|

Batı’da koyu tenli ve örtülü kadının sorunu daha büyük

Amerika’da başörtüsü yüzünden ailesiyle birlikte yıllarca sözlü saldırılara maruz kalan Nazma Khan, başörtüsüne karşı farkındalığı artırmak ve başörtüsünü normalleştirmek adına “1 Şubat Dünya Başörtüsü Günü” küresel hareketini başlatmış. Khan, “Kadınların güçlendiril-mesinden bahsediyoruz ama Müslüman kadınlara gelince hemen konuyu kapatıyoruz” diyor.

Dilber Dural
04:00 - 13/11/2022 Pazar
Güncelleme: 23:34 - 12/11/2022 Cumartesi
Yeni Şafak
Nazma Khan.
Nazma Khan.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) tarafından “Kültürel Kodlar ve Kadın” ana temasıyla düzenlenen “5. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi” geçtiğimiz günlerde gerçekleştirildi. Zirveye katılan konuşmacılardan biri de Dünya Başörtüsü Günü Örgütü’nün kurucusu ve CEO’su Nazma Khan’dı. Aslen Bangladeşli olan ve daha küçük yaşlardayken ailevi sebeplerden dolayı New York City’de Müslüman bir göçmen olarak büyüyen Nazma Khan, başörtüsü nedeniyle sürekli ayrımcılığa uğramış. 11 Eylül 2001’in ardından ise kendisine karşı uygulanan ayrımcılık giderek artmış. Amerika Birleşik Devletleri tarihe “11 Eylül Saldırısı” olarak geçen terör saldırıları insanların günlük yaşamını derinden etkilerken, bu durumdan en büyük zararı Müslümanlar görmüştü. 11 Eylül’de gerçekleşen saldırılar Müslümanlar için de zor bir dönemin başlangıcıydı. Saldırıdan birkaç ay sonra yapılan anketlerde Amerikalıların yüzde 59’unun Müslümanlar hakkındaki görüşlerinin olumsuz olması gelinen noktayı belki de özetliyordu. Hiç şüphesiz Nazma Khan’da bu nefret söylemlerinden nasibini almıştı o dönem.

BAŞÖRTÜSÜ İÇİN KÜRESEL HAREKET

Khan, yaşadığı sözlü saldırıların ardından, 2013’te başörtülü kadınlara karşı ayrımcılığı, bağnazlığı ve ön yargıyı yıkmak için “Dünya Başörtüsü Günü” (WHD) adlı küresel bir hareket başlatmış. Amacının “farkındalığı artırmak ve başörtüsü takmayı normalleştirmek” olduğunu söyleyen Khan, okulda ve üniversitede üzerine tükürülerek, kovalanarak, tekmelenerek ve “terörist” olarak adlandırılarak ayrımcılık ve zorbalıkla karşı karşıya kalma deneyimlerini göz önünde bulundurarak “dini hoşgörüyü teşvik etme” umuduyla bu günü başlattığını ifade ediyor. Bu şekilde, diğer kadınlar bu tarz saldırılara “dayanmak zorunda kalmayacak” ve Khan ile aynı deneyimlere sahip olmayacaktı. Biz de zirve kapsamında Nazma Khan ile bir araya gelip hikâyesini konuştuk.

11 yaşında Bangladeş’ten Amerika’ya gitmişsiniz. Başörtünüzden dolayı da genç bir kızken Amerika’da özellikle 11 Eylül olaylarından sonra sözlü saldırılara uğramışsınız..
.

Öncelikle ailem ben küçük yaşlardayken Bangladeş’ten Amerika’ya gittim. Orada da bazı başörtüsüne karşı ön yargıların olduğunu gördüm. Annemle birlikte bazı saldırılara maruz kaldık. Akabinde ilerleyen yıllarda 11 Eylül olayları olduktan sonra bu sayı çok daha fazla arttı ve başörtülü kadınlar olarak tüm toplum tarafından sanki Usame bin Ladin’in bir elemanı gibi, örgütün bir mensubu, üyesi gibi davranılıp aşırı şekilde saldırılara maruz kaldık. Kimi başörtülü kadınlar fiziksel olarak kimileri de sözlü olarak saldırılara maruz kaldı. Ben sözlü olarak saldırılara maruz kaldım. Bu yüzden ben de başörtünün bizim kültürümüzün ve inancımızın bir parçası olduğunu düşündüğüm için onu tanıtmak istedim ve bir küresel hareket başlatmak istedim. Başörtüsü taktığı için yıllarca kişisel olarak ayrımcılığa maruz kaldıktan sonra “1 Şubat Dünya Başörtüsü Günü”nü (WHD) 2013’te kurdum. Her kesimden kadınları bir günlüğüne benim yerime yürümeye davet ederek farkındalık yaratmak ve başörtüsünü normalleştirmek istedim. Şimdi WHD 150’den fazla ülkede anılıyor. Şunu da belirtmek isterim ki başörtüsü benim kimliğim ve onu özgürce taşımak istiyorum. Ama başörtüsü özgürlüğümün değil zulmün bir parçası maalesef. Bu da pek çok kadının başörtüsü takma özgürlüğünü baltalıyor. Kadınların güçlendirilmesinden bahsediyoruz ama konu Müslüman kadınlara gelince hemen konuyu kapatıyoruz. Çünkü başımızın üzerinde bir kumaş parçası var. Kendimize ait bir fikrimizin olmadığına, düşünemeyeceğimize inandırılıyoruz. Bu ise kadın olarak gücümüzü elimizden alıyor.

