|
Trump’ın başlattığı ‘Ticaret Savaşları’ ticaretle sınırlı kalır mı?

ABD Başkanı Donald Trump, tüm dünyada ve ülkesinde de tepki çeken ithal çelik için %25 ve alüminyum için %10’luk ek gümrük vergisi uygulama kararını imzaladı.

Misilleme uyarılarına “Ticaret savaşları iyidir,” cevabını vererek ne Dünya Ticaret Örgütü’nü ne ABD sanayisinin General Motors, Ford ve Chrysler gibi otomotiv devlerini dinleyen Trump, imza töreninde de bu vergileri getirme nedeninin ABD’nin ulusal güvenliğini korumak olduğunu söyledi.



Trump, “Amerika’yı yeniden harika yapma” sloganıyla yürüttüğü seçim kampanyasını iki popülist temel üzerine inşa etmişti: ABD’nin işçi sınıfını yükseltmek ve ABD’ye yönelik göçü durdurmak. Beyaz Saray’a gelir gelmez yasalaştırdığı ‘Müslüman yasağı’, yerleşik düzen ve yeni başkan arasındaki sıkı mücadelenin görüldüğü ilk alan oldu ama eninde sonunda Trump bu yasağı yürürlüğe sokmayı başardı. “Çin’e karşı sertleşme” ya da “Kuzey Amerika ülkeleri ile serbest ticaret anlaşması NAFTA’yı rafa kaldırma” gibi vaatlerini ilk yılında yerine getirememiş olsa da, 2018 Ulusal Güvenlik Stratejisi’ndeki “ABD’nin ekonomik çıkarlarını tehdit eden ülkeler ve haksız ticaret yapanlarla mücadele” gibi vurgular, Trump’ın ikinci yılında sertleşeceğinin ayak sesleriydi.

Yeni stratejinin açıklanmasından kısa süre önce, ABD Ticaret Bakanlığı Çin menşeli bazı çelik ve alüminyum ürünlerine karşı antidamping vergisi (AD) ve telafi edici vergi (CVD) incelemeleri başlatmıştı. Bu büyüklükte incelemeler en son 1985’te Ronald Reagan döneminde Japonya’ya karşı yapılmıştı. Yine ABD Ticaret Bakanlığı, sonbaharda Türkiye’nin de aralarında olduğu 7 ülkeden çeşitli çelik üreticilerine %148’lere çıkan oranlarda AD vergisi getirmişti.

Bu ticari korumacılık hamlelerine son gümrük vergileri de eklenince, sanayi devi Çin misilleme tehdidi savurdu, ona AB de katıldı. ABD’nin ek gümrük vergileriyle azalacak olan çelik ithalatı, ABD iç pazarında halihazırda çok yüksek seviyelerde seyreden çelik fiyatlarının daha da artmasına sebep olacak ve başta otomotiv olmak üzere çelik girdisi olan çok sayıda sektörü etkileyecek. AB ve ABD arasında otomotiv sektöründe yaşanan örtülü savaş şiddetlenecek. Çin gibi bir çelik devi, misilleme çerçevesinde üreticilerini AB gibi başka pazarlara teşvik ederse, Trump’ın ticaret savaşı ABD’ye çok sert biçimde geri dönecek. Ticari husumetin sadece çelik ve çelik girdili endüstrilerle sınırlı kalmayacağı, önce gıdadan elektroniğe, lojistikten turizme pek çok sektöre, sonra başka alanlara sıçrayacağı da muhakkak.

Yani ABD’nin orta vadede iç pazarda yavaşlama, ithalatında azalma gibi sonuçlarla karşılaşması kaçınılmaz olacak, bırakın işsizliğinin azalmasını daha da artacak ve öfkesi daha da kabaracak. Peki ısrarla ‘işadamı’ olma özelliğini vurgulayan Trump ve ekibi bunu öngöremiyor mu? Üstelik yakın tarihte ticari korumacılığın nasıl sonuçlar verdiğinin korkunç örnekleri dururken...

