Son günlerde, hem küresel ısınmanın getirdiği kuraklık, hem de daha iyi bir dünya arzusuyla tasarrufa yöneliyoruz. Temiz, yaşanılabilir bir doğa, temiz, sağlıklı, iyi gıda için çaba harcamak, aslında sadece bugünü ve kendimizi kurtarmak değil, bizden sonraki nice nesillere yaşanılabilir bir hayat bırakmak anlamına geliyor. Doğada milyonlarca yıl çözünmeyen plastik atıklar, bugün balıkların hücre içi sıvılarında, hatta annelerin plasentalarında. Bu kontrol etmediğimiz, dikkat etmediğimiz, umursamadığımız çöpler, yarın öz torunlarımızın hücrelerinde olacaklar. Onları hasta, kısa ömürlü insanlar yapmakla kalmayıp, nefes alınması mümkün olmayan bir dünyada lokmasını sayılı tüketmeye mahkum Afrikalı çocuklara benzer bir hayata iteceğiz ellerimizle, eğer artık çevreyi kirletmekten ve gıda israfından vazgeçmezsek… Ülkemizde de tasarruf ve doğa koruma adına bir çok girişim var. Kadın kooperatifleri, şehirlerde oluşturulan projeler, dernekler, vakıflar bunun için el birliğiyle çalışıyor. Bugün bizim için artık kritik bir sınır noktası ve yaptığımız her olumlu iş, geleceğe bir gülümseme olacak.
ATIK VE İSRAFA KARŞI
Atalarımız doğaya saygı duyuyor, koruyorlardı. Ben hatırlıyorum, çocukluğumda, sokağın temizliğini mahalleli yapar, herkes kapısının önünü süpürürdü. Atılan her hangi bir yiyecek te hatırlamıyorum. Çünkü her yemek o güne yetecek kadar pişer, ertesi güne artmazdı. Sebze meyveler mümkünse kabuklarıyla tüketilir, ortaya bir ekstra atık çıkarılmazdı. Biz Anadolu mutfağında karpuz kabuğunun, kavun kabuğunun, salatalık kabuğunun reçel olduğunu, turşusunun yapıldığını, kurutulup yemeğe dönüştürüldüğünü biliyoruz. Hayvanın artan parçaları, ihtiyaçtan fazla tutulan balıklar, tuzlandılar, sirkelendiler, baharatlandılar, kurutuldular ve yepyeni lezzetlere dönüştüler. Anadolu’nun kadınları, bugün de isterse, mutfak muhasebesini kolaylıkla yapabilir, atık ve israfın önüne geçebilir. Biz de buna katkı sağlayabilmek için birkaç tarif vermek istedik. Sağlıklı, mutlu ve atıksız bir hafta diliyorum. İyi pazarlar.
- Yarım demet dereotu sapı
- Yarım demet maydonoz sapı
- 1 adet kuru soğan
- 1 kahve fincanı sıvıyağ
- 3 yemek kaşığı krema
- Beyaz biber, tuz, kekik veya nane
- 5 su bardağı et veya tavuk suyu
Soğanı kuşgözü doğrayalım ve yağda kavuralım. 2 yemek kaşığı un ilave edip kavurmaya devam edelim. Maydanoz ve dereotu saplarını kıyıp tencereye ekleyelim. Üzerine tavuk suyu ilave edip 15-20 dakika kaynatalım. Çorbamızı blenderdan geçirip krema, tuz ve baharatları ekleyelim. Servise alalım. Afiyet olsun.
İstenirse içerisine pirinç atılabilir, krema eklenmeden de pişirilebilir.
- 1 kg bayat tatlı kurabiye
- 400 gram eritilmiş kuvertür çikolata
- 200 gram tereyağı
- 200 gram damla çikolata
Bayat kurabiyeler blenderdan geçirerek toz haline getirelim. Eritilmiş kuvertür, tereyağı ve damla çikolatayı ekleyerek yoğuralım. Kurabiye kalıpları ile şekillendirelim. 180 derecelik önceden ısıtılmış fırında 15 dakika pişirelim.
