Müslümanlar için büyük öneme sahip olan mübarek cuma günü, toplanma günüdür. Bu hafta da büyük bir katılımla kılınacak olan cuma namazının hutbesinin konusu belli oldu.
AF, ARINMA VE KURTULUŞ VESİLESİ: BERAT GECESİ
Muhterem Müslümanlar!
Af, arınma, mağfiret ve kurtuluş vesilesi olan Berat gecesine yaklaşmanın sevincini yaşıyoruz. Yüce Rabbimize sonsuz hamdü senalar olsun. Hep birlikte 30 Nisan Pazartesiyi Salıya bağlayan gece Berat gecesini idrak edeceğiz inşallah.
Kardeşlerim!
Ömür, bizim en kıymetli sermayemizdir. Her saatimiz hazine, her dakikamız servet değerindedir. Berat gecesi de hayat yolculuğumuzun en bereketli duraklarından biridir. Berat bizlere varlığımızı yeniden gözden geçirme, muhasebe ve tefekkür imkânı kazandıran bir fırsat gecesidir. Berat, mağfirettir. İlahî rahmetin tecelli ettiği gündür. Berat, nedamet ve umut zamanıdır. Berat gecesi ellerin duaya, gönüllerin semaya açıldığı gecedir. Rabbimize yönelip mağfiret iklimine girmenin adıdır Berat.
Berat, kırılan kalpleri onarma, dargınlık duvarlarını yıkma, kin, nefret ve intikam duygularını aşma günüdür. Berat, arzularımızın, hevâ ve heveslerimizin, bencilliklerimizin etkisinden, nefsimizin esaretinden kurtulma gecesidir. Nefis ve şeytanın hile ve tuzaklarına karşı teyakkuzda olma bilincini diri tutma vaktidir.
Kıymetli Müminler!
Her yıl gelen Berat gecesi, bizlere, her türlü kötülük, zulüm, haksızlık ve adaletsizlikten uzak kalmayı öğretir. Berat gecesi bize sadece Allah’ın affına mazhar olmayı değil, affedici olmayı da hatırlatır. Zira Allah’tan af bekleyen affedici olur. Kendisine, ailesine, din kardeşlerine, çevresine ve tüm kâinata karşı affedici ve hoşgörülü olur. Allah’ın hoşnutluğunu isteyen, hiç kimseyi hor ve hakir görmez. Allah’ın sevgisine ulaşmak isteyen, daima yüreğinde sevgi ve merhamet taşır.
Aziz Müminler!
Bu gece vesilesiyle bir kez daha hatırlatmak isterim ki, “insanlık için gönderilmiş hayırlı bir ümmet” olma yolunda hepimize ayrı ayrı sorumluluklar düşmektedir. Zira etrafımızda olup bitenlere karşı duyarsız kalarak salih bir mümin olmamız mümkün değildir.
Geliniz bu bereketli zaman diliminde unuttuğumuz ve terk ettiğimiz sorumlulukları yeniden hatırlayalım. Dünyayı ahirete tercih eder hale gelmişsek en yakınlarımızdan dahi esirgediğimiz sevgi ve merhamet için tövbe edelim. Yetim ve öksüzleri, mazlum kardeşlerimizi yalnız bırakmışsak tövbe edelim. İhmal ettiğimiz kulluğumuzu gözden geçirelim. Hırpalanmış şu gönül dünyamızı dua, ibadet ve tefekkür ile taçlandıralım. Günaha ve kötülüğe giden yollara set çekelim. İyiliğin egemen olduğu bir dünya için çaba gösterelim. Allah’ın rahmetinin bolca tecelli ettiği bu günleri en güzel şekilde değerlendirelim. Taatimizle, teslimiyetimizle, salih amellerimizle tövbelerimizi, istiğfarlarımızı yalnız O’na arz edelim. Hatalarımızdan, kusurlarımızdan, günahlarımızdan bir daha dönmemek üzere yüz çevirelim.