FETÖ gerçekleri

Başbakan Eski Yardımcısı ve AK Parti Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan, hain darbe girişiminin ardındaki FETÖ yapılanmasını konu edindiği “Asker Sivil İlişkileri ve Kumpastan Darbeye FETÖ” kitabı Alfa Yayınları arasında okuyucuyla buluştu. Akdoğan kitapta, ülke gündemine etki eden söylemlerini ve o dönemde yazdığı köşe yazılarıyla ortaya koyuyor. Üç bölümden oluşan kitabın ilk bölümünde asker-sivil ilişkileri ve dönem içinde yaşanan olaylar, ikinci bölümde FETÖ/PDY yapılanmasının nasıl bir örgüt olduğu, üçüncü bölümde ise Ak Parti'ye karşı yürütülen psikolojik harekat ve Erdoğan'ın süreç içerisindeki liderliğini ayrıntılarıyla gözler önüne seriyor. Akdoğan, Türkiye'nin demokrasi tarihinde kilometre taşı olaylarını sayarken sadece seçimlerin değil darbe ve askeri müdahalelerden de bahsedilmesi gerektiğini vurgulayor: “Demokratikleşme mücadelesi halkın iradesini baskılayan her türlü vesayetçi ve darbeci anlayışa karşı verilen bir mücadeleyi ortaya koyar. Türkiye'nin belli aralıklarla askeri müdahalelere maruz kalması, bu durumun sistematik bir hal aldığını, bir yönetim pratiğine dönüştüğünü ve kurulan vesayet düzeniyle ülkenin istenen düzeyde tutulduğunu gösterir.”

Yeni Şafak ve Star gazetelerinde yazdığı köşe yazılarından yola çıkan Yalçın Akdoğan, kitabın birinci bölümünde asker-sivil ilişkilerinin normalleşmesinin öncelikli konu olduğuna dikkat çekiyor: “Sistemi ayakta tutacak enerji güvendir. Ayak direnmelerinin, çekişmelerin, direnç göstermelerin temelinde yatan, güvensizliktir.”

SİSTEMİ VE REJİMİ HALK KORUDU

Kitabın ikinci böşümünde FETÖ/PDY yapılanmasını ele alan Akdoğan, “Asker korur, kollar” paradigmasının 15 Temmuz'daki cuntacı girişimiyle çöktüğünün altını çiziyor: “15 Temmuz direnişi, ssistemin sahibi ve koruyucusunun millet ve onun demokratik mekanizmalarla şekillendirdiği milli irade olduğunu göstermiştir. Netice sistemi ve rejimi tankın önüne çıkan halk korumuştur.”

2013 yılında Star Gazetesi'nde yazdığı “Ellerinde nur mu var, topuz mu var” başlıklı yazısında kumpas ifadesine değinen Akdoğan

“Paralel yapı, sadece iktidarı değil devleti devirmeye çalışıyor” saptamasını yapmış.

Son bölümde AK Parti'ye karşı yürütülen psikolojik harekatı ve Erdoğan'ın bu süreçlerdeki liderliğine değinmiş: “İsteniyor ki Erdoğan Türkiye'nin onlarca yıllık bütün sorunlarını çözdün, Kürtlerin, Ermenilerin, Alevilerin, azınlıkların meselelerinin üzerine gitsin ama dindar kitlenin meselelerine el atmasın. Birileri omurgalı, özgüven sahibi lider istemiyor; ezik, kompleksli, dik duramayan bir lider üretilmek isteniyor. Erdoğan, bu kalıba uymadığı için Türkiye bu büyük dönüşümü gerçekleştirebildi. Ak Parti de kurulduğu günden bu yana haksız ve insafız suçlamalara maruz kalarak pek çok badire atlattı.”