Vasiyet; bir kişinin ölümünden sonra kalanlardan kendisi için yapılmasını istediği son şey. Yakın zamanda bir çok ölüm haberi okuduk. Bunların aralarında Meral Okay ve Ekrem Bora da vardı. Onların yanı sıra Ayten Alpman, Zeki Müren, Cem Karaca, Necmettin Erbakan gibi isimlerin vasiyetleri öldükten sonra açıklandı. Peki yaşarken vasiyetlerini açıklayanlar kimler? Buyurun buradan okuyun...
Ölüm üstü örtülemez bir gerçek. İnancınız ne olursa olsun, ölüm gerçeği herkesin kapısını bir şekilde çalıyor. Vasiyet ise o gerçeğin farkında olmanın en önemli işareti. Gideceklerin kalanlara yazdığı ya da söylediği kişinin ölümünden sonrasıyla yüzleştiren bu şok, iki taraf için de ne kadar da ağır değil mi? Vasiyet, aynı zamanda Peygamber Efendimiz'in "Ölmeden önce ölünüz" hadisini hatırlatan bir unsur da aynı zamanda. Bu hadis ölüm korkusunu azaltıp, onu zihinlere ve kalplere taşıyarak, normalleştirmeyi tavsiye ederken ölümün yükünü de hafifletiyor. Peki bu dünyadan ayrılanlar, şu an toprak altında yatanlar, ölmeden önce nasıl bir vasiyet yazmışlardı? Son olarak senarist Meral Okay'ın ölümü ile vasiyet konusu gündeme geldi. Meral Okay, vasiyetini ölmeden önce sözlü olarak dile getirmişti. Bugün onun gibi daha pek çok isim var. Biz de ölenler ve kalanların vasiyetlerini sizin için derleyip, hazırladık.
Konuya önce ölenlerin vasiyeti ile başlayalım. Geçtiğimiz Nisan ayında vefat eden senarist Meral Okay vasiyetini, kendisiyle yapılan bir röportajda dile getirmişti. Öldükten sonra yakılmak istiyordu. Okay, bakın ölmeden önce bu konuyla ilgili neler söylemiş; "Suda olmak beni çok mutlu eder. Bir teknenin kıçında uyuyup uyanmak, kulağımda sevdiğim müziği dinleyerek gökyüzüne bakarak, yıldızların kayışını takip ederek uykuya dalmak, gözünü yarı açarak kendini suya atmak. Küllerimi üç parti halinde nereye savuracaklarını da yakınlarımdan bir iki kişi biliyor. Bir kısmı şu koya, bir kısmı da şuraya gibi." Kanser tedavisi gören Meral Okay'ın vasiyeti yerine getirilmedi ve cenazesi Zincirlikuyu Mezarlığı'nda bulunan gasilhaneye götürüldü.Ertesi gün Bebek Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.
Ayten Alpman'ı, belki de en iyi hatırlatan söylediği Bir Başkadır Benim Memleketim şarkısıdır. 1974'te Kıbrıs çıkartması ile TRT'de "Memleketim" çok sık çalınmaya başlayınca şarkı 45'lik plak olarak piyasaya sürülerek büyük satış rakamlarına ulaşmıştı. Türk pop ve caz müziğinin ustası, yerli ve yabancı bir çok eser seslendiren Alpman, geçtiğimiz haftalarda akciğer yetmezliği nedeniyle 83 yaşında hayata veda etti. Ayten Alpman'ın ölmeden önceki vasiyeti ; "Beni Edirnekapı Mezarlığı'nda yatan annemin üzerine defnedin" oldu. Alpman'ın vasiyeti de yerine getirilmedi ve cenazesi Ulus Mezarlığı'na defnedildi.
Geçtiğimiz Nisan ayında hayatını kaybeden bir diğer isim ise Yeşilçam'ın jönü Ekrem Bora. 30 Mart'ta yattığı Kadıköy'deki Florence Nightingale Hastanesi'nde yaşamını yitirmişti. 78 yaşındaki oyuncunun ölüm sebebi ise akciğerinde oluşan ödem. Ekrem Bora da kısa bir vasiyetle hayata veda etti. Bora, öldükten sonra morgta bekletilmek istemediği açıklandı. Ailesi de Bora'nın bu isteğini yerine getirdi.
Zeki Müren 24 Eylül 1996 yılında hayata gözlerini yummuştu. Tüm mal varlığını Türk Eğitim Vakfı ve Mehmetçik Vakfı'na bırakmıştı. Bu vakıflar Zeki Müren'in vasiyeti yerine getirdi ve Zeki Müren Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi 2002 yılında açıldı. 2012 yılına kadar 1800'den fazla öğrenci Zeki Müren'in yardımlarıyla eğitim aldı. Zeki Müren'in ölümünün ardından sanatçının Bodrum'da son yıllarını yaşadığı ev müze haline getirildi.
Anadolu Rock'un kurucularından Cem Karaca, 8 Nisan 2004 yılı sabahı kalp yetmezliği sonucu hayatını kaybetmişti. 59 yaşında hayata veda eden Karaca'nın vasiyeti kendisinden beklenilenden farklı oldu. Sanatçının vasiyetini, ailesinin isteği üzerine Kurtalan Ekspres'in bateristi Bahadır Akkuzun açıklamıştı. Akkuzun, 'Cem Karaca vasiyeti üzerine, babasının gömülü bulunduğu Karacaahmet Mezarlığı'na defnedilecek. Kendisi vasiyetinde devlet töreni istemediğini, alkışlar yerine tekbir sesleriyle son yolculuğuna uğurlanmak istediğini belirtmiş. Biz de buna göre gerekeni yapacağız' demişti.
Milli Görüş Lideri Necmettin Erbakan'ın ölümü geçtiğimiz yıla damgasını vurmuştu. Cenazesine bir milyonu aşkın insan katılmıştı. 85 yaşında kalp yetmezliği nedeniyle yaşamını yitiren Erbakan, vasiyetini ölmeden 4 gün önce açıklamıştı. Vasiyeti doğrultusunda Hoca için devlet töreni yapılmayacak, cenazesi sade bir törenle toprağa verilecekti. 1 Mart 2011 tarihinde öğle namazından sonra İstanbul Fatih Camisi'nde kılınan cenaze namazının ardından İstanbul Merkez Efendi Mezarlığı'na defnedildi. Erbakan'ın son mesajı ise 'Çalışın, bu milleti sizin çalışmanız kurtarır' oldu.
Sıra geldi yaşayanlara. En zor kısmı da bu. Çünkü bir insana vasiyetini sormak kadar çarpıcı ve ürpertici bir soru olmasa gerek. Onlara bu konuyla ilgili sadece üç soru yönelttik: Öldükten sonra nasıl ve nereye gömülmek isterdiniz, ölmeden önceki son cümleniz ne olurdu ve ölüm haberinizin hangi sıfatla verilmesini istersiniz? Bu üç soruyu ilk cevaplayan isim sinema yazarı Atilla Dorsay. 17 Mart 1939 yılında İzmir'de doğan Dorsay, sade bir törenle Rumelihisar'ında Boğaza karşı gömülmek istiyor. Fakat bunun imkansız olduğunu biliyor çünkü oradaki mezarlıklarda yer olmadığının farkında. İşte Dorsay'ın son cümlesi; "Güzel yaşadım, gitme zamanı geldi" Dorsay'ın ölüm haberinin hangi sıfatla verilmesini istersiniz sorusuna cevabı ise; "En uygun sıfat Kültür ve Sanat insanıydı denmesi"
Tarih Profosörü, İlber Ortaylı Avusturya'daki bir göçmen kampında 1947 yılında dünyaya gelmiş. Ortaylı hoca, kendine has üslubuyla cevaplıyor sorularımızı: "Yuvarlak bir taş, Hüvel Baki olacak baştarafında aklınızda olsun. İstanbul'a Zincirlikuyu'ya gömülmek istemiyorum. Karadeniz veya Akdeniz kıyısı olabilir. Katiyen Mecidiye camilerinden filan kaldırmayın. Allah gecinden versin, Sultanahmet filan istemem."
Türk sanat müziği bestecisi Münir Nurettin Selçuk'un oğlu Timur Selçuk, 2 Temmuz 1946 yılında İstanbul'da doğdu. Orhan Veli, Attilâ İlhan ve Nazım Hikmet'in şiirlerinden bestelediği şarkıları seslendiren piyanist ve besteci olan Selçuk'un vasiyeti ise; "Yakınlarıma en az sıkıntı vereceğim, onları en az yoracağım bir defin olsun isterim. Ölmeden önce cümle kuracak halim olacak mı bilemem, yaşarken yaptıklarım son cümlemin özetidir. Hiçbir haber verilmesini istemem, ailem sessizce halletmeli, sonradan duyulur nasılsa"
Türk edebiyatının önemli isimlerinden HilmiYavuz 14 Nisan 1936 yılında doğdu. Edebi yaşamına şiir, deneme, anı, anlatı gibi bir çok kitap sığdırdı. Hilmi Yavuz'un vasiyeti kısa ve öz: "Bir tek vasiyetim var: Cenazemin Fatih Camiinden, alkışsız kaldırılması"






