|
Beyaz"ı alnından öpüyorum

Beyaz bilgisayar gibi kafası çalışan bir çobanı programına çıkardı önceki gün...

Çoban gösterisini yaptı, Beyaz ilginç bir soru yöneltti...

“Oy kullanıyor musun?” diye...

Muhteşem bir soruydu...

Saatler süren bir program içinde gözlerden kaçabilecek bir soruydu...

Ama ben kaçırmadım...

Ve çok tuttum... Müthiş bir diyalogdu o an...

Mankenimizin biri “Dağdaki çobanla benim oyum eşit mi” diye sormuş....

Bazı karanlıkta kalan aydınlarımız da bu siyaha balıklama atlayıp üzerinde tepinmişti...

Bölücülük yapan, insanları sınıflara ayıran bir yaklaşımı savunmuşlardı...

Ben her zaman siyahı değil beyazı severim...

Bu nedenle Beyaz''ın sorusunu çok tuttum...

“Oy kullanıyor musun?”...

Müthiş... Hatta müthiş ötesi bir soru...

Çoban başını salladı “Evet oy kullanıyorum” dedi...

“O zaman senin alnın öpülür” diye harekete geçti Beyaz...

Ve çobanı alnından öptü...

Eğlenceli bir şov programında satır aralarına gizlenmiş çok ince bir mesajdı bu...

Ülkedeki insanları sen çobansın, sen öteki mahallesin, sen beriki sokaksın diye böle böle parçalayan....

Kucaklamayı bırak kendi insanını öpmekten uzak....

Karanlıktaki insanlara verilecek en Beyaz cevaptı bu.....

Seni alnından öpüyorum Beyaz...

Alkışlıyorum...

* * *

Bir zamanlar bir kanal haberlerinde “Yangından ilk görüntüler” diye başlık atıyordu...

Rakip kanal hemen misilleme yapıp “Yangından son görüntüler” diyordu...

Birinde ilk, diğerinde son görüntüler...

Bir kanal özel haber yayınlıyordu...

Üzerine “Özel haber” logosu girerek...

Meğer bu özel haber başka kanalda da varmış...

Onlar da yayınlarken “Özel değil” diye başlık koyuyorlardı...

Yani rakip kanala “Sen özel haber iddiasındasın ama aynı haber bizde de var... Kaldır o özel haber logosunu” diye ekrandan başka ekrana mesaj gönderiyorlardı...

Yani haberlerde kelimeler bile silah olarak kullanılarak savaş yaşanıyordu...

Bu günlerde bunların hiçbiri yok...

Sahi ne oldu o haber savaşlarına?..

Haber uçakları neden kalkmıyor?..

* * *

Bir televizyonun haber toplantısına girdim...

Genel Yayın Müdürleri ekibine işadamı Ali Sabancı''yı anlatıyordu;

“Bütün müdürlerini toplayan Ali Sabancı ''Bundan sonra bana ama ve zaten kelimelerini kullanmayın. Yasaklıyorum. Ama ve zaten diyene para cezası vereceğim. Hatta ben söylersem bana da bin lira ceza'' demiş... “

Genel Yayın Yönetmeni bu olayı anlattıktan sonra son noktayı koydu...

“Şimdi ben de bu haber merkezinde ama ve zaten kelimelerini yasaklıyorum... Haber yapacaktık ama diyenin ağzından ama çıktığı anda ceza var”...

Bu muhabbeti dinleyince çok eskilere gittim...

Geçtiğimiz günlerde yalısına hırsız giren Reha Muhtar da montajı kötü yapılan haberleri pat diye yarıda kesiyordu...

Haberin prodüktörünü yayın anında stüdyoya çağırıp para istiyordu...

Peşin peşin...

Keş para...

Çünkü kötü montaja ceza kesiyordu Reha Muhtar...

Anadolu Ajansı''nın geçtiği bir haberde “Yurtdışındaki bir gazete, kötü haber yapan muhabirine para cezası kesiyor” diyordu...

Bundan çok etkilenmişti Reha Muhtar...

O günlerde en çok cezayı prodüktörlerden Nazif Özcan ödedi...

Çünkü en çok haberi o yapıyordu... Normaldi...

Yıllar sonra da olsa...

Geçmiş olsun Nazif Kardeş...

14 yıl önce
Beyaz"ı alnından öpüyorum
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset