Dünyanın ortak dili olan müzik, her milleten insana aynı duyguları hissettirebiliyor. Ülkelerinde yaşanan iç savaştan dolayı mülteci konumuna düşen "Insijam Band" adlı müzik grubu üyeleri ise müziğin bu yönünü seslerini duyurmak için kullanıyor. Dünya barışı mesajları vermek üzere geçtiğimiz hafta aynı sahneyi paylaşan grup, toplumlar arasında bu şekilde dostluk köprüsü kuralacağına inanıyor. “Start Up Band” yarışması sayesinde Türkiye, Irak, Afganistan, Ürdün, İran gibi ülkelerden toplam 41 müzisyenin bir araya geldiği yarışmada birinci olan grup üyeleri arasında Suriye’de aynı konservatuvarda okuyup birbirinden habersiz Türkiye’de tanışan mülteciler bulunuyor. Farklı şehirlerde yaşamalarına rağmen özel etkinliklerde bir araya gelmeyi hedefleyen grubun amacı yaşadıkları acıları müzik yoluyla dünyaya duyurmak ve dünya barışının sesi olmak.
Habitat Derneği’nin Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği ile hayata geçirdiği İMECE Programı kapsamında gerçekleşen Start Up Band yarışması sayesinde birbirleriyle tanışan Insijam Band üyeleri, ilk defa aynı sahneyi paylaşmalarına rağmen yakaladıkları uyum sayesinde birinciliği elde ettiler. Dünya barışı için seslendirdikleri Arapça, Farsça, İngilizce ve Türkçe şarkılara saksafon, klarnet, gitar, davul ve klavye çalgıları eşlik ediyor. Suriyeli ve İranlı müzisyenlerden oluşan İnsijam Band üyeleri aslında sokak müzisyenliği yapıyor. Her biri ülkesinde özgürce yapamadığı müziklerini Türkiye'de rahatça yaptıklarını dile getiriyor. Suriye’deki iç savaştan kaçarak Türkiye’ye gelen Sufyan Bijjo, üyelerden biri. Konservatuvar eğitimi almış olan Bijjo, ülkesindeyken çocuklara müzik dersleri veriyormuş. Şimdilerde ise kanun çalıyor. Ekip arkadaşı olan Omar Znkawan ile de üniversitede yıllarından tanışsalar da savaş sebebiyle iletişimleri kopmuş. Birbirlerinden habersiz geldikleri Türkiye'de ise yine müzik birleştirmiş onları.
Yıllar sonra Start Up Band yarışması vesilesiyle bir araya geldiklerin ifade eden Bijjo, "Gruptaki diğer arkadaşlarla da yarışma için tanıştık ve birlikte ne yapabilirizin üzerinde durduk. Şu an Türkiye’de hepimiz farklı şehirlerde olduğumuz için bir araya gelemesek de yeni projeler yapmaya çalışıyoruz. Rock, jaz gibi farklı tekniklerde şarkılar yapıyoruz. Müzik acı ve tahribin anlatılması için kullanılan doğru bir araç. Özellikle de evlerimizin yıkılıp çocuklarımızın öldürüldüğü Suriye’de olanları dünyaya duyurmak için önemli bir araç" diyor. Müzisyen olarak tek silahlarının müzikleri olduğunu söyleyen Bijjo, "Bizim bir silahımız yok ama acılarımızı ve Suriye'de olan savaşı anlatacak müzik aletlerimiz var. Omar ile 9 yıldır birbirimizi kaybetmiştik, konservatuvardan birlikte mezun olduk onunla ama İstanbul'daki bir araya gelebildik. Ekip yarışma için birlikte çalışmaya başladı ve yılların gruplarına göre çok iyi bir uyum sağladı. Bunun sebebi de birbirimizin dilinden anlıyor olmamız" şeklinde konuşuyor.
Bijan Parhizkari ise İran’da makine mühendisiyken bir yandan da müzik öğretmenliği yapıyor. Rock ve metal tarzı müziklerin ülkesinde yasak olmasından dolayı Türkiye'ye geldiğini anlatan Parhizkari, elektro gitar ve İran'ın yerel çalgı aleti olan tenbur çalıyor. Şu an mülteci olduğu Türkiye'nin sokaklarında, caddelerinde ve imkan bulduğum her yerde Türkçe, İngilizce ve Farsça müzikler icra ettiğinden bahseden Parhizkari'nin kız kardeşi Minoo ile İran'da bir müzik grubu olduğunu anlatarak ekliyor: "Ülkemizin yönetilme şeklinden dolayı yllarımız ayrı düştü ama Türkiye'de tekrar bir araya geldik. Grup üyeleri ile tanışmamızın ilk günlerinde müzik tecrübelerimizi paylaşıyorduk. Bu paylaşımlardan sonra Insijam’ın amacı 'bir olmak' oldu. Daha sonra fusion tarzı müzik yapmaya karar verdik. Şarkımızın sözlerini dört dilde yazdık ve seslendirdik. Bestemiz için ise İran ve Arap klasik müziği, blues ve jazz tarzı müzikler kullandık. Bizce müziğin vereceği en önemli mesaj “İnsani değerleri bir araya getiren, barış, özgürlük ve dostluk" olmalı. Çünkü, bize huzur veren ve varlığımızı ortaya koyan tek şey müzik" diyor.
- Bizim savaşımız barışı duyurmak
- * Insijam Band solistlerinden İranlı Ghazal Kankari, Habitat Derneği'nin davetiyle İstanbul'a gelip arkadaşlarıyla tanışmış. Farklı şehirlerde yaşadıkları için ekiple temas kuramadıklarını belirten Kankari, "Birlikte çalışabilmemizin tek yolu sosyal medyaydı. Şimdi de sosyal medya üzerinden haberleşiyoruz. Enstrümanım piyano olduğundan genelde yalnız bir oyuncuyum. Müzik, kalplere dokunduğu için insanları daha kolay etkiler. Bununla birlikte, insanlar ortak bir dile sahip değildir. Ancak, insan ruhu melodi içindeki hüzünlü manayı kavrar. Müzik savaşa ve adaletsizliğe karşı bir tür protesto. Ben savaşan olan bir ülkeden gelmedim ama tabii ki savaşı kınıyorum. Bizim savaşımız müzikle barışı duyurmak. Bu yüzden her millete, her dile ve her ırka barış istediğimizi söylemek için Farsça, Arapça, İngilizce Türkçe'yle savaşa itiraz ediyoruz" ifadelerini kullanıyor.
