Sevimli bir koala olan Mannu’nun, sahibi William ile birlikte Avustralya’dan Çanakkale’ye uzanan macera dolu eğlenceli serüveni, TRT ortak yapımı “Mannu Çanakkale’de” animasyon filmiyle 10 Şubat’ta minik izleyicilerle buluşacak. Film, Cumhuriyet’in 100. yılında “Çanakkale Zaferi”ni farklı ve anlamlı bir dille izleyiciye aktaracak. TRT Çocuk’un uzman psikologları, çocuk gelişim uzmanları ve içerik editörlerinin de katkılarıyla 3D animasyon türünde hazırlanan animasyon film, uzun ve titiz bir çalışmanın ardından izleyicilerle buluşacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Çanakkale Tarihi Alan Başkanlığı’nın da desteklediği film; çocuklara kültür, tarih bilinci ve hayvan sevgisi gibi konuları aşılamayı amaçlıyor. Filmin konusu ise şöyle: Mannu, Avustralya’da yaşayan sevimli ve evcil bir koaladır. Sahibi William’ın büyük dedesi ise Çanakkale’de savaşmıştır. William, “Anzak Günü” anma törenlerine katılmak için bir gemi ile yola çıktığında Mannu da gizlice onun sırt çantasına saklanır. William’ın dedesinden ona hatıra kalan madalyonun kötü adamlar tarafından çalınmasıyla Mannu, madalyonu kurtarmak için William’dan ayrı düşer. Mannu böylece kendini hiç bilmediği bir ülkede ona eşlik eden polis teşkilatı mensubu Ayşe, köpeği Minik, kedi Boncuk, Cevher Nine, peşindeki Hary ve Gary’nin de dâhil olduğu bir maceranın içinde bulur. Filmin yönetmen koltuğunda TRT Çocuk’un çevreci kahramanı “Kaptan Pengu ve Arkadaşları”nın yapımcısı Nurullah Yenihan otururken, senaristliğini Mehmet Barış Günger&Mi Kalem, yapımcılığını ise Kemal Bilal Aydın üstleniyor. Beyaz perdeye çıkmaya hazırlanan filmin müzikleri ise Mi Music & Fikret Hasani & Salih Özsarı imzalı. Yönetmen Nurullah Yenihan “Mannu Çanakkale’de filmini anlattı.
“Mannu Çanakkale’de” animasyon filminin yönetmeni Nurullah Yenihan, filmin hazırlık sürecinin iki sene sürdüğünü belirterek, animasyon yapmaya başladıktan sonra da senaryo yazımının devam ettiğini söylüyor. Yenihan, “Kolay bir süreç olmadı, zor bir hikâye anlatıyoruz. Bir de evrensel bir hikâye. Uzun bir süre senaryo üzerine çalıştık. Dün sabaha karşı üçte filmi bitirdim. İçinize sinmeyen sahneleri değiştiriyorsunuz. ‘Benim içime sinmedi izleyiciye işlemez bu sahne’ diyorum. Buradaki en büyük amacımız dünyaya bu filmi satabilmek. Dünyada izleyici oluşturabilmek” şeklinde dile getiriyor. “Aslında çok önceden bir koala fikrimiz vardı” diyen Yenihan, filmin başrolündeki koalanın başka bir hikâye için kurgulandığını söylüyor. Yenihan, “Koalanın Türkiye’ye gelirse ne yapacağını hep hayal ediyorduk. Koalanın Türkiye’ye gelmesi ayrı bir hikâyeydi. ‘Çanakkale ile ilgili böyle bir işleyebilir miyiz?’ fikri geldiğinde bizim koalayı burada işleyebiliriz dedik. Çanakkale’yle eşleşmesi güzel oldu bizim için. TRT Ortak yapımı bir proje aynı zamanda Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Çanakkale Tarihi Alan Başkanlığı’nın özel bir desteği var. Alan Başkanlığı’yla çok yoğun bir çalışma yaptık. Bütün senaryoyu onlarda incelediler” ifadeleriyle filmin nasıl şekillendiği anlatıyor.
