
Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi, Pladis ve GODIVA Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, son yazısında okuyuculara sıkça sorulan ancak cevabı genellikle sinir bozucu olan bir soruyu yöneltiyor: "Uyumsuzluk hiç düşünmüyorlar mı böyle yaparken?" Ülker, yazısında, "Bu sorunun temelinde, sizi düşünmediklerini düşündüğünüz konu her ne idiyse, altında tasarım sorunu yatıyordur." ifadelerini kullandı.
Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi, Pladis ve GODIVA Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker kişisel internet sitesinde, "Uyumsuzluk hiç düşünmüyorlar mı böyle yaparken?" başlıklı bir yazı kaleme aldı. Ülker, yazısında okuyuculara "Uyumsuzluk hiç düşünmüyorlar mı böyle yaparken?" sorusunu yöneltti.
Kendi kendinize bu soruyu kaç kere sordunuz, hatta kızdığınızı etrafınızdakiler anlasın diye sesinizi yükselttiğiniz, oldu mu? Bu sorunun temelinde, sizi düşünmediklerini düşündüğünüz konu her ne idiyse, altında tasarım sorunu yatıyordur.
Tasarım deyince, çoğumuz estetik temelli düşünürüz; bir ambalajın şıklığı, bir logonun çizgileri, bir sayfanın düzeni gibi. Halbuki tasarım bunların çok ötesinde bir şeydir; günlük hayatın en küçük ayrıntılarında karşımıza çıkan, normalde pek görünür ve fark edilir olmasa da hayatımızdaki etkisi büyük olan kararların tümünü kapsar. Bir kapının hangi yönde açılacağı, merdiven rıhlarının yüksekliği, elektrik düğmesi ve prizin nerede olacağı, hatta otobüs durağının nereye konacağı, metronun nerede duracağı, telefon tuşlarının ebadı ve yerleşimi, asansördeki alarm butonunun işaretlemesi, yeri, yüksekliği gibi… Bunların hepsi birer tasarım kararıdır. Verilen bu kararlar yalnızca bahse konu nesneleri etkilemekle kalmaz; aynı zamanda hayatın ne kadar kolaylaşacağı veya zorlaşacağı üzerinde etkilidir.
Şimdi günlük hayatınızda karşılaştığınız benzer durumları düşünün; bana hak vereceksiniz. Hele bir de çocuk, yaşlı ve engelliler açısından düşünürseniz… liste uzar gider.
Kapsayıcılık, nezaketen üstleneceğiniz bir mesele değildir. Kapsayıcılık, daha iyi ürün ve hizmet üretmenin, toplumsal katılımı artırmanın ve yeni alanlar açmanın yoludur.
Biz günlük işlerimizde hangi uyumsuzlukları fark edebiliyoruz? Kararlarımız kimleri kapsayıcı, kimleri dışlayıcı?
Yazar, bu durumun dijital çağda daha kritik bir hal aldığını söylüyor. Modern pazarlamacı, mühendis ya da tasarımcıdan milyonlarca, hatta milyarlarca insana ulaşacak çözümler üretmesi bekleniyor. Bu ölçekte düşündüğümüzde, küçük bir dışlayıcı hatanın, devasa olumsuz etkilere yol açabileceğini fark edebiliyoruz. Ama işin güzel yanı, bazen tasarımdaki tek bir küçük dokunuş, tahmin ettiğimizden çok daha fazla insana çekici geliyor.
Holmes, kapsayıcı davranmak için soruna önyargılı yaklaşmayın dışlamayı (exclusion) tetikler; farklılıkları inceleyin ve öğrenin; sonra da çözümü gerçekleştirin ve herkese yayın, diyor.
Hayatta kuralları bize bildirecek bir otorite yok. Hepimizde kapsayıcı (inclusive) veya dışlayıcı (exclusive) davranmak gücü var. Bunun farkında mıyız? Ne yapacağımızı biliyor muyuz?
Engellilik, dışlanmak konusundaki kritik başlıklarından biri. Er ya da geç başımıza geliyor. Halbuki sanki nüfusun çok küçük bir kesimini ilgilendirdiğini sanıyorsunuz. Bunun tamamen yanlış olduğunu veriler doğruluyor. Dünya Bankası’na göre, dünya nüfusunun %15’i, yani bir milyar insan, bir tür engellilik deneyimliyor. Başka bir deyişle, 6,4 milyar insan “geçici olarak” engelsiz; yaşlandıkça hepimiz hastalık ve/veya yaralanmalarla engelli olmaya adayız; Allah korusun. Ve hepimiz, sürekli değişen bedenlerimizin ihtiyaçlarını karşılamayan tasarımlar yüzünden dışlanıyoruz.
Dünyamızın ne kadar görsel olduğunu düşünün. Bilgisayar ekranları, sokak tabelaları, ışık kullanımları… Bunlar sadece dikkat çekmek için tasarlanıyor; bilgiyi aktarmanın sık kullanılan bir yöntemi olmuş. Ama bunlar, ekranı göremeyen ya da dokunamayan insanları bu işlevlerden mahrum kılıyor, kullanıcısını dışlayan bir tasarım size acı verebiliyor!
