|

İnsanın değişmeyen hikayesi

II. Dünya Savaşı’nın olumsuz etkilerine maruz kalan Mendel Singer ailesinin hikayesini anlatan Eyub ilginç bir kitap. Mesela roman sanatı için kutsal kitaplardan nasıl istifade edileceğini göstermesi açısından oldukça başarılı.

Ömer Yalçınova
04:00 - 15/01/2020 Çarşamba
Güncelleme: 22:34 - 14/01/2020 Salı
Yeni Şafak
Eyub -Basit Bir Adamın Romanı- Joseph Roth Çeviri: Cemal Ener Can Yayınları Aralık 2019 182 Sayfa
Eyub -Basit Bir Adamın Romanı- Joseph Roth Çeviri: Cemal Ener Can Yayınları Aralık 2019 182 Sayfa

Eyub’da Joseph Roth’un projektörü modern zamanlara odaklanmıştır. Romanda olaylar II. Dünya Savaşı’nın başlamadan önceki yıllarıyla, bittikten sonraki yıllarına denk düşüyor. Mekan ise Rusya ve Amerika’dır. Mendel Singer, modern bir Rus Yahudisidir. Dindar biridir, Tevrat hocalığıyla geçinir. Babası da aynı mesleği icra etmiştir, dedesi de. Bu yönüyle geleneğe bütünüyle bağlıdır o. Romanın genelinden anlaşılan, Singer’in modern zamanlara çok ayak uyduramadığı, Tevrat’ta geçen kanun ve kıssalar içinde yaşadığıdır. Öyle ki, sakat doğan oğlu Menuhim’in tedavisi mümkünken, bunu Tanrı’nın buyruğuna veya takdirine karşı çıkmak anlamına geleceğinden korktuğu için yaptırmaz. Roman boyunca da, Singer’ı rüzgarın önünde savrulup duran yaprak misali, iradesiz bir kahraman olarak görürüz. Singer, olayların akışına kendini bırakmıştır. Bunu da “kader”, “Tanrı’nın buyruğu” olarak görmüştür.

KUTSAL KİTAPTAN İLHAMLA

Modern zamanları anlatır Joseph Roth. Fakat Peygamber kıssalarının modern zamanlardaki karşılığını aramaktan da kendini alamaz. Romanın ismi bu yüzden Eyub’dur. Yoksa romanda Eyüp aleyhisselam anlatılmıyor. Bu manada Eyub romanı, roman yazarken kutsal kitaplardan nasıl istifade edilebileceğine dair örnek bir çalışmadır. Eyub’u bu açıdan okuduğumuzda karşımıza ilginç fikirler çıkıyor. Eğer Roth sadece Eyub peygamberi anlatsaydı, Tevrat’ta geçen kıssanın ötesine geçemeyecek, onun tekrarına düşecekti. Sadece II. Dünya Savaşı’nın yol açtığı aile facialarına yoğunlaşsaydı, anlamlandırma, tarihte karşılığını yakalama boyutlarından mahrum, yüzeysel bir çalışma çıkacaktı ortaya.

KÖTÜLÜĞÜ ANLATIR

Joseph Roth’un Eyub’da anlattığı Yahudi ailesi, II. Dünya Savaşı sırasında yaşamış olsalar da, Yahudi oldukları için kötülüğe maruz kalmazlar. Roth, o dönemde yaşayan bütün ailelerin öyle veya böyle uğradıkları kötülüğü anlatır. Yahudi veya değil, fark etmez. Mendel Singer’ın büyük oğlu Yonas, Rus ordusunda, küçük oğlu Sameşkin Amerikan ordusundadır. Yonas kayıplara karışır; Sameşkin ise, ilk çatışmada ölür. Oysa Sameşkin asker olmasın diye Amerika’ya kaçırılmıştı. Aslında romanda alttan alta kaderden kaçışın mümkün olmadığı da anlatılır. Singer’ın, Rus askerleriyle düşüp kalkmasın diye Amerika’ya götürdüğü kızı Miryam, bu sefer de Amerika’da aynı hataları yapar. Sonunda da aklını yitirir. Rahat bir hayat için Amerika’ya kaçan, Amerika’yı “anavatan” diye nitelendiren Singer’ın eşi Debora ise, küçük oğlunun ölüm haberini aldığında, kalp krizi geçirip ölür. Aslında romanın Eyüp kıssasıyla bağlantısı, tüm bu olaylardan sonra başlar. Ve bu, Yahudilere özel bir şeymiş gibi değil, insana özgü bir durum olarak aktarılır. Çünkü Yahudi olup, benzer şeyleri yaşamayan bir sürü Amerikan vatandaşı vardır. Roman, bu şekilde “kader”, “modernizm”, “savaş”, “aile”, “dostluk” gibi konularda düşündürdüğü için kıymetli. Ayrıca iki ülke arasında çıkan bir savaşın, diğer ülkelerin ailelerini de, nasıl etkilediğini göstermesi açısından manidar. Joseph Ruth, alttan alta Peygamber kıssalarının aktığı, modern bir anlatı ortaya koyarak, aslında geçmişten bugüne “insan”ın değişmeyen yönlerini de yakalamak istemiştir.

#Mendel Singer
#Joseph Ruth
#Eyub
4 yıl önce