Travesti olduğu anlaşılan güzel bir intihar kurbanı, motosiklet kazasında ölen serseri bir delikanlı, torunlarının lise üniformalarıyla birlikte giydiği bol beyaz çoraplara hayran yaşlı bir büyükanne… Daigo, yeni mesleğinde ölümün binbir çeşidiyle karşılaşır ve başlangıçta emin olmasa da “tabutlama“ işleminin bir şekilde “hayata saygı“yı ifade ettiğini anlamaya başlar. Eşi ise bu hizmetin soğuk ayrıntılarından gitgide daha fazla dehşete düşerek kocasının işi bırakmasını ister; red cevabını aldığında da evi terk edip Tokyo'daki ailesinin yanına döner.
Annesi yıllar önce ölen ve babası o daha çocukken evi terk eden Daigo, şimdi bir kez daha yalnız kalmıştır. Ancak, yaşadığı ailevî yıkıma rağmen, yaptığı işin değerine inanmaya devam eder. Orta yaşlı adam, kış mevsimi yerini ilkbahara bırakırken, kendine ve yeni kariyerine gitgide daha fazla güven duyduğunu hissedecektir. Bu sırada ardı ardına bir dizi önemli olay gerçekleşir: Önce, eşi Mika geri döner. Sonrasında, yakın bir çocukluk arkadaşının annesi aniden ölür ve nihayet 30 yıldır kendisinden tek kelime bile haber almadığı babasının da öldüğünü öğrenir. Bir tabutlayıcı, bir koca, bir oğul ve bir insan olarak Daigo en değer verdiği insanlar arasında hayatla nasıl başa çıkacaktır? Belki son bir yolculukta, mutlu bir vedâyla…
2009 yılının “Yabancı Bir Dilde Çekilmiş En İyi Film Oscar'ı“nı kazanan “Son Veda“,Çağan Irmak'ın “Karanlıktakiler“iyle birlikte bu hafta sonunun en kaliteli iki filminden biri…