ABD Kongresi, Büyük Buhran döneminde, daha finans piyasaları çökmeden önce 1929’da ithalata büyük kısıtlamalar getirmeye başlamış, üst üste yaptığı vergi artırımları başka ülkelerin de misillemeye gitmesine yol açmıştı. 1930’da çıkarılan Smooth-Hawley Vergi Yasası, ABD’nin ekonomik krizini tedavi etmemiş, daha da kötüleştirmişti. %47’lere kadar çıkarılan ithalat vergisi ithalatı %20’ye kadar geriletmişti, ancak ABD’nin ihracatı da 1929’daki 7 milyar dolar seviyesinden 1932’de 2,4 milyar dolara gerilemişti. ABD’nin reel milli gelirinin %36 gerilediği, işsizliğin %3’ten %25’lere yükseldiği, 40’tan fazla bankanın kapandığı ekonomik krizin nedeni vergi artışları değildi; ama Büyük Buhran’a derman olur diye başvurulan ticari korumacılık önlemleri, misillemelerle tüm dünyayı kaosa sürüklemiş, ABD’de kriz öncesi seviyeler 1938’de yeniden yakalansa bile, bıraktığı hasarın iyileştirilmesi on yıllar sürmüştü.

Üstelik ticaret savaşlarının getirdiği husumetin ticaretle sınırlı kalmadığı da tecrübe edilmişti o dönemde. Ekonomik rekabet, ticari düşmanlık, 1. Dünya Savaşı’ndan ağır yaralı çıkan ülkelerde sosyal ve siyasi hayatı doğrudan etkilemiş, yeni düşmanlıkların, siyasi kriz ve çatışmaların doğmasına, milliyetçiliğin faşizme dönüşmesine ve yeni savaşların başlamasına neden olmuştu. Örneğin, Nazilerin Almanya’da iktidara yükselmesinde, Hitler’in Yahudilere karşı “İşinizi, ekmeğinizi çaldılar” söyleminin karşılık bulması en önemli etkendi. Faşizmin yükselişiyle 2. Dünya Savaşı’na giden yol, ekonomik krizler ve önlem diye yapılan ticari korumacılık hamleleriyle döşenmişti.

Bugün dünya hala 2007-2008’de finans piyasalarının çöküşüyle çıkan ekonomik krizi ve küresel resesyonu geride bırakabilmiş değil. Başta gelişmiş ülkeleri sarsan krizin hemen sonrasında G-20 liderleri korumacı hamleler yapmayacaklarına, ticaret savaşlarını başlatmayacaklarına söz verdi, Mortgage kriziyle küresel resesyonu başlatan ABD teşvik paketleriyle reel sektörü canlandırmaya yöneldi; ancak, Avrupa’yı da borç krizine sürükleyen ekonomik gerileme hem kısa sürede geçecek kadar hafif değildi hem de örtülü korumacı hamlelerle önce gelişmekte olan ülkelerin sonra da gelişmemiş ülkelerin sırtına yük olarak bindirildi. ABD’deki Occupy Wall Street eylemleri, Avrupa’daki büyük protestolar yerini 2013-14’te Brezilya, Ukrayna gibi ülkelerde ayaklanmalara bırakırken Arap Baharı’nın da tetikleyicisi ekonomik nedenlerdi. Yedi yılın ardından Orta Doğu çatışmalarla kana bulandığı için hatırlamak zor olabilir; ve elbette Arap sokağındaki politik ve sosyoekonomik öfke militarist rejimlerden kaynaklanan yapısal sorunlarla doğrudan alakalıydı, ancak tetikleyici faktör, iş bulamayan, eve ekmek götüremeyen insanların sokağa dökülmesiydi.

Orta Doğu’da devrimleri, karşı devrimler, çatışmalar, bölgesel husumet, terörün yükselişi ve iç savaşlar takip ederken, başta Batı ülkeleri olmak üzere tüm dünyada yabancı düşmanlığı, faşizm yükseldi, popülist ve aşırı sağ-sol partileri tırmanışa geçti. Bugün dünya öngörülemeyen kaotik bir girdabın içindeyken, silahlanma yarışı çıldırmışçasına devam ederken, Trump yönetimi ticaret savaşlarını başlatarak cehennemin kapılarını açtığının acaba farkında değil midir?

#Donald Trump
6 yıl önce
Trump’ın başlattığı ‘Ticaret Savaşları’ ticaretle sınırlı kalır mı?
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler