesindeki ağaçtan kopardığı son armudu bize getirdi. Pencereden armudu uzattı. O anı fotoğrafladım. Fata teyzeyi yıllardır unutamam. Fotoğrafı çektikten iki yıl sonra da kendisini ziyaret ettim ve çektiğim fotoğrafı ona gösterdim. Epeyce muhabbet ettik ve ayrılırken yine fotoğrafını çektim. Onu hep annem gibi görmüştüm. Sonra ölüm haberini aldım. Mezarını da yaptırdık ve en kısa zamanda da ziyaret etmek istiyorum.
- En çok Kabe’de zorlandım
- * Her fotoğrafınızın ayrı bir hikayesi var...
- Evet, fotoğraflarımın hiçbiri kurgu değil. Örneğin Hindistan'ın Ganj Nehri kıyısında bir ibadet ritüelini çektim. Oradaki insanların teslimiyeti beni çok etkiledi. Yaşayan dinleri, mabedleri sembolleri araştırıyorum. İnananları da o mabedlerde görüyorum ve onlara yoğunlaşıyorum. Kudüs'teki Milletler Kilisesi'nde de insanların yakarışlarını, dualarını, teslimiyetlerini ve acizliklerini gördüm. Ama en çok Kabe'de fotoğraf çekerken zorlandım. Çünkü orada fotoğraf çekmek yasak. Dinlerle ilgili yaptığım bu çalışmada şunu gördüm ki dünyanın neresine giderseniz gidin insanlar hep üstün olan bir gücü bulmaya çalışıyor. Bu da beni Yaradan'ı tanımaya götürüyor.
Olabilir tabii. Elimde sergilenebilecek 200 binden fazla fotoğraf var.
Benim fotoğrafla ilgilenmem bu tür etkinliklerin yapılmasına katkı sağlıyor tabii. 7 yıldır bu çalışmaları yürütüyoruz. Amacımız Zeytinburnu'ndaki yaşanmışlığın, sokakların ve insanlarının geleceğe aktarılması. Çünkü şu an için en etkili araçların başında bana göre fotoğraf geliyor. Dünyadaki fotoğrafçıların da ilgisini ilçemize çekmeye çalışıyoruz.