Daha önce yayınladığı “Sarıkamış”, “Vatanın Kilidi Çanakkale”, “Yeditepede Bir Gezgin”, “Yaşayan Atasözlerimiz” kitaplarıyla tanınan Sara Gürbüz Özeren, Damla Yayınları'ndan çıkan “Becerikli Aslı” serisiyle minik kitapseverlerin karşısında. “İyi kitap nedir?” sorusunu, “Okuyucu beğenmişse, çevresindekilere tavsiye etmişse o kitap iyi kitaptır” şeklinde cevaplayan Özeren ile edebiyat ve fuar üzerine konuştuk.
Konular muhtelif. Hiç ummadığınız bir şey, duyduğunuz bir haber, rastgeldiğiniz bir olay kitabınıza konu olabiliyor. Bir de tarih konusu var. Mesleğim öğretmenlik olduğu için tarihe ilgi duyuyorum. Birçok kitap da bu ilginin sonucu ortaya çıktı.
Kitabı sevdirmek istiyorsak çocuk küçük yaşlarda iken anne ve babasının elinde kitap görmeli. Kitap okumanın herhangi bir ihtiyaçtan biri olduğunu hissettirmek lazım. Çevrede bu kadar uyarıcı varken “Hadi oku!..” demekle olmaz. Kitabın çocuk gelişimine katkısına gelince, dengeli beslenmek ne kadar önemliyse iyi bir kitap da çocuk için o kadar önemlidir.
Her kitap çocuğun ihtiyacına cevap vermeyebilir. Okuyup bilinçlendikçe çocuk kendi yolunu çizecektir. İyi kitap nedir? Buna okuyucu karar verir. Okuyucu beğenmişse, çevresindekilere tavsiye etmişse o kitap iyi kitaptır.
O buluşmalarda eksiğinizi görme fırsatı buluyorsunuz. Gençlerin ilgi ve isteğini ölçüyorsunuz. Bu tür karşılaşmalar yazarlığınızı kamçılıyor, daha iyisini yapma isteği uyandırıyor.
Becerikli Aslı, içimizden biri. Biraz şımarık, biraz nazlı ama akıllı. Günümüzde çocuklar el becerilerinden yoksun büyüyor. İleride girecekleri sınavlara ta birinci sınıftan itibaren hazırlanmaya başlıyorlar. Bana göre bu gereksiz çaba, çocukları gerçek hayata hazırlamıyor. Üretici yerine tüketici yetiştiriyoruz. İstedim ki çocuklar Becerikli Aslı'ya özensin, hayatın test çözmekten ibaret olmadığını anlasınlar. Kendilerine bir hobi geliştirsinler. El becerilerine ilgi duysunlar.
Çok yakında inşallah. Derslere paralel hikâyeler olacağı gibi tarih konulu kitaplar da olabilir. Yeter ki gençler kitaplara ilgi duysun ve okusun.