BASKIYA UĞRAYAN KADINLAR BAŞÖRTÜLÜ

Amerika’da yaşayan biri olarak orada yaşayan kadınların hem iş dünyasında hem günlük olarak yaşadıkları sorunlar nedir peki?

Her zaman hem Doğu’da hem Batı’da kadınının işi her zaman çok zor erkeklere nazaran. Ben de bir tam zamanlı anneyim. Hem çocuğuma bakıyorum hem de tam zamanlı bir çalışanım. Bu yüzden eşime göre 1-0 gerideyim. Batılı kadınlara gelecek olursak, kadınların yaşamış oldukları istismara, zulüme ve bildirilen olaylara, istatiksel rakamlara baktığımız zaman şu anda emniyet mensuplarına bildirilen kayıtlara geçen vakalarda; istismar edilen, ezilen, baskıya uğrayan, şiddete uğrayan kadınların yüzde 79’u başörtülü kadınlardan oluşuyor. Oran yaklaşık olarak yüzde 21’e yüzde 80 gibi bir rakam.

KIZ KARDEŞİM OTOBÜSTE TARTAKLANDI

Röportaj öncesi kardeşlerinizin fiziki saldırılara maruz kaldığını anlattınız. Nelere maruz kaldılar?

İki kız kardeşim var. Küçük olan kardeşim Amerika’da işe giderken sırf başörtülü olduğu için otobüste tartaklandı. Hâlâ da bazen eve geldiği zaman morali bozuk oluyor. “Neden moralin bozuk?” diye sorduğum zaman “Yine aynı saldırılara maruz kaldım” diyor. Büyük ablam ise bir seferinde Amerika’da trenle seyahat ederken, camdan dışarıyı izlerken tanımadığı birinden yumruk yemiş. Özellikle 11 Eylül olaylarından sonra bu yediği yumruktan dolayı büyük travma yaşadı ve maalesef kendi can güvenliğinin olmadığını hissetti ve başörtüsünü çıkartmak zorunda kaldı.

Kadem gibi derneklerin var olması bizlere cesaret veriyor

Evrensel olarak kadınların yaşadığı sorunlara nasıl çözüm önerileri sunulabilir? KADEM’in düzenlediği zirvenin önemi nedir?

Öncelikle kadın olduğumuz için sorunlar ve problemlerimiz var. Artı üzerine Müslüman bir kadın dersek problemleriniz ve sorunlarınız daha fazla artar. Aynı zamanda renginiz de çok önemli. Eğer beyaz değilde esmer ya da siyahi bir Müslümansanız bu sefer yaşadığınız sorunlar çok çok daha fazla artar. Tabii ki kadınlar için bireysel olarak mücadele etmek çok önemli olsa da bu mücadeleyi çözecek olacak devletler, hükümetler, liderler ve bunlar yasayla çözülebilecek şeylerdir. Mesela iş hayatında büyük bir eşitsizlik var. Bu eşitsizliği devletler yasa çıkartırsa çözülemeyecek bir sorun yok aslında. Mesela kadınların iş hayatında, bir kurumda şu kadar kadın istihdam edilmek zorunda denilirse o iş yerinde sayımız artar. Bu zirvelerin de bunlara katkı sağladığını önemli olduğunu düşünüyorum. Ayrıca biz Türkiye’yi doğu ülkesi olarak görmüyoruz doğu ile batı arasında bir köprü, bir Avrupa ülkesi olarak görüyoruz. Burada bu tarz Türkiye’nin liderliğinde başörtülü kadınların ön plana çıkarılması, KADEM gibi derneklerin var olması bizlere umut veriyor. İçimizde umut yeşeriyor ve bizlere cesaret veriyor. Biz de varız.

#Kadem
#Kadın
#Kültürel kodlar
#başörtüsü
#Nazma Khan
1 yıl önce