
Sandıktan çıkan sonuçların okunması, değerlendirilmesi ve yorumlanması konusunda önümüzdeki günler ve aylarda çok şeylerin konuşulacağı açıktır. Herkes bu sonuçlarda kendisine göre önemli gördüğü bir özellik bulacak ve onu öne çıkaracaktır.
Sonuçların birkaç açıdan okunması gerektiğini söylemek mümkün. Sonuçları Ak Parti açısından, Meclis''e giren diğer partiler açısından, genel siyasi eğilimler açısından, Türkiye açısından, siyasete yapılan müdahaleler ve siyasete yönelik mühendislikler açısından, toplumsal talepler ve dönüşümler açısından değerlendirmek mümkün.
Dünkü gazete manşetlerine bakıldığında seçim sonuçlarının ana vurgusunun “ihtilal” ve “muhtıra” sözcükleri çevresinde şekillendiğini görürüz.
Gazete manşetlerine çıkan “muhtıra”, “ihtilal” sözcüklerinin önemli bir toplumsal gerçeğe işaret ettikleri açık. O da şu: Yarım asırlık çok partili demokrasi tarihimizde çeşitli gerekçelerle demokrasiye karşı yapılmış olan müdahalelerin toplum katlarında karşılık bulmadığı, toplumsal tercih ve değerlendirmelerin farklı olduğu ve toplumla atanmışların egemen olduğu kurumların hassasiyet ve kaygıları arasında büyük bir farklılık bulunduğu, toplumun gündemi ve beklentileriyle bürokrasininkilerin tamamen zıt nitelikler gösterdiğini ortaya koymaktadır. Türkiye bildiri, muhtıra, e-muhtıra, darbe, müdahale vb. gibi kavramlarla ifade edilen demokrasi dışı yönlendirmeleri reddetmekte ve sandıkta ortaya çıkan iradesine saygı gösterilmesinde ısrarlı olmaktadır. Türkiye demokraside kararlı ise bu gerçeği kabul etmek, toplumun her kesimi bunu içine sindirmek ve demokrasinin kurallarına göre davranmak zorundadır. Artık demokrasilerde siyasi yönetim kadrolarının sandık tarafından belirlendiğini, hiçbir biçimde bu kadroların takip ettikleri siyasalara müdahale edilemeyeceğini herkesin bilmesi gerekiyor.
Bu durum demokrasimiz açısından son derece önemlidir. Bürokratik yönetim geleneğinin hikmet-i hükümet ve atanmışların herkesten her şeyi iyi bildikleri refleksleri üