|

Şirketin paravan olduğunu itiraf etti

Vakıfmış gibi bağış toplayan ama denetime takılmamak için şirket statüsünü kullanan Osman Kavala’nın Anadolu Kültür A.Ş.’si, yurt dışından gelen paraları “sponsorluk” olarak niteledi. Şirketin, “vakıf kurmak için de çalışıyoruz” savunması, yıllardır devam eden usulsüzlüğün itirafı oldu.

Osman Özgan
00:00 - 13/02/2021 Cumartesi
Güncelleme: 23:35 - 12/02/2021 Cuma
Yeni Şafak
Osman Kavala
Osman Kavala

Gezi Parkı olaylarının finansörü Osman Kavala’nın yöneticisi olduğu Anadolu Kültür A.Ş.’nin yurt dışından fonlanması ve dernek/vakıf gibi faaliyet yürütmesine ilişkin Ticaret Bakanlığı’nın açtığı fesih davasında yeni ayrıntılar ortaya çıktı. Davalı şirket Anadolu Kültür A.Ş.’nin, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne açılan davaya 17 Kasım’da sunduğu dilekçeye ulaşıldı. Şirket esas sözleşmesindeki amaç ve konulara yer verilen dilekçede, Anadolu Kültür A.Ş.’nin kültür, sanat ve eğitimle ilgili ekonomik amaç ve konularda faaliyet yürüttüğü aktarıldı. Ticaret Bakanlığı’nın açtığı davada ise şirketin ekonomik amaçlı değil, sosyal amaçlı faaliyet gösterdiği belirtiliyordu.

BAĞIŞCI DEĞİL ‘SPONSOR’MUŞ

Yine dilekçede şirkete gelen fon ve bağışların sponsor olarak savunulması dikkat çekti. Şirketin sözleşmede anlatılan projeler için sponsor adı altında yurtiçi ve yurtdışı kurum/kuruluş ve kişilerden sağladığı fon, bağış ve hibeleri, sözleşmeye uygun olarak kültür-sanat etkinliklerini gerçekleştirmek için sarfettiği ileri sürüldü. Yani feshi talep edilen şirketin, esas sözleşmesine aykırı bir faaliyetinin bulunmadığı ve esas sözleşmesinin, kanunun emredici hükümlerine aykırı olmadığı iddia edildi. Ayrıca fesih davası açmak için kanunda yer alan şartların mevcut olmadığı da ileri sürüldü.


USULSÜZLÜĞÜ İTİRAF ETTİ

Buna karşın Ticaret Bakanlığı da 25 Kasım’da bir dilekçe daha sunarak davalı şirketin iddialarına cevap verdi. Dilekçede, şirket yetkililerinin “...Bununla beraber şirketimizin mevcut ortakları, hiçbir şekilde ticari kazanç elde etme amacı gütmeyen sosyal hizmet ve faaliyette bulunmak için ‘vakıf tüzel kişiliği altında’ yeni bir yapının kuruluşu için de ayrıca çalışmaktadır” şeklinde yaptığı yazılı açıklamasına dikkat çekildi. Şirketin dernek ve vakıflara benzer faaliyette bulunmasına karşın ‘şirket’ statüsü altında bu faaliyetlerini icra ettiği belirtilen dilekçede, “Kaldı ki şirket yetkilileri bu faaliyetlerin şirketten bağımsız olarak yürütülmesi amacıyla vakıf kurma çalışmalarının başlatılacağı hususunda açık beyanda bulunarak ortaya konulan tespiti ikrar etmişlerdir” denildi.

FESİH ONAYI HUKUKİ

Davalı şirket aynı dilekçede, hem Ticaret Bakanlığı’nın denetleme yetkisinin bulunmadığı, hem de denetleme yetkisinin amacının şirketin feshi için dava açmak olmadığını, denetimin temel amacının uyumsuzlukların giderilmesi için rehberlik etmek olduğu savunuldu. Bakanlığın dilekçesinde ise ölçülülük ilkesinin ihlal edildiği yönündeki iddiaya “mesnetsizdir” denilirken, denetleme sonucunda oluşturulan inceleme raporunun ve şirketin feshine ilişkin verilmiş olan Bakanlık makam onayının yok hükmünde olduğu iddiasının da hukuka aykırı olduğu belirtildi.

Şirketin yapısına aykırı

Dilekçede ayrıca, şirketin kâr amacı gütmeden ve elde ettiği gelirleri organize edilecek etkinlikler için kullandığı, söz konusu faaliyetlerin ve gelir-gider yönetiminin dernek veya vakıf çatısı altında da yürütülmesi imkanı bulunmasına karşın ‘şirket’ statüsü altında yürütüldüğünün ortaya konulduğu, söz konusu faaliyet döngüsünün Türk Ticaret Kanunu’nun ruhuna ve bir sermaye şirketinin temel amaç ve yapısına aykırı olduğu kaydedildi. Dolayısıyla, davalı şirketin fesih davasının açılmasını gerektirir bilgi ve belgelerin sunulmadığı iddiasının yerinde olmadığı ifade edildi.


  • GEZİYİ FONLADI
  • Anadolu Kültür A.Ş.’nin şirket sözleşmesindeki amaç ve konularında “...fotoğraf ve video, senaryo ve sinema, müzik ve dans atölyelerini gerçekleştirecek kişi ve grupların saptanması, kişi ve gruplara çağrı yapılması, projeler istenmesi, projelerin uygulanması için sponsorların bulunması, projelerin uygulanması ve belgelenmesi...” ifadesi dikkat çekti. Şirket savunmasında sözde sponsorlar tarafından sağlanan fon ve bağışların kültür-sanat etkinliklerinde kullanıldığını savunsa da gerçek çok farklı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturmalarla, Osman Kavala’nın söz konusu şirket üzerinden Gezi kalkışması ile ilgili “Video İşgal (Videoccupy)” isimli belgesel hazırlatıp bu belgeseli uluslararası film festivallerinde gösterimini yaptırmaya çalıştığı ortaya çıkmıştı. Bununla hükümete yönelik uluslararası tepkilerin yoğunlaşması amaçlanıyordu.
#Osman Kavala
#Şirket
#Gezi
3 yıl önce