Koronavirüs salgını sonrasında yurt dışından gelen ve 14 günlük karantina için yurtlara yerleştirilen vatandaşlar ile kendilerine hizmet eden görevliler arasında etkileyici bir bağ oluştu. Karantina sürecini doldurup evlerine gitmek için ayrılan vatandaşların hemen hepsi, devletin 5 yıldızlı otel konforunda imkanlar sağlandığına vurgu yaparken, kendilerine hizmet eden görevlilere de ayrıca teşekkür ediyorlar. Kaldıkları odaların duvarlarına mektuplar ve küçük notlar bırakarak, 14 gün boyunca tüm ihtiyaçlarını karşılayan görevlilere samimi duygularla teşekkürlerini iletiyorlar.
"Bu ne güzel bir incelik"
İstanbul Güngören’deki Fatih Sultan Mehmet Öğrenci Yurdundan eşi ve dört yaşındaki küçük kızı Asel ile karantinaya alınan Nurten Erol’un kaleme aldığı teşekkür mektubu ise sosyal medyada gündem olarak, çok fazla paylaşım aldı. Erol, KYK yurdunda kendilerine hizmet eden ‘İsmail’ isimli Kızılay gönüllüsünün kızı Asel için her sabah evinde yumurta haşlayıp getirdiğini anlattı.
Nurten Erol, “Bir haşlanmış yumurta” başlığı ile kaleme aldığı mektubunda Kızılay görevlisi İsmail’in yaptığı fedakarlığı şöyle dile getirdi: “Sabah olunca kahvaltı dağıtıldı. Yine her şey düşünülmüştü. Kızılay çalışanları ilave olarak özellikle istediğimiz bir şey olup olmadığını sordular. Bunun üzerine, dört yaşındaki kızım Asel’in kahvaltıda sadece haşlanmış yumurta ve süt içiyordu. Eğer mümkünse sabahları haşlanmış yumurta istedim. Ancak, kahvaltılıklar paket olarak hazır geldiği için yumurta olmadığını söylediler. Yapacak bir şey yoktu… Ama ismini sonradan öğrendiğim Kızılay görevlisi İsmail Bey ve ekibi bu ihtiyacımızı ertesi gün giderdi. Sağ olsun İsmail Bey mecbur olmamasına rağmen her sabah kendi evinde haşlayarak yumurtamızı kızımızın yemesi için bize getirdi. Bu ne güzel bir incelik, ne kadar teşekkür etsek az. Ayrıca eşimin rahatsızlığından dolayı diyet yemeği de her öğün düzenli olarak geldi. Kızılay çalışanları bizim kahramanımız oldular.”
"İsmail Abi, sen gerçek bir İsmail Abisin"
Mektubun matbu görüntüsünü sosyal medya hesabından paylaşan yardım gönüllüsü Erhan İdiz, Küçük Asel'e evde yumurta haşlayıp getiren İsmail isimli görevliye ulaştığını da duyurdu. İdiz, Kızılay görevlisi ile aralarında geçen diyalogları sosyal medya hesabından paylaştı. Küçük Asel ve Erol ailesinin kahramanı olan İsmail’in iş için Zonguldak’tan İstanbul’a geldiği ve bir süre sonra şehrine döneceği bilgisini paylaşan İdiz, aralarında geçen diyalogları Twitter hesabından şu şekilde aktardı:
“İsmail abiye ulaştım, emekçi bir abimiz. Size bir mektup gelmiş, karantina altındakilere yumurta götürmüşsün dedim. Birkaç saniye duraksayıp ‘İyilik olsun diye götürdüm, şikayet mi etmişler?’ diye sordu tedirginlikle. Ne diyeceğini merak ettiğimden bozmadım, devam etti. ‘Varlıklılar ama dışarı çıkamıyorlar, benim de evim burada değil. Gidip yumurta alıp arkadaşımın evinde pişirdim. Ama keşke bana söyleselermiş size şikayet etmelerine gerek yoktu.’ diyor. Aslında teşekkür ettiklerini anlatınca mutlu oldu. Fakat bu başka bir mutluluktu, telefonun diğer ucundan hissedebildiğim bir mutluluk. Bir onur değil de bir işçinin mahcubiyetten kurtuluşu gibiydi. Tek kelime etmedi, kendini övecek bir cümle kurmadı. Çocukları iş bulabilsin diye Zonguldak’tan çıkıp gelmiş, biraz toparlayınca ailesini yanına alacakmış. İsmail Abi, mektubun sadece şikayete yaradığını sanıyor. Senin kalbin kocaman İsmail Abi, sen gerçek bir İsmail Abisin.”
