12 sene önce “Öyle Bir Geçer Zaman Ki” dizisi için Türkiye’ye gelen Wilma Elles, o tarihten itibaren Türkiye’de yaşıyor. Gazetemizi ziyaret eden Elles’le sanat hayatını ve Türkiye izlenimlerini konuştuk. Henüz dört yaşındayken oyunculuk hayali kuran, ilkokul çağlarında ise profesyonel tiyatro sahnesine adım atan başarılı oyuncu, bugüne kadar 40’ın üzerinde dizi ve filmde oynadı.
12 sene önce “Öyle Bir Geçer Zaman Ki” dizisi için Türkiye’ye gelen Wilma Elles, o tarihten itibaren Türkiye’de yaşıyor. Gazetemizi ziyaret eden Elles’le sanat hayatını ve Türkiye izlenimlerini konuştuk. Henüz dört yaşındayken oyunculuk hayali kuran, ilkokul çağlarında ise profesyonel tiyatro sahnesine adım atan başarılı oyuncu, bugüne kadar 40’ın üzerinde dizi ve filmde oynadı. Şimdilerde TRT Dijital için çekilen yeni dizisinin heyecanını yaşayan Elles, geçen yıl rol aldığı “Silver Carnation” adlı Hollywood yapımı filmiyle Oscar aday adayı gösterilmişti. Elles, “İranlı bir şairin Alman eşini oynadığım o film, gerçek hayat hikayesinden alındı. Aday olmasına çok sevindim. Büyük PR çalışmaları yapan büyük bütçeli filmler rakibimizdi. Bizim filmimiz orta bütçede olduğu için onlarla yarışamadık, ama yine de çok güzel bir duyguydu” dedi.
GÜNLÜĞÜM SEKİZ YÜZ SAYFA
Üniversitede siyaset, İslam bilim, tiyatro ve film okulunun yanı sıra oyunculuk eğitimi de aldığını söyleyen başarılı oyuncu, annesinin tavsiyesiyle İslam Bilim okuduğunu, okuyunca kendisine de çok iyi geldiğini aktardı. Türk dizilerini başarılı bulduğunu belirten Elles, İstanbul’un kültür sanat yaşamıyla ilgili, “Bence Türkiye’nin sanat ve kültür hayatı gerçekten çok renkli. Burada Doğu ve Batı bir araya geliyor. Bütün dünyanın buluşma noktası. Mesela Hindistan’da veya Amerika’da bulduğum her şeyi Türkiye’de de buluyorum” yorumunu yaptı.
İlkokul 1. sınıftan itibaren tuttuğu günlüğünden de bahseden sanatçı, “Geçen gün baktığımda tam sekiz yüz sayfa olmuş. Her gün yazamıyorum ama iki üç ayda bir yazıyorum. Daha önce otobiyografik bir roman yazmış, senaryo ve şarkılar kaleme almıştım. Yanı sıra resim yapıyor, kıyafet tasarlıyorum. Buraya bayılıyorum o kadar çok şey üretiliyor ki. Bence hayatta en önemli şey, tüketmek yerine üretmek. Bunu çocuklarda da görüyoruz, sen ona neyi alırsan al, çocuk bir şeyler başarıyorsa mutlu oluyor” ifadelerini kullandı.
