Kaybolan Yıllar, Duvar, Huzur Sokağı, Kertenkele ve Lise Devriyesi gibi dizilerden tanıdığımız Taylan Güner, şimdi de Kiraz Mevsimi adlı sinema filmiyle karşımıza çıkıyor. Çekimleri Karaman'ın Ermenek ilçesinde gerçekleşen filmde Güner, ilk kez başrol oyuncusu olarak yer alıyor. 18 Mayıs'ta vizyona girerek izleyiciyle buluşacak olan filmde Yılmaz karakterini canlandıran Güner, hayalleri olan saf, kendi halinde ve duygusal bir genci canlandırıyor. Filmdeki Yılmaz karakterinden kendinden çok şeyler bulduğunu belirten Güner, bu rolüyle izleyiciyi şaşırtacağını söylüyor. Geçtiğimiz Ocak ayında aramızdan ayrılan oyuncu Turan Özdemir'in de yer aldığı film, Anadolu halkını en doğal şekliyle beyazperdeye taşıyor.
Bugüne dek pek çok sinema filminde rol alan Güner, "Film seneryo aşamasındayken ben de haberdar edildim. Yapımcımız ve yönetmenimiz Durmuş Akbulut, Ermenekli. Yaklaşık 21 günlük bir çekim süresi geçirdik. Normalde filmlerin çekim süresi uzar fakat biz daha kısa bir sürede çekimlerimizi tamamladık. Film ilk olarak ulusal ve uluslararası festivaller için çekildi. Yapımcımız, rahmetli Turan Özdemir'in vefatından sonra filmin vizyona girmesini istedi. Bu filmimiz gişe kaygısı güdülmeden çekilen ve herkesin işini çok severek yaptığı bir film oldu. Yapım bundan sonra ulusal ve uluslararası festivallerde yer alacak. Ayrıca 6.Kayseri Uluslararası film festivalinde de yarışacak" diyor. Filmde Yılmaz karakterini canlandıran Güner, sözlerine şöyle devam ediyor: "Yılmaz, fantastik hayalleri olan bir genç. Gördüğü rüyalar doğrultusunda kendine birtakım hedefler koyuyor. Para kazanmak için hiç istemediği halde madende çalışıyor fakat en büyük hedefi patpat adı verilen pancar motoru alıp tarlada babasından bağımsız olarak çalışmak."
Filmde oyuncu Pelin Ermiş ile birlikte rol alan Güner, "Pelin ile çok iyi bir ekip olduk ve enerjimiz birbirini tuttu. Pelin, İpek karakteriyle Yılmaz'ın sevdiği kızı canlandırıyor. İpek, Yılmaz'ı çok seviyor fakat Yılmaz için önce hayalleri geliyor. Filmde Yaşar karakteriyle rahmetli Turan Özdemir Yılmaz'ın babasını canlandırıyor. Ayrıca Yaşar'ın kirazlığı olduğu için filmin adı da 'Kiraz Mevsimi' oldu" diye konuşuyor. Filmde Ermenek yöresinin şivesiyle konuştuğunu da belirten Güner, "Şiveyi daha iyi bir şekilde yapabilmek için bölge halkıyla çalıştım. Adanalı olduğum için bizim şive genellikle gırtlaktan oluyor. Bu nedenle konuşurken bazen şivem Çukurova'ya kaçtı ama bunu zamanla aştım. Fiziksel olarak da rolüme çok iyi hazırlandım. Bu zamana kadar bana hep yakışıklı, kibar ve naif adam rolleri gelirdi. Huzur Sokağı'ndaki Necati rolü bu anlamda üzerime yapıştı diyebilirim. Bu filmde bunu kırmak için çok uğraştık ve bunu başarabildik. Bu filmde izleyici Anadolu insanını izleyecek" ifadelerini kullandı.
Anadolu'da geçen başka projelerde de yer almak istediğini söyleyen Güner, "Ermenek'te çok fazla anı biriktirdim. Oradaki gençlerin pek çoğu çalışmak için köylerini terk etmiş. Buna çok üzüldüm. Bir de madende çalışan insanlar o kadar zor şartlar altında çalışmalarına rağmen hiçbir zaman durumlarından şikayetçi olmuyor. Orada nefes alıp verirken dahi boğazınızdan kömür tozları çıkıyor. Böyle bir ortamdalar. Orada bu zamana kadar pek çok facia yaşanmış. Köydeki hemen hemen herkesin ya amcası ya kardeşi bu sebeple vefat etmiş. Filmde bir yandan maden ocağında yaşanan göçükleri, bir yandan köyün delikanlıların eğlencesini, düğünleri, cenazeleri yani hayatın ta kendisini aktarmaya çalıştık. Bu anlamda izleyicinin de duygu durumu sahneden sahneye, karakterden karaktere değişim gösterecek diyebilirim" şeklinde konuşuyor.
- İzleyici hikayeyi önemsiyor
- Tiyatroya aşık bir insan olduğuunu belirten oyuncu Taylan Güner, “Eğitimim tiyatro üzerine ve bu alanda çalışmayı çok seviyorum. 1-2 yıldır ara verdiğim tiyatroya önümüzdeki sezon devam edeceğim. Fakat günümüzde dizi sektörü daha hareketli gidiyor. Dizi konusunda da yakında yer alacağım projeler netleşecek. Ayrıca Temmuz ayına kadar rol almam gereken iki sinema filmi var” diyerek devam ediyor: “İzleyici hikayeyi beğenmezse filmi ya da diziyi izlemiyor. Senaryoya çok dikkat ediyor ve kendinden bir şeyler bulabiliyor mu buna bakıyor. Günümüzde mahalle hikayelerinin ve Türk aile yapısına uygun filmlerin bu nedenle daha çok izlendiğini söyleyebiliriz” diyor.
