Fransa ile Yunanistan arasında yapılan savunma anlaşması: Ankara bu konuda ne düşünüyor?

04:009/10/2021, Cumartesi
G: 9/10/2021, Cumartesi
Mehmet Acet

Son günlerde komşumuz Yunanistan’ın, Ege ve Doğu Akdeniz’de Türkiye’ye karşı kışkırtıcı eylemlerinde yeniden bir tırmanış yaşanmaya başladı.Geçtiğimiz günlerde Nautical Geo isimli araştırma gemisi, Girit’in doğusu ve Kıbrıs’ın güneybatısında Türkiye’nin kıta sahanlığını ihlal teşebbüsünde bulundu.Devamında, Ege’de, İzmir’in hemen karşısındaki Koyun Adası’nda, Savunma Bakan Yardımcısı’nın katılımıyla bir askeri tatbikat yaptılar.Ayrıca Yunan Bakan Yardımcısı, arkasında İzmir görünecek şekilde poz

Son günlerde komşumuz Yunanistan’ın, Ege ve Doğu Akdeniz’de Türkiye’ye karşı kışkırtıcı eylemlerinde yeniden bir tırmanış yaşanmaya başladı.

Geçtiğimiz günlerde Nautical Geo isimli araştırma gemisi, Girit’in doğusu ve Kıbrıs’ın güneybatısında Türkiye’nin kıta sahanlığını ihlal teşebbüsünde bulundu.

Devamında, Ege’de, İzmir’in hemen karşısındaki Koyun Adası’nda, Savunma Bakan Yardımcısı’nın katılımıyla bir askeri tatbikat yaptılar.

Ayrıca Yunan Bakan Yardımcısı, arkasında İzmir görünecek şekilde poz vererek sosyal medya hesabından buram buram şovenizm kokan şöyle bir paylaşımda bulundu:

“Her ada, her küçük ada, her kayalık adacık, bir Yunan yurdu! Her yerdeyiz.”
FRANSA KIŞKIRTIYOR, YUNANİSTAN PARMAK SALLIYOR

Hemen belirtelim, Yunanistan’ın Türkiye’ye parmak sallayan bu son eylemlerinin arkasında Fransa var.

Geçtiğimiz günlerde Paris’le Atina yönetimleri arasında bir anlaşma imzalandı. Yunanistan Parlamentosu’nda oylanıp kabul edilen, tam adıyla, Savunma ve Güvenlik Alanlarında İş Birliğine Yönelik Stratejik Ortaklık Anlaşmasının hedefinde Türkiye var.

Daha doğrusu, Yunanistan’a yönelik bir saldırı halinde Fransa’nın Atina’nın yanında yer almasını öngören bir anlaşma bu.

Gerçi, anlaşmanın oylanmasından önce, Yunan muhalefeti tarafından bunun tam da bu anlama gelmediğine işaret eden konuşmalar yapıldı.

Başbakanlığı döneminde Türkiye kamuoyunun da yakından tanıdığı, şu an Anamuhalefet partisinin liderliğini temsil eden Aleksis Çipras, bu anlaşmanın Türkiye ile deniz yetki alanlarında yaşanabilecek bir gerginlik sırasında Fransa’ya, Yunanistan’a yardım yükümlülüğü getirmediğini savundu.

Fransa ile Yunanistan arasında imzalanan bu anlaşmanın asıl mahiyetini özetlemek için yine Çipras’ın o konuşmasından şöyle bir alıntı yapabiliriz:

“Fransa, Rafale (savaş uçağı) ve fırkateynler
için, Yunanistan gibi borç yükü yüksek olan, borcu gayrisafi yurt içi hasılasının yüzde 210’una ulaşmış bir ülkeden, Yunan savunma sanayinin katılımına dair hiçbir garanti olmaksızın 7 milyar
euro alıyor.”
Anlaşıldığı üzere, Yunanistan’ın Türkiye fobisini tepe tepe kullanarak, ekonomik borç sarmalından kurtulamamış bir ülkeyi yeni milyarlarca avroluk silah alımına zorlayarak, tabir yerindeyse ‘
söğüşleyen
’ bir Fransız tutumu var bu işin arkasında.

