|
Beyaz ulan!

Adetim değildir, argo kullanmam. Başlıktaki ifade Beşiktaş tribününden emanet. Duruma mutlaka müdahil olmak istedim, o sebeple bu yazıya mahsusen kullanmakta beis görmüyorum. İstanbul''daki Liverpool maçını yerinde izleme fırsatım oldu. Muhteşem bir taraftar ve cidden iyi bir mücadeleyle kazanılan galibiyette -belki biraz enaniyet olacak ama- benim de payım var. Böyle söylemem boşuna değil, tanıyanlar bilir, tuttuğum takımı kuruturum ben. Liverpool''u çileden çıkaran o maçta ''KOP'' taraftarının içinde olmasam da onların yanında yer aldım taktik gereği!

Anfield Road''ta oynanan müsabakada ilk yarıya ilişkin bir değerlendirme yapmak yersiz. İkinci yarının hemen başında oyunun kontrolden çıktığını gözlemledik. Bu defa statta değil evimdeydim ve gayri ihtiyari ''John Barnes, Gary Lineker, Hami''nin füzesine rağmen fark yediğimiz Barcelona, Sigma Olomouc maçları'' geldi geçti gözümün önünden.

Ne kadar da duygusalız.

Beşiktaşlı dostlarıma ince alaylı mesajlar geçerken ayakta kalmalarına yardımcı olmak gayesindeydim. Cevap veremediklerini görünce, kritik eşiğin çoktan aşıldığını ve yine ''futbol asla sadece futbol değildir'' hikayesinden mülhem derin hüznün hepsinin hayatına hakim olduğunu anladım.

Ertesi gün gazete manşetlerinde de Beşiktaş''ı yerle bir eden skorun yine bizzat izleyenlere ve oynayanlara hatırlatılmasından öte bir anlam taşımayan hakaretamiz başlıkları gördüm. Ya millet adına çok büyük bir sahiplenme ve dolayısıyla da bundan doğan bir kahroluşu resmetme gayreti, yahut ve maalesef daha çok yakalamışken Beşiktaş''a ağır hakaret etme yarışı gözlemledim ben.

Kim daha masum acaba?

Sekiz sıfıra engel olamayan hoca ve öğrencileri mi? Bu kadar hayati bir maç öncesi ''paf takım'' gibi garip acziyet ifadeleriyle kendi ayağına kurşun sıkan başkan ve onun neredeyse hiç görmediğimiz yönetimi mi?

Yoksa yüksek yüksek yakalarla ekranlarda şirinlik muskası pozları veren, takımdaki görev tanımını kimsenin bilmediği, bilemediği menajer mi?

Sanırım en masumu maçın hemen ardından engin futbol bilgileriyle mizahı harmanlayıp Beşiktaş''ı daha da üzmek için yarışan Beşiktaş''lı kalemler!

Kabul, tüm kabahat bizim. Kumandamda ''Gerrard''ı indir tuşu''nu aradım durdum tüm maç, kabahat benim!

Basın sorumlu davranmalıdır. İngilizlerle yirmi sene evvel yaşananların hesabını bugünkü gençlerle görmek peşinde olanları okumak istemiyoruz artık! Mütemadiyen fark yiyen nesil, galibiyetten geçtim, gol sevinci yaşamaktan bihaber nesil, bugünkü skorlarla kendi hikayelerini birleştirme telaşında. Hatırlatmak lazım. Anlı şanlı kalemler günde üç öğün düzenli fark yerken bizler ağzımızı açıp tek kelime etmezdik. Tüm dünya böyle zannederdik. ''Geçmiş olsun'' derdik.

Onbeş gün önce İnönü''de Liverpool''u yenen yaşıtlarım adına ve enseyi karartan statükoculara inat attım o başlığı!

Beşiktaşlı değilim ama şükür gencim hâlâ! Nesiller farkı işte! Eurovisi-on''da birinciliklerden, UEFA Kupaları''ndan, Süper Kupalar''dan, dünya üçüncülüklerinden bahsedecek değil ya! Bildiği tek şey İngiltere''den sekiz yemek!

''Geçen ben buradaydım, yine sekiz yemiştik'' diyor, ''acaba bende mi bir uğursuzluk var!''

Eh be abi, bir de soruyor musun?

16 yıl önce
Beyaz ulan!
Seçimler sonrasında mahalli idareler personeli diken üstünde
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü