|

Çorum’dan NASA’ya selam!

Türkiye'nin dört bir yanına dağılmış öğretmenler, uyguladıkları sıradışı eğitim metodlarıyla dikkat çekiyor. Rap müzikli besteler yapandan tutunda menemen pişirerek ders işleyen, öğrencileriyle pilates topları üstünde ders yapan, sınıfı bir film setine dönüştüren, NASA'yla canlı bağlantı kuran öğretmenlere kadar hepsi öğrencileri için sınırları zorluyor. Bayburt'un Demirözü ilçesinde öğretmenlik yapan Emre Özel, "Bizler kolay olanı yapıyoruz. Zor olan kitaba bağlı kalarak ders anlatmak. Bahanelerin arkasına sığınmadan çocuklarımıza en iyi eğitimi vermek için çabalıyoruz" diyor.

Yeni Şafak ve
04:00 - 26/11/2017 Pazar
Güncelleme: 12:23 - 27/11/2017 Pazartesi
Yeni Şafak
Arslan, bu zamana kadar ulusal ve uluslararası sayısız yarışmaya katılarak pek çok ödül kazanmış.
Arslan, bu zamana kadar ulusal ve uluslararası sayısız yarışmaya katılarak pek çok ödül kazanmış.

Rap müzik seslerinin yükseldiği, menemen kokusunun etrafı sardığı, pilates toplarının sıra olduğu, yarışmaların eksik olmadığı, filmlerin çekildiği ve NASA'yla canlı bağlantının kurulduğu bir sınıfı hayal edebiliyor musunuz? Bunların hepsi ve daha fazlası Türkiye'nin dört bir yanına dağılmış öğretmenler tarafından yapılıyor dersek abartmış olmayız. Mesleklerinin kutsal olduğuna inanan ve bu uğurda farklı çalışmalara imza atarak adından söz ettiren sıradışı öğretmenler, dur durak demeden çalışıyor ve sürekli yeni şeyler üretiyor. Öğrenciler ve veliler tarafından hayli sevilen bu öğretmenlerimiz, yaptıkları çalışmaları sosyal medyada da paylaşarak diğer öğretmenlere ilham oluyor. Geleneksel öğretim tekniklerinin yanı sıra uyguladıkları yeni metodlarla eğitimde farklı bir pencere açan öğretmenlerimizin hem öğretmenler gününü kutladık hem de çalışmalarını konuştuk.


Emre Özel
Gökyüzünü sınıfa getirdi

Emre Özel, Bayburt'un Demirözü ilçesi Beşpınar köyündeki Şehit Gürcan Yavuz İmam Hatip Ortaokulu'nda görev yapan bir Fen Bilgisi öğretmeni. Okulda, köyde hatta Bayburt'ta yaptığı çalışmalara hergün bir yenisini ekleyen Emre öğretmenin gerçekleştirdiği projeleri anlatmak saymakla bitmez. En son Milli Eğitim Bakanlığı'nın EBA ödüllerinde 900 bin öğretmen arasından özel ödüle layık görülen Özel, atık malzemelerden yaptığı bir deney ile sesin enerji olduğunu kanıtlamış. Yaptığı çalışmaları kendisinden dinlediğimiz Özel'in sesindeki enerji işine aşık bir öğretmenden daha fazlasını tarif ediyor. Yaz tatillerinde bile köyden ayrılmayan Özel, öğretmeni olduğu sınıfta öğrenci olduğunu hayal ederek çalıştığını anlatıyor: "Köye geldiğim ilk günden beri kendi öğrenciliğimdeki sorunları nasıl aşabilirim diye düşündüm. Çocukların okula koşarak gelmeleri için Bilim Merkezi Sınıfım diye projeyi hayata geçirdim. Tavanı koyu laciverte boyadım ve galaksi çizdim. Çocuklar kafasını kadırdığında güneş sistemini inceliyor. Çocuklara fiziksel ve kimyasal değişim konusunu sınıfta menemen yaparak anlattım. Çocuklar evlerinde her menemen piştiğini bu konuyu pekiştiriyorlar. Çocuklara fotonsentizi anlatabilmek için Bana Her Yer Okul projesiyle uygulama bahçesi yaptık. TUBİTAK Bilim Fuarı'nı 500 nüfuslu köyümüze getirdik. Öğrencilerimle 100'den fazla proje ürettik. Onları okumaya teşvik etmek için köyde bir çocuk odası kurduk ve kitap okuyanlar buraya gelip ücretsiz olarak tüm hizmetlerden faydalanıyor."

BAYBURT'UN KALKINMASI İÇİN ÇABALIYOR

Bayburt'un göç vermesinin önüne geçmek için uğraşan Emre öğretmen, ev kadınlarına oturacakları yerden istihdam etmesinin de yollarını aramış. Birkaç hafta sonra bakır işlemeciliğinin köy kadınlarına öğretileceği kursun başlamasına ön ayak olan Özel, 25 adet otomatik süt sağma makinesinin köye getirilmesini ve 5 bin lira hibeyle ahırların modernize edilmesini sağlıyor. 3D gözlükler, kodlama, yazılım ile öğrencilerinin ayağına her şeyi getiren Özel, başka köylerdeki çocuklara fırsat eşitliği sunmak için de yeni bir çalışmanın içinde. Özel, bir bilim merkezinde olan her şeyi otobüslere sığdırıp Türkiye'nin her yerindeki köy okullarına gitmesi için çabalıyor.


Selçuk Yusuf Arslan
Öğrencileriyle ödüle doymuyor

Ankara Altındağ Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi'nde bilişim teknolojileri öğretmeni olan Selçuk Yusuf Arslan, Nisan ayında Toronto’da Microsoft tarafından STEM Öncüsü kategorisinde 'Harikalar Yaratan Öğretmen' olarak seçildi. 83 ülkeden 240 yenilikçi arasından seçilerek başarı elde eden Arslan, bu zamana kadar ulusal ve uluslararası sayısız yarışmaya katılarak pek çok ödül kazanmış. Bilişim teknolojileri öğretmeni olarak matematik, fizik, psikoloji, sosyoloji, coğrafya gibi farklı alanlarda da projelere danışmanlık yapan Arslan, "Öğrencilerin yeteneklerini keşfedip onlara uygun projeler yürütmenin önemine inanıyorum. Çıkış noktam da hep bu olmuştur. Hiçbir zaman okuldaki en iyi öğrencileri bir araya getirip çalışmadım. Aksine sınıf tekrarlayan, devamsızlık sorunu olan, akademik başarı seviyesi düşük, ailevi sorunları olan öğrencilerle çalıştım" diyor. Sosyal sorumluluk projelerini çok önemsediğini ve her yıl yeni bir proje yürüttüğünü dile getiren Arslan, "Projelerimiz birincilik ve ikincilik ödüllerini alıyor. Ancak benim için en büyük ödül, projelerden sonra öğrencilerimde gördüğüm olumlu davranış değişiklikleri" şeklinde konuşuyor.

ÜLKEMİ GURURLA TEMSİL EDİYORUM

Meslek lisesi öğrencilerinin bilimsel yarışmalarda başarılı olmasının kendisini çok mutlu ettiğini ifade eden Arslan, "Matematik Olimpiyatları-Dijital Öğretim Materyali kategorisinde 3 altın, 8 gümüş madalya, finali Prag’da yapılan ve ülkemizi temsil ettiğimiz Pohar Vedy Bilim Kupasında 5.'lik kupasını aldık. TÜBİTAK ödülleri ve Güney Afrikalı öğrencilerle çevrimiçi deney yaptığımız “Kıtalararası STEM Deneyimi” projemiz Scientix tarafından düzenlenen yarışmada ödüle layık görülerek Belçika'ya davet edildim. Bu yıl Avrupa STEM Liginde finale kaldık ve ülkemizi Almanya’da yapılan finalde başarıyla temsil ettik. Ayrıca Avrupa Uzay Ajansı tarafından düzenlenen Spaca-Awareness yarışmasında kız öğrencilerin uzay alanına yönlendirilmesine yönelik hazırladığımız projemiz de ödül aldı" diyerek devam ediyor: "Ülkemi her zaman gururla ve başarıyla temsil ettim ve etmeye de devam edeceğim. Dünyamızın karşı karşıya olduğu obezite, küresel ısınma, internet bağımlılığı, siber zorbalık, değerler eğitimi, matematik korkusu, trafik güvenliği gibi sorunlardan öğrencilerimin farkında olmasını ve çözüm üretmesini amaçlıyorum."


Aliye Karademirci
Pilates topunu sıra yaptı

Çanakkale'nin Biga ilçesinde bulunan Dumlupınar Ortaokulu'nda görev yapan öğretmen Aliye Karademirci, öğrencilerinin dikkat dağınıklığını ortadan kaldırmak için öğrencilerini sıra yerine pilates topuna oturtuyor. Hiperaktif öğrencilerinin enerjlerini atabilecekleri yöntemleri araştırırken karşısana pilates topu çıkan Karademirci, öğrencilerini sıra yerine pilates topuna oturtmaya başlamış. Pilates topuyla ders işlemeye başladıktan sonra zil sesini dahi duymayan öğrencilerin dikkat dağınıklığını da toplamak için hızlı okuma teknikleri uygulayan Karademirci, okuma yaptırdığı sırada sınıfta sakız çiğnemeyi serbest bırakıyor. Böylece öğrencilerin dudaklarıyla okumayıp gözleriyle hızlı bir şekilde kitaplarını okuyor.

ÖĞRETMENİM HAYATIMI DEĞİŞTİRDİ

İlkokul dördüncü sınıfa kadar içine kapanık bir öğrenci olan Karademirci’nin hayatını değiştiren ise öğretmeni olmuş. Öğretmenine olan vefa borcunu kendi öğrencilerine faydalı olarak ödemeye çalışan Karademirci, sorunlara çözüm üreten, kendini ifade edebilen, bilgiye ulaşıp o bilgiyi kullanabilen bir grup yetiştirmek istiyor.


Ahmet Naç
Rap müzikle ders işliyor

Ahmet Naç, Esenler'deki Mehmet Akif Ersoy İlkokulu'nda sınıf öğretmeni. 11 yıllık öğretmen olan Naç'ı meslektaşlarından ayıran özelliği derslerini rap müzikle işlemesi. Çocukların oynadıkları oyunların sözlerini, tekerlemeleri unutmadığı görünce bunu derslerine nasıl uygulayabileceğini düşünen Naç, rap müziği işin içine dahil etmiş. Öğrencilerin birlikte uyum içimde seslendirdikleri rap şeklindeki ders notları sayesinde hem eğlendiklerini, hem enerjilerini attıklarını hem de öğrendiklerini söylüyor. Rap müzikle ders anlatmanın dışında okul bahçesinde öğrencileriyle resim atölyeleri gerçekleştiren Naç, onları basketbol ve tenis ile tanıştırıyor. Sınıfı dört duvarın dışına taşıyarak öğrenmeyi keyifli bir hale getiriyor. İki yıl önce de sınıfını çocuklar için sıkıcı bir ortamdan çıkartıp renkli bambaşka bir dünyaya dönüştüren Naç, velilerle birlikte el ele verip çocukların içinden çıkmak istemedikleri bir sınıf tasarlamış. Onun bu çalışmasında sonra okulda 11 sınıf değişmiş.

BABAMDAN ÖĞRENDİKLERİMİ UYGULUYORUM

Öğrencileri için yeni bir proje üzerinde çalışan Naç'ın amacı öğrencilerinin kendilerini doğru bir şekilde ifade edip, karşılaştıkları sorunlar karşısında başlarının çaresine bakabilmeleri. 'Gölge' isminde bir kitabı olan Naç, uyguladığı eğitim metodlarının öğrenci merkezli olduğunu hem öğretmenlere hem de ebeveynelere anlatıyor. Çocukların öğrenmeleri için gerekli şartların sağlanmasında sonra her şeyin çorap söküğü gibi geldiğini söyleyen Naç,"Onları motive etmenize bile gerek kalmıyor. Çünkü kendileri isteyerek öğreniyorlar" diyor. Diğer öğretmenlerden farklı bir yol izleyen Naç'ın babası da kendisi gibi bir eğitimciymiş. Hatta kendisinin ilkokul öğretmeni olan babası sayesinde her şeyi öğrendiğini belirten Naç, "Babam bizlere çok farklı etkinlikler yaptırırdı. Kazanımlarımın hepsi onun sayesinde. Ben öğretmenimden ne gördüysem onu devam ettiriyorum" diyor.

Emre Aktürk
Youteber öğretmen eğlenerek öğretiyor

10 yıllık öğretmen Emre Aktürk, Esenler'de bulunan Atatürk İlkokulu'nda sınıf öğretmeni. Sınıfta yaptığı çeşitli etkinliklerin yanı sıra dersler için özel şarkılar besteleyen Aktürk, sınıfta yarışmalar düzenliyor. Bu yarışmaları velilerin izniyle videoya çekip youtube yükleyen Aktürk, "İçinde bulunduğumuz çağda çocuklar Youtube'da çok vakit geçiriyor. O kadar kötü içeriğin içinde iyi bir şeyler olmalı diye Youtuber oldum. İnternette kontrol edilmediği takdirde zararlı bir şeyle karşı karşıya kalıyor çocuklar ama kendi kahramanı oldukları bir video Youtube'da olunca onu izleyebiliyorlar. Böylece zararlı şeylerden de uzaklaşıyorlar. Videolara yapılan yorumlarda 'Çocuklar öğretmenin annem bir tek sizin kanalınızı izlememe izin veriyor" diyorlar. Lise öğrencileri ise 'Hocam sizin sayenizde temel bilgilerimizi pekiştiriyoruz' dedi" şeklinde konuşuyor.

ONLARLA ÇOCUK OLUYORUM

'Hem oynuyorum hem öğreniyorum' projesini 3 yıldır sosyal medyada yürüttüğünü söyleyen Aktürk, "Milli Eğitim Bakanlığı'nın Eğiim Bilişim Ağı olan EBA aracılığıyla öğretmenlerden eğlenceli projeler yapılması istenmişti. Öğrencileri zorlamadan öğrenebilecekleri proje ne olabilir diye düşünürken zaten ben böyle bir şeyi yıllardır yapıyorum" dedim. Yıllardır yaptığım çalışmalardan biri olan zıt anlamlı sözcükleri eğlenceli bir şekilde işlediğimiz dersi videoya çektim ve EBA'ya yükledim. Bu klip Esenler'de ilk 10'a girdi. Daha sonra sınıfta yaptığımız yarışmaları da yüklemeye başladım. Çocuklar oyun çağında olduğu için onların dilinden anlatmaya başladım. Oyunla anlatmaya başladıktan sonra çocuklar cidden hem eğleniyor hem de öğreniyorlar. Her ders 'Öğretmenim bir daha oynayalım' diyorlar. Onlara oyun gibi gelen şey aslında çok şey öğretti. Çocukların seviyesine inince başaramıyacağınız hiçbir şey yok" diyor.


Mehmet Satar
Başlarını okşamak yetmez

8 yıldır Özel Eğitim Öğretmenliği yapan Mehmet Sakar, 4 yıl Mardin'in Dargeçit ilçesinde öğretmenlik yaptıktan sonra 2012 yılında İstanbul'a tayin olmuş. Çocukluk hayali olan öğretmenliği şu an memleketi Mersin Anamur'da sürdüren Satar, özel eğitim öğrencilerinin dikkat eksikliği, hiperaktivite, disleksi, öğrenme güçlüğü, konuşma bozuklukları, otizm ve daha birçok sorununa çözüm buluyor. Çeltikçi İlkokulu'na atanır atanmaz fırçayı eline alarak sınıfı boyayan ve gerek yardımseverlerin desteğiyle gerekse kendi imkanlarıyla ders materyalleri edinen Satar'ın amacı, yaptığı çalışmaları tüm Türkiye'de yaygınlaştırmak. Özel eğitimin ülkemizde yeni gelişmeye başlayan bir alan olduğunu söyleyen Satar, "Çalışmalarıma Mardin'de başladım. İstanbul'da bu alanda çok fazla çalışma yaptım. Hayalim bu ateşi kendi memleketimde yakıp bunu ülkemizin dört bir yanında yaygınlaştırmaktı. 8 yıldır hergün nasıl daha farklı bir şeyler ortaya koyabilirim?diye düşünerek aklımda tasarladığım yöntemleri uyguluyorum. Herkes bu çocukları çok seviyor ve çoğu zaman da acıyor. Ama onları sadece sevmek ve başlarını okşamak yetmez. Onlara bir şeyler vermemiz gerekiyor" diyor.