Ama mesele bundan ibaret de değil.

Daha iyi okumalar yapabilmek için, biraz daha geriye çekilerek fotoğrafa biraz daha kapsayıcı şekilde bakma ihtiyacı var.

ABD VE İNGİLTERE’NİN FRANSA’YA ATTIĞI KAZIK, FRANSA’YI TEHLİKELİ SULARA SOKABİLİR

Bu işin bir ayağında Fransa’nın askeri gücünü kullanarak Avrupa’ya liderlik etme arayışları var.

Bilindiği üzere, 20 gün kadar önce, ABD ile İngiltere’nin bir olup Avustralya’ya Fransa ile yapılan 90 milyar dolarlık denizaltı anlaşmasını iptal ettirmesi, Macron yönetimini çok kızdırmıştı.

Şimdi Paris yönetimi, biraz da bu olayı kendi tezleri için kullanmak adına, Avrupa’nın geleceğine dair kendi iddialarına yeniden yönelerek, Yunanistan’la böyle bir anlaşma yaptı.

Yani, bir yönüyle de bu işin arkasında Avrupa’nın gelecekteki liderliğini elinde tutma kavgası var.

Almanya, bir ekonomik dev olarak AB’nin liderliğini sürdürmek isterken, Fransa, NATO’yu denklem dışına itip, kendi askeri gücünün domine ettiği bir Avrupa fikriyle hareket ediyor.

(Bu anlamda Macron’un NATO için “Beyin ölümü gerçekleşti” sözlerini hatırlamanın tam zamanı)

Fransa’nın dezavantajı, bu tezine Avrupa içinden Yunanistan dışında bir destek bulamamış olması.

Yani NATO’nun varlığı, AB üyesi diğer pek çok ülke tarafından hala en garantili güvenlik çatısı olarak algılanıyor.

Tabi, NATO deyince, Amerika dememek olmaz.

Bu bağlamda Fransa’nın asıl rakibi Almanya değil zaten, ABD.

Fransa’nın Yunanistan’la yaptığı anlaşmaya dair bu
‘bu ilişkilendirmelerimiz’
meselenin askeri ve siyasi yönüne dokunuyor.

Bir de bu işin ihmal edilemeyecek, belki de asıl öznesi olan ekonomik boyutu var tabi.

Bir güvenlik uzmanının değerlendirmesine göre, Fransa’nın silah sanayiini yöneten lobiler, daha fazla silah satmak, daha fazla askeri pazar oluşturmak için Macron’un
‘başına ekşiyorlar.’

Fransa’nın Avrupa’nın savunma gücünü domine edecek bir liderlik misyonuna sahip olması demek, Yunanistan’dan gelecek paranın 20 katı, 30 katı daha fazlası anlamına geliyor.

Fransa’nın Avustralya’yla yaptığı 90 milyar dolarlık denizaltı anlaşmasının ABD ve İngiltere’nin ağırlığını koymasıyla iptali edilmesi olayı ile Fransa ile Yunanistan arasında Türkiye’yi doğrudan tehdit etme amacıyla imzalanan anlaşma arasında ekonomik bakımdan böyle bir ilişki bulunuyor.

Peki, biz yapmalıyız?

Mesele hep bir yerde o
‘duygusal alana’
çıktığına göre, Türkiye’deki Fransız yatırımcılarını Macron yönetiminin bu pervasızlığına karşı uyarıda bulunmaya davet etmek iyi bir fikir olmaz mı?

Türkiye’ye karşı bu düşmanlığınız bize zarar veriyor deseler nasıl olur mesela?

#Fransa
#Yunanistan
#Ankara
#Macron