Bahar yavaş yavaş İstanbul’da kendini hissettirmeye başladı. Bu güzel havanın keyfini çıkarmak için şöyle Boğaz’a doğru yolculuk yapmanın tam zamanı.
Rumeli Hisarı kıyısında tarihi Perili Köşk’ü bilirsiniz. 2007 yılından bu yana Borusan Holding’in yönetim merkezi olarak hizmet veren bu mekan aynı zamanda kapılarını hafta sonu çağdaş resim seçkilerinden oluşan özel koleksiyonunu görmek isteyen sanatsevere açıyor. Bugünlerde ise şair Turgut Uyar’ın “Söylenir ve yarım kalır/ bütün aşklar yeryüzünde” mısralarından esinle Borusan Comtemporary üç yeni sergiyle baharı ve sanatseverleri selamlıyor. Borusan’ın yeni medya dediğimiz fotoğraf, video gibi tekniklerle üretilen dijital koleksiyonu dünyanın dört bir yanındaki sanatçılara verilen özel siparişlerle oluşturuluyor. Bu son sergide yer alan eserler de öyle. Ekonomik, siyasi ve sosyal alanlarda yaşanan küresel gelişmelerin sanata etkisini farklı coğrafyalardan sanatçılar ortaya koydukları eserlerde sorguluyor. Turgut Uyar’ın, etkisini yazıldıktan 50 yıl sonra bile kaybetmemiş dizeleri sergide hem yol gösterici hem de ezber bozucu bir kimlikle yorumlanmış.
SİPARİŞ SANAT ESERİ
Finlandiyalı sanatçı Ola Kolehmainen’e geçtiğimiz yıllar vermiş olduğu Mimar Sinan konulu siparişle sanatçıların Türkiye üzerine işler üretmelerini destekleyen Borusan Contemporary, bu kez Güney Kore’nin önemli fotoğraf sanatçılarından Boomoon’la anlaşmış ve sanatçıdan Boğaziçi üzerine yeni bir dizi çalışma gerçekleştirmesini istemiş. Büyük boyutlu ve etkileyici doğa manzaralarıyla tanınan Boomoon’un 2018’de Boğaziçi’nde ürettiği bir dizi çalışması Necmi Sönmez’in küratörlüğünü yaptığı Boomoon: Boğaziçi sergisinde ilk kez sanatseverlerle dün buluştu. Boğaziçi adlı bu çalışma Perili Köşk’te 25 Ağustos’a kadar ziyaret edilebilir.
BOĞAZİÇİ ÇOK TANIDIK
Dünyanın farklı noktalarından ve perspektiflerinden insansız doğa fotoğrafları çeken Boomoon bu çalışmayı ortaya çıkarma hikayesini şöyle anlatıyor: “İstanbul’u film ve edebiyat kitaplarından biliyordum. İlk kez bu proje için ziyaret ettiğimde Boğaz’ı gördüm ve bu ilk karşılaşma beni çocukluğumda büyükdedemin yanına gitmek için kocaman bir nehir üzerinde yaptığım yolculuğu hatırlattı ve çok tanıdık geldi. Boğaz sularında yolculuk yaparken Kore’de olmayan ve ilk kez burada gördüğüm denizanalarını fark ettim. Birden kalabalıklaşıp sonra birden bire de kaybolan bu deniz analarından boğazın hikayesini fotoğrafladım.”
EGEMENLİK ÜZERİNE YENİDEN DÜŞÜNMEK
Kathrin Stumreich’in Egemenlik adlı eserinin odak noktası yarı saydam bir bayrak; bayrağın hareketi ve koreografisi karmaşık bir robotik sistem tarafından kontrol ediliyor. Sanatçı Stumreic eseriyle ilgili bilgi verirken yaptığı eserin şiirsel bir yanı olduğu gibi sosyal ve politik bir boyutu olduğuna da dikkat çekiyor.
Doğanın doğallığı hızlıca bozuldu
Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu’na eklenen yeni eserlerin yer aldığı bir diğer sergi ziyaretçileri boğaz manzarasından kırlara doğru davet ediyor. Bu serginin küratörü Kathleen Forde. Sanatçılar Leo Villareal, Kathrin Stumreich, Eelco Brand, Rick Silva, Edward Burtynsky ve Jeffrey Blondes’un eserleri doğadaki değişimi dijital eserler eşliğinde anlatıyor. Gerçekliğini yitirmiş kuşlar, saniyede açıp ve solan bitkilerin yer aldığı videolar oldukça etkileyici. Jeffrey Blondes’un Türkiye’deki Tazlar köyünde çektiği çok kanallı film de, köydeki peyzajın dört mevsimde nasıl değiştiğini gösteriyor. Edward Burtynsky Artırılmış Gerçeklik yerleştirmesinde izleyicileri Akra’da (Gana) bulunan bir araba hurdalığındaki geri dönüşümü üç boyutlu bir ortamda keşfetmeye davet ediyor. Sanatçının yerdeki eserinin hikayesini ziyaretçi farklı bir gözle yeniden görüp yorumlaması mümkün.
