Kurulduğu günden beri açılan her sergide olduğu gibi, SALT Beyoğlu'nda yine heyecan verici bir sergi açıldı ve soluğu orada aldık. Serginin sahibi kavramsal sanatçı Vahap Avşar. Buluntu imge ve teslimiyet üzerine 25 yıldır çalışan Avşar'ın Kayıp Gölgeler sergisi AND Yayınevi'nin kartpostal arşivinden özenle seçili 50 fotoğraftan oluşuyor. Duvarlardan bağımsız olarak beton bazalar üzerinde sergilenen ve bize fotoğrafik bir yolculuk yaşatan kartpostallar, Anadolu'nun dört bir yanını yansıtıyor. Tarih aralıkları 1970'lerin sonuyla 80'lerin başı. Yani çalkantılı yıllar. Fotoğraflardan dönemin günlük ve siyasi hayatına dair her ayrıntıyı seçebilirsiniz. Siyasi partilerin bayrakları, sokaklardaki tabelalar, kılık kıyafetler, semboller hepsi hikayenin parçası...
Fotoğrafların duvarlarda değil de beton bazaların üzerinde sergilendiğini söylemiştik. Bunun elbette bir anlamı var. Duvara asılı fotoğraf gerçeklikle aramıza girebiliyor. Ona bir belge kimliği yükleyebiliyor. Bu yüzden 1968'de mimar Lina Bo Bardi'nin Sao Paulo Sanat Müzesi için hazırladığı sergileme elemanlarına benzer beton bazalar tercih edilmiş. Fotoğraf baskıları arkalı önlü. Bu bir sergide çok rastlanılır bir durum değil. Avşar'ın bir imge ormanı oluşturmak istediği aşikar. Bunu başardığını da söyleyebiliriz. Fotoğrafların altında, yanında, sağında, solunda hiçbir bilgi yok. Boşlukları sizin doldurmanız gerekiyor. Ya da dolması gerekmeyen boşluklar olarak duruyor. Bu anlamda da kendisini merak ettiren bir sergi.
Bir sanatçının arşivden bir şeyler yapması olağan bir durum. Ama neden AND kartpostalları veya neden Vahap Avşar'ın bu işi yaptığı daha önemli. Çocukluğunu Malatya'da geçiren Avşar, 8-10 yaşlarında resim yapmaya başladığında tek kaynağının bu kartpostallar olduğunu söylüyor. Avşar, "Türkiye'de olup biten her şey kartpostallarda var. Dünyanın başka bir yerinde bunun örneğine rastlamadım. Diğer ülkelerde kartpostallar hep o ülkenin sembollerinden oluşuyor" diyor. Kendi çocukluğuna ait imgelerin de yer aldığını kaydeden Avşar, sergiyi otobiyografik olarak tanımlıyor.
AND koleksiyonu 1970'lerin sonunda Anadolu'yu karış karış fotoğraflayan fotoğrafçıların resimlerinden oluşuyor. "Benim bir mesaj veya hikaye vermeme gerek kalmadı. Bu resimler her şeyi anlatıyor" diyen Avşar, bu imgeleri en doğru şekilde anlatma yoluna gidiyor. Ancak fotoğrafların gerçek hikayesi zamanla ortaya çıkabilir. Sergiyi gezen birileri belki de kendi çektiği fotoğrafla karşılaşabilir veya belki kendi şehrinizden bir sokak fotoğrafıyla karşılaşabilirsiniz. Bu fotoğrafların bilgilerini vermek zaten enformatik bir şey olacaktı. Bizi habersiz ve bilgisiz bırakması sergiyi daha cazip kılıyor. Sergide daha toplumsal okumalar da var. Serginin 27 Eylül'e kadar açık olduğunu belirtelim.