Nurten Erol’un kaleme aldığı mektubun tamamı:
“Dünya çapında yaşanmaktan olan, COVİD-19 salgını ve yurt dışında bulunmamız nedeni ile ülkemiz bize sahip çıkmış ve devletimizin aldığı tedbirler kapsamında 17 Mart tarihinde Almanya/Stuttgart’tan İstanbul’a uçakla getirilerek Fatih Sultan Mehmet Öğrenci Yurdunda (Güngören) ailece karantinaya alındık. Karantinada nasıl olur tahmin edemediğimizden yanımıza bisküvi, kek, süt vb. bile aldık. Öğrenci yurdunda her aileye veya bireye tahsis edilmiş odalarımıza yerleştirildik. Odalar temiz, çarşaflar temiz, özenle yerleştirilmiş kişisel havlu, terlik, sabun vb. ihtiyaç malzemeleri vardı. Yani her şey düşünülmüştü, derin bir oh çektik, mutlu olmuştuk.
Çok geçmeden kapı çaldı. Akşam yemeği dağıtılıyordu. Kızılay çalışanlarıydı. Su, meyve, çaya kadar her şey düşünülmüştü. Bu kadarının beklemiyorduk. Şöyle ki, çantamızdaki yurt dışından tedbir maksatlı getirdiğimiz bisküviler hala duruyor…
Sabah olunca kahvaltı dağıtıldı. Yine her şey düşünülmüştü. Kızılay çalışanları ilave olarak özellikle istediğimiz bir şey olup olmadığını sordular. Bunun üzerine, dört yaşındaki kızım Asel’in kahvaltıda sadece haşlanmış yumurta ve süt içiyordu. Eğer mümkünse sabahları haşlanmış yumurta istedim. Ancak, kahvaltılıklar paket olarak hazır geldiği için yumurta olmadığını söylediler. Yapacak bir şey yoktu…
Ama ismini sonradan öğrendiğim Kızılay görevlisi İsmail Bey ve ekibi bu ihtiyacımızı ertesi gün giderdi. Sağ olsun İsmail Bey mecbur olmamasına rağmen her sabah kendi evinde haşlayarak getirdiği yumurtamızı kızımızın yemesi için bize getirdi. Bu ne güzel bir incelik, ne kadar teşekkür etsek az. Ayrıca eşimin rahatsızlığından dolayı diyet yemeği de her öğün düzenli olarak geldi. Kızılay çalışanları bizim kahramanımız oldular.
Takmış oldukları maskelerden yüzlerini tam göremesek de, gülen gözlerini gördük, hoş görülü ve yardımsever seslerini hep gördük. Sizin gibi insanlar hep var olsun. Kızılaylımızı zaten severdik, ancak bu süreçte ailece güven ve saygımız daha da arttı. Hiçbir eksiğimizi bırakmayan devletimizden Allah zeval vermesin. Her şey için Allah razı olsun, çok teşekkür ederiz, zahmet verdik. Bizim için kendi evinizden haşlayıp getirdiğiniz yumurtayı hiç unutmayacağız.
[A Blok, Z-20 odada çok ağırladığınız, misafir ettiğiniz Asel’in annesi Nurten Erol.]