Kapsayıcılık becerileri inşa etmek için beceriler, hayatlarının her günü kendilerini dışarıda bırakan tasarımlarla etkileşime giren insanlardan öğrenilebilir. Genelde tüm açıları değerlendirmek için derin bir anlayışa sahiplerdir. Holmes, dışlama döngüsünü kırmak gücüne en çok sahip olan tasarımcıların, mühendislerin ve liderlerin bu insanlar olduğunu söylüyor.
Holmes, sorunun çözümünde liderlerin dikkate almaları gereken dört önemli nokta belirliyor.
Tutabileceğiniz sözler verin. Organizasyonunuzdaki mevcut kapsayıcılık durumunu kabul edin. Temel erişim sorunlarını çözün
Kapsayıcılığın uzun vadeli bir süreç olduğunu anlatın Bugün bizi olduğumuz yere getiren kültürel tarihi, kapsayıcılığın organizasyonun geleceği için neden önemli olduğuyla dengeleyin
İnsanları kapsayıcı tasarımlar yapmaya motive edecek teşvik ve ödül sistemi yaratın.
İnsanları sürece dahil edin. Lider olarak bakış açınızı değiştirmeye katkıda bulunmaları için insanlara çeşitli yollar yaratın, kapınızı açık tutun.
Tasarım dünyasında ortalama kullanıcı kavramını sıkça duyarız. Ürünler, mekanlar, hizmetler çoğu zaman bu varsayılan figüre göre tasarlanıyor. Ama Holmes, ortalama diye bir şey olmadığı görüşünde. Kapsayıcı tasarımın gücü, “normal” varsayımını terk etmekte yatıyor. Çünkü normalin olmadığı yerde çeşitlilik var, farklılık var ve bu farklılık, daha yaratıcı çözümlerin kaynağı oluyor.
Babam Sabri bey anlatmıştı. Ankara’ya giderken uçakta yan yana oturmuşlar. THY Taç Kraker ikram etmiş. O zamanlar bir yenilikti Taç Kraker, çıtır tuzlu bisküvi ve onu taze tutan şeffaf anbalajı… Fakat zordu onu koruyan bu anbalajı açmak; yırtmak lazımdı ama bisküvi de kırılabilirdi. Vehbi bey, babama hem ürünü methetmiş hem de şikayetçi olmuş, zor açıldığından! Ama çözüm de kendisindenmiş, yakasından çıkardığı toplu iğneyle çentikleyip ucundan açıvermiş. Tabii bu bizim ev ödevimiz oldu. Sabri bey dönünce hemen bu müşteri şikayeti üzerine toplantı yapıldı. Paketlere açma bandı konacaktı. Sonrasında ise bizim imalatımız hatta dünyaya ihraç ettiğimiz yeni bir işimiz oldu, açma bandı mamülleri.
Aslında kapsayıcılık, geleceği tasarlamak için en iyi rehberdir. Mesela ürün portföyümüzde deprem için dayanaklı bisküvi bulundurmak bir nevi kapsayıcılık sayılır. Biz bu yeni çeşit bisküviyi son büyük depremde çok kısa sürede geliştirip ürettik. Önemli bir ihtiyacı karşılarken özel manada kapsayıcılığı sağladığımızı düşünüyorum.
Bizim işimizde marka ve ürün iletişimi çok mühim ve büyük bir masraf kalemidir. Ürün anbalaj tasarımı kimliğimizdir. Ürünlerimizin yeni anbalaj tasarımları benim çocuklarımın bayramlıkları gibidir, yani o derece önemserim. Belki şimdi küçümseyeceksiniz, yıllardır değişmeyen Pötibör, Çokoprens, Halley, Çikolatalı Gofret vb. meşhur ürünlerimizin anbalajlarını. Oysaki bu anbalajlar bizim yıldız ürünlerimiz için sizin yüzünüz, saçınız gibidir. Mesela ben bu unsurlara önem verdiğim için berberimi bile pek değiştirmem. Zaten alışveriş esnasında müşterimizin çok sevdiği Antep Fıstıklı Çikolatamız için raftan alıp sepete atma süresi sadece saniyelerdir. Yaptığımız TÜYO araştırmalarında çıkan sonuçlara göre müşterilerimizin büyük çoğunluğu Antep Fıstıklı çikolatayı raftan aldıktan sonra birkaç saat içinde tüketiyor.
Belki bir gün anbalaj tasarımı hakkında umdelerimi ve dikkat ettiğim hususları da daha detaylı yazarım. Bugüne kadar anbalaj üzerine yazdığım yazılarımı dipnotlara (***) ekledim, merak edenler okuyabilirler.

Baby Ruth, Nestlé ve şimdi Ferrero tarafından üretilen, içi yerfıstığı ve karamel, üstü çikolata kaplı nugadan yapılmış bir şekerlemedir. George Herman ”Babe” Ruth Jr., 20. yüzyılın başlarında Amerika’da bir beyzbol oyuncusuydu. Hem vurabilen hem de atabilen iki yönlü bir oyuncu olarak birçok rekor kırdı ve tarihin en iyi beyzbol oyuncularından biri olarak kabul edilir. Ruth, 6 Şubat 1895’te Baltimore, Maryland’de doğdu. 16 Ağustos 1948’de New York’ta hayatını kaybetti. Babe Ruth: “Vuruş kaçırma korkusunun yolunuza çıkmasına asla izin vermeyin.” derdi.







