Seda Sayan Küçük İbo''yu ve anne-babasını aldı canlı yayına... Müthiş bir konu bana göre... Hayatın ta kendisi... Şöhretin küçük yaşta sırtına alıp, sonra yere nasıl çaldığının en bariz, en yaşanmış gerçek örneği...
Küçük İbo artık küçük olmaktan çıkmış Büyük İbo almuş...
Adam olduğu anda da yalnızlığa mahkum olmuş. Yalan dünyanın renkli ışıkları içinde milyonlar satan albümler döneminde herkes peşindeymiş... Ne zaman büyümüş, çocuksu o tatlı sesi kalınlaşmış, işte o zaman kabus başlamış. Peşinden koşanlar, şöhretin zirvesindeyken dost olanlar, hepsi toz olmuş. Buharlaşmış.
“Çocuktum, hiçbirşeyi anlamıyordum o zamanlar. Keşke okusaydım, hata yaptım. Oyuncaklarımı özledim. İçki masalarına içki içmesem de meze oldum” diyor.
Urfa''dan kalkmış 12 yaşında İstanbul''daki yalan dünyaya koşmuş. Anne- babası iki gözü iki çeşme “Göndermeseydik kaçacaktı, bu yüzden izin vermek zorunda kaldık” diyor...
İbrahim Tatlıses''e ulaşmak istemiş el atsın diye günlerce Küçük İbo... Küçücükken onu programlarından eksik etmeyen adaşına aylardır ulaşamıyormuş. Büyük İbo canlı yayına bağlandı ve doğruları çarptı Küçük İbo''nun yüzüne. “Gece hayatın yok, yanında sevgililer yok. Üstelik sesin de kalınlaştı. Artık bu aleme cazip gelmiyorsun” dedi dobra dobra...
Halbuki bir zamanlar Hülya Avşar ablası bile onu kucağında oturtuyor, canlı yayınlarda poz veriyordu.
Artık kimse oturtmuyor onu. Ağırlaştı... Anasının kucağından başka birşeyi kalmadı. Buna rağmen “Sesime güveniyorum” diyor, hala bu yalan dünyada yer bulmaya çalışıyor. Ağabeyleri gibi tamirci olmak zoruna gidiyor artık...
“Çocukları alıp gazinolarda, konserlerde, festivallerde, ekranlarda müthiş sanatçı diye piyasaya sürerseniz ne olur” sorusunun en güzel cevabı Küçük İbo...
Ve nice Küçük İbo''lar var bu piyasada... Okuldan alınıp dizi setlerine ana kucaklarında getirilip, setlerde büyüyen çocuklar... Yaşıtları ile değil, koca adamlarla arkadaşlık yapan minicik beyinler... Şöhretin, tanınmışlığın getirdiği refleksle yürüyüşleri değişen bizim yavrularımız.
Oyuncaklarınla oynamak yerine sahnelerde, ekranlarda baban yaşında adamlarla oynarsan...
Babanın yaşına geldiğinde “Nerde benim oyuncağım” diye ağlarsın...
Anneler babalar... Siz siz olun çocuklarınızı oyuncaksız bırakmayın...
Şöhrete oyuncak yapmayın...
Küçük İbo''ya iyi bakın... Çocuklar meze değil!
