Kitaba göre, siyasi tarihi müdahaleler, darbeler ve muhtıralar ile dolu olan Türkiye'de, her darbe öncesi 'darbeye zemin hazırlayan' iç çatışmalar, kargaşa, anarşi ve toplumsal olaylar meydana geldi. 12 Eylül darbesine giden süreçte de 1970'li yıllar birçok toplumsal olaylara şahitlik etti. Maraş ve Çorum olayları da darbeye zemin hazırlayan en önemli olaylardan. Maraş ve Çorum olayları gibi toplumsal şiddet olayları ve faili meçhul cinayetler, 12 Eylül darbesine zemin hazırlayan 'sahte bayrak' operasyonlarıydı. Bugüne kadar tam olarak aydınlatılamayan şiddet olayları ve faili meçhul cinayetler, kendisine yüklenen misyon olan ülkeyi yönetilemez hale getirme işlevini yerine getirdi.
GÜÇ İSTİHBARAT ÖRGÜTLERİNE GEÇTİ
Söz konusu operasyonlar ise uluslararası istihbarat örgütleri ve onun içerisindeki şubesi olarak çalışan Özel Harp Dairesi (ÖHD) bünyesinde faaliyet gösteren 'bürokratik-sivil klik' eliyle yapıldı. 12 Eylül darbesiyle halk adına demokratik güçler tarafından kullanılması gereken egemenlik, halktan ve halkın temsilcilerinden alınarak, içeride 'bürokratik-sivil klik'e ve dolayısıyla asıl egemen güç olan uluslararası istihbarat örgütlerine geçti ve böylelikle Türkiye 'işgal edilmiş devlet' durumuna düşürüldü.
İSLAMCI-LAİK ÇATIŞMALARI
Kitapta, 28 Şubat post modern darbesine zemin hazırlayan olaylar da ele alındı. Buna göre, uluslararası istihbarat örgütleri 1990'lı yıllarda küresel düşman olarak 'İslam'ı belirledi. 1980 öncesinde 'sağcı-solcu' şeklinde kutuplaştırılarak ideolojik çatışmalara sürüklenen Türkiye, 1990'lı yıllara gelindiğinde ise İslamcı-laik kutuplaştırması üzerinden yeni bir çatışmanın içerisine atılmak istendi. Bu yeni 'düşman'la mücadele kapsamında 1993 yılında yaşanan Sivas ve Başbağlar katliamları da 28 Şubat darbesine zemin hazırlayan olaylar olarak gösterildi.
