İstanbul Üniversitesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü’nde yüksek lisans yapan 24 yaşındaki Rabia Çeviker, dört arkadaşıyla birlikte altı yıldır öğrenci evinde kalıyor. Çeviker için öğrenci evinde en zorlandığı ev işi ütü yapmak. Çeviker, ders çalışırken çaya büsküvi batırıp yemeyi ise çok seviyor.
24 yaşındaki Rabia Çeviker aslen İzmitli. İstanbul Üniversitesi’nde Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü’nde lisans eğitimini aldıktan sonra yine aynı bölümde yüksek lisans yapan Çeviker, dört arkadaşıyla birlikte altı yıldır öğrenci evinde kalıyor. Öğrenci evi denildiği zaman hiç şüphesiz rahatlık en başta gelir. Her öğrenci de rahatına düşkün olur. “Ben oldum olası yere oturup yemek yemeyi sevmişimdir” diyen Çeviker’e göre de bir öğrenci evinin olmazsa olmazı orta sehpaymış. Bütün arkadaşlarıyla günün sonunda orta sehpanın etrafına oturup akşam yemeği yiyip ardından da çay içmenin epey zevkli ve rahatlatıcı olduğunu söylüyor Çeviker. Hatta odasındaki masada çalışmaktan sıkıldığı zamanlarda orta sehpayı sık sık kullandığını da sözlerine ekliyor. Çeviker için orta sehpa olmazsa olmaz olabilir ama evinde en sevdiği eşyanın masa lambası olduğunu dile getiriyor. Çeviker, “Akşam olduğunda onu yakıp sarı ışığında kitap okumak, ders çalışmak ya da sadece bisküvi eşliğinde çayımı yudumlamak en sevdiğim aktivitelerden biri” diyor.
Öğrenci evini ne kadar temizlesen de dağınıklığı ortadan kaldırsan da işler yine bitmez. Ama aile evi öyle midir? Anne elinin değdiği her yer pırıl pırıl, tertemiz ve bir düzen içerisindedir. Çeviker, İzmit’te ailesiyle birlikte yaşarken ev işlerinde anne ve babasına yardım ettiğini söylese de “Öğrenci evindeki gibi omuzlarımda sorumluluk hissetmiyordum” diyor ve sözlerine şu şekil devam ediyor: “Örneğin aile evinde çöp atmak gibi bir derdim olmadı hiç veya kimse benden yemek pişirmemi beklemedi. Benim yaptığım sadece ‘yardım’ idi. Ancak öğrenci evinden bir gün çöp atılmadığında işlerin nasıl aksayabileceğini çok iyi öğrendim.” Hal böyle olunca bir yandan ders çalışmak bir yandan evi temiz mi tutalım derdine düşüyor insan. Çeviker de “Eğer sınav haftasındaysam veya yetiştirmem gereken bir ödev varsa temizlik yapmak çok kolaydır gözümde. Aksi halde ise tam tersi. Evde yapılacak işler varsa birden bire içimde ders çalışma aşkı doğabilir” şeklinde ifade ediyor.
Annemin sanki sihirli güçleri var
Ütü yapmayı herkes sevmez. Hele ki sıcak yaz aylarında sıcak sıcak ütü daha çekilmez hale gelir. Çeviker’in de en zorlandığı ev işi ütü yapmakmış. “Sebebi uğraştırıcı olması” diyen Çeviker, ütü yapmanın ciddi özen istediğini söylüyor. O ise çözümü ütü yapmamakta bulduğunu gülerek anlatıyor. Çeviker “Kıyafetlerimi yıkadığım gibi makinede bekletmeden asıyorum. Katlı olan kıyafetlerdeki kat izlerini ütülüyorum genelde sadece. Bir de buruşmayan kumaşları daha çok almaya çalışıyorum” şeklinde dile getiriyor.
Çeviker, öğrenci evinde ilk yaptığı yemeği tam olarak hatırlamasa da tarifini ya annesinden ya da internetten aldığını söylüyor. İzmit, İstanbul’a yakın olduğu için sıklıkla ailesinin yanına giden Çeviker, pek bir hasret çekmese de üzülerek “Yine de annemin sanki sihirli güçleri varmışçasına yemeği olsun, tatlısı olsun bir çırpıda yapıp hazır etmesi ve bunun yaşadığım öğrenci evinde gerçekleşmiyor olması yürekleri burkar türden” diyerek bizim de yüreğimizi burkuyor.
Çevrim içi derslere dikkatimi veremiyorum
Pandemi boyunca zorunlu uzaktan eğitime geçilmişti. Kimi çevrim içi eğitimden memnun kaldı kimi yüz yüze eğitimin daha iyi olduğunu düşündü. Alışanlar olduğu kadar alışamayanlar da oldu. Çeviker de “Tabii ki yüz yüze eğitim” diyenlerden. “Çevrim içi derslere dikkatimi veremiyorum” ifadelerini kullanan Çeviker, “Nedense konu daha karmaşık hissiyatı oluyor ve çok çabuk sıkılıyorum” şeklinde konuşuyor.
Öğrenciden lezzetli yemek tarifi: Yumurtalı Yulaf Lapası
* 5-8 yemek kaşığı yulaf (açlık durumunuza bağlı)
* Birkaç dilim peynir (tercihen tuzlu katı köy peyniri)
* 3/4 su bardağı süt
* 1/2 su bardağı su
* 1 yumurta
* Yarım avuç kaju (bu en önemli malzeme, ağızda tadı tamamlıyor)
* 1 domates (isteğe bağlı)
Yulafı tavaya alıyoruz, üzerine su ve sütü ilave ediyoruz. Kısık ateşte yulafları pişmeye bırakıyoruz. Pişmeye yakın peynirleri küçük parçalar haline getirerek ekliyoruz. (Peyniriniz az tuzluysa ayrıca tuz ilave edebilirsiniz) Yulaflar bütün suyu çekip şiştiğinde tabağa alıyoruz. Ayrı bir tavada sahanda yumurta yapıyoruz ve yumurtayı yulafın üzerine koyuyoruz. Kajuları ve domatesleri de tabağa koyuyoruz. Üzerine dilediğiniz baharatları ekleyebilirsiniz. Afiyet olsun!