TÜRKİYE’NİN HER BÖLGESİNDEN KARAKTERLERİMİZ VAR
Yenihan, sevimli karakter olan koala Mannu’nun aslında sahibi tarafından uzun yolculuğa götürülmek istenmediğini, yolda kötü karakterlerle karşılaştığını söylüyor ve aslında hikâyenin temelini şu sözlerle anlatıyor: “Bu topraklardan istemeden de olsa Avustralya’ya gitmiş olan bir madalyonun yıllar sonra o dönemdeki savaşmış olan dede, torununa miras bırakıyor. Torunu da Anzak Töreni için buraya getiriyor. Bizim Mannu da muzip bir şekilde geldiği için orada hikâye biraz karışıyor. Sevimli kötü karakterlerimiz var, madalyonu çalmaya çalışıyor ama Mannu buna müsaade etmiyor. Sahibi William’ın bundan hiç haberi yok. Bu süreçte bir şekilde Türkiye topraklarına ulaşıyor. İzmir’de başlıyor hikâyemiz ve yolculuk Çanakkale’ye kadar uzanıyor. Türkiye’nin her bölgesinden karakterlerimiz var. Çok dolu dolu bir hikâyemiz oldu. Karadeniz bölgesinden balıkçı Nusret Abimiz, Doğu bölgemizden Cevher ninemiz var. Sivas Kangal polis köpeğimiz, Van kedimiz var. Hepsini birleştirdik ve bu toprakların misafirperverliğini anlattık. Mannu’yu çok güzel karşıladılar. Mannu’ya ev sahipliği yapıyorlar. Bunların hepsini çocuklarımıza bizim kültürümüzü anlatarak işlemeye çalıştık.”
ÇANAKKALE BÖLGESİNİN ÖNEMİNİ ANLATTIK
“Biz çocuklara o bölgenin ne kadar önemli olduğunu anlattık” diyen Yenihan, “Avustralyalı bir genç bile binlerce kilometre öteden oradaki törenlere katılmak için her yıl geliyor. Bunu anlatan bir hikâye paylaştık” diyor. Yenihan, Çanakkale bölgesini de görsel olarak tanıttıklarını söylüyor, ufak ufak hikâyelerle anlattıklarını ifade ediyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Nusret Mayın Gemisi’ni Nusret Balıkçı üzerinden ona özel bir şarkıyla anlatıyoruz. Çocuklar buradan hikâyelerden küçük küçük notlar alıyorlar ve finalde biz şunu hedefliyoruz. ‘Baba, dede, anne beni Çanakkale’ye götür, ben gezmek istiyorum.’ Kendi kızım izlediği zaman söyledi bunu. Bunu hedefliyoruz ve bu hedefe ulaşacağımızı düşünüyoruz.” En büyük hedeflerinden birinin “Çocuklara tarih bilinci, milli ruhumuz, bize ait olan has değerler olan misafirperverliğimiz, bizim kültürümüzü yansıtan Çanakkale ruhu dediğimiz, bütün coğrafyamıza yayılan ruh var onu anlatıyoruz” diyen Yenihan, “Bunları işlerken de bütün coğrafyalardan karakterler kullanıyoruz” diyor ve “O bölgeyi de küçük küçük notlar vererek, o bölgeyi nasıl savunduklarını, ne kadar önemli olduğunu anlatan notlar veriyoruz çocuklara” ifadelerini kullanıyor.
Hayvanlar üzerinden anlatım daha kolay
Hayvanlar üzerinden anlatımın da çocuklar üzerinden biraz daha kolaylaştığını dile getiren Yenihan, “Çocukların sevdiğine inanıyoruz ve mesajlarımızın çok daha kolay ulaştığına inanıyoruz. Direkt iletişim kurabiliyorsunuz. Mesela misafirperverlik duygumuzu direkt Avustralyalı koalayı ağırlayan Vanlı kedimizden görebiliyoruz. Bizim coğrafyamıza ait. Pala ismi kedimizin. Özellikle Pala koyduk ismini. ‘Vanlıyım ben Pala’yım, bakışlarımla adamı bayıltırım ben’ diyor. Öyle bir diyaloğumuz var. Bizim koalamız yorgunluktan bayılıyor. Orada öyle bir diyalog geçiyor” şeklinde anlatıyor. Filmin senaryosun da 7’den 70’e hitap ettiğini belirten Yenihan, “40 yaşındaki bir insan giderken sıkılmayacak. Eğlenecek, gülecek” diyor.
Yenihan, son olarak, “Tay 2 filmine hazırlandıklarını belirterek, “5 Ocak 2024’te vizyon hedefiyle yola çıktık. Hatta Tay 2’de fil suresini ebabil kuşları üzerinden bir anlatımımız olacak. 14 Nisan’da da Kaptan Pengu üçüncüsü girecek vizyona. Aynı zamanda çok hayal ettiğim Tomris var. Türk savaşçı kadın kahraman olarak yapmak istiyorum. Bizim çocuklarımız Hollywood kahramanlarını izlemesin bizim savaşçı kahramanlarımızı izlesin” şeklinde önümüzdeki günlerde beyazperde de göreceğimiz filmleri ve hedeflerini açıklıyor.