SINIFLAR BODRUM KATLARINDA UNUTULUYOR

Kullandığı teknik ve yöntemlerle olumlu sonuçlar aldığını ifade eden Satar, "4.sınıfa kadar okuma yazma öğrenemeyen öğrencilerimiz okuma yazmayı öğrendi. Derslerimizi oyunla birleştiriyoruz. Çocuğun el ve yüz koordinasyonunu ve vücudunu anlamasına yönelik çalışmalar yapıyoruz. Ne yazık ki özel eğitim öğretmeni olmayan çok sayıda kişi bu alanda çalışıyor. Örneğin emekliliği yaklaşan sınıf öğretmenleri kalan birkaç yılını özel eğitim öğretmenliği yaparak dolduruyor ve bu sınıflar kontrol edilmiyor. Özel eğitim sınıflarının okulların bodrum katlarında unutulmaması için çalışıyorum. İstanbul'da bunu başardım. Yaptığımız bu çalışmalarla veliler de çocuklarının bir şeyler yapabildiğine inanarak onlarla gelecek hayalleri kuruyor" diyerek devam ediyor: "Biz bu çalışmalarımızı bir köy okulunda yaptık. Üstelik maddi olanaklarımız olmadan bir farkındalık oluşturduk. Bu çalışmaları sosyal medyada da paylaşınca binlerce mesaj aldım. Üniversitelerden davetler aldım. 'Öğretmen arkadaşlarıma hep yapılmayanı yapalım ve en iyisini yapmak için çaba sarf edelim' diyerek onların da taşın altına eline koyması için uğraşıyorum."


Fatih Gizlider
Tahtanın önü tiyatro sahnem

Fen bilgisi öğretmeni Fatih Gizligider, 17 yıllık öğretmenlik hayatı boyunca hep köy okullarında çalışmış. Şu an Nevşehir'de görev yapan Gizligider, "Benim öğrencilerimin maddi durumları hiç olmadı. Onların hiçbir şeyi yoktu ama ben onların herşeyiydim. Onların kaynak kitapları, dersaneleri ve özel öğretmenleri oldum. Öğrencilerim müziği çok sevdiği için ders konularını şarkı sözleri yazarak müzikle anlatmaya başladım. İlk farklılığımız bu oldu. Ben tahtanın önünü tiyatro sahnesi gibi kullanıyorum. Çünkü artık günümüzde bilgisayar, cep telefonları ve televizyonlar çok eğlenceli. Kendi öğretmenlerimizden gördüğümüz öğretmenliği yapsaydık çocuklar sıkılacaktı. Ben sınıfın da eğlenceli hale gelmesini istedim" diye konuşuyor. Şarkılar, bilgisayar oyunları, animasyonlar ve karikatürlerle öğrencilerin dersi sevmesini sağlayan Gizligider, "Televizyonda çok popüler olan 'Kim Milyoner Olmak İster' yarışmasını bilgisayar formatına uyarladım: "Kim 500 puan almak ister" diye. Çünkü sınavlarda en çok 500 puan alınabiliniyordu. Bunları hem sınıfta oynadık hem de bilgisayar oyunu yaptık. Yine aynı şekilde "Ben bilmem kankim bilir" oyunuyla dersi eğlenceli hale getirdik. Örneğin, 'Kankiniz gözü kapalı olarak basit bir elektrik devresini kaç dakikada yapabilir' şeklinde oyunlar kurarak öğrencilerin birbirleriyle tatlı bir rekabet içinde olmasını sağladık" ifadelerini kullanıyor.

PARKTA DERS İŞLİYORUZ

Yaptığı çalışmalarla öğrencilerinin TEOG sınavında 95-100 aldığını söyleyen Gizligider, "En büyük amacım çocukların kendilerine inanmalarını sağlamak. Her zaman "Fen hayattır" sloganıyla hareket ettik. Bir de derslerimizi sadece sınıfta işlememeye özen gösteriyorum. Örneğin kaldıraç konusunu tatteravallinin üzerinde uygulamalı olarak işledik. Seslerin katılarda iletilebildiğini ise çatı katına çıkarak yapıyoruz. Tekniklerimi ve çalışmalarımı sosyal medyada da paylaşıyorum. Öğretmen arkadaşlarımla Facebook üzerinden iletişime geçtik. Gruplar kurduk. Üniversiteler bize davetler gönderdi. Üniversitelerde ve il müdürlüklerinde konferanslar veriyorum" diye konuşuyor.


Muhammet Emin Altunkaynak
Film çekerek ders anlatıyor

Öğretmenlik mesleğini Manisa'nın Akhisar ilçesine bağlı Başlamış Köyü’nde icra eden Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni Muhammet Emin Altunkaynak, öğrencilerine dersleri daha iyi anlatmak için kısa filmi tercih ediyor. Zamanla derslerin içeriğine uygun içek bulmakta zorlanan Altınkaynak, çareyi öğrencileriyle film çekmekte bulmuş. Değerli Film Akademisi akademisi kuran Altunkaynak,

bu zamana kadar öğrencileriyle birlikte 7 tane kısa film çekmiş. Öğrencileriyle birlikte Türkiye çapında düzenlenen birçok kısa film yarışmalarına katılarak dereceler elde eden Altunkaynak, "Fotoğraf makinasının ayarlarını yapmakta zorlandık.Günlerce süren uğraşlar sonucunda, deneme yanılma yöntemiyle öğrendiklerimizi uygulayarak filmin montajını tamamlamayı başardık" diyor. Güncel konuları ve sorunları anlatmaya çalıştıkları bu filmlerde, bazen bir ayeti, bazen bir hadisi, bazen de bir değeri merkeze aldıklardan bahseden Altunkaynak, "Ders konularını anlatmaktansa göstermek daha kalıcı. Ders için yaptığımız bu uygulamalar bazı öğrencilerin sinemaya olan merakını ortaya çıkardı" ifadelerini kullanıyor.


Mustafa Eryiğit
Çorum'dan NASA'ya bağlandılar

Çorum'un Sungurlu ilçesindeki öğrenciler geçtiğimiz ay Amerika Uzay ve Havacılık Dairesi NASA'ya bağlanmıştı. Nasa'da görevli olan Türk bilim insanı Dr. Umut Yıldız ile sohbet eden öğrenciler uzay ile merak ettikleri soruların cevabını öğrenmişti. 72 okul ile Nasa'da bağlantı kurmayı sağlayan ise Sungurlu İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Eryiğit. 9 bine yakın öğrenciyle NASA'yı buluşturan Eryiğit, "Öğrencilerimizin akademik, kültürel ve sosyal olarak gelişebilmeleri için projeler üretiyoruz. Bu buluşmada proelerimizden biriydi. Öğrencilerimizin ufkunu açmak için uğraşıyoruz" diyor. Önceden de Ankara Nallıhan Tapduk Emre İmam Hatip Ortaokulu'nda müdür olan Eryiğit, okul televizyonu kurarak dersleri internet üzerinden yayınlıyordu. Eryiğit, okula gelemeyen öğrencilerin derslerinden geri kalmasının önüne geçmeye çalışırken şimdi binlerce öğrencinin gelişimi için çaışıyor.

#Ankara Altındağ
#Toronto
#Microsoft
6 yıl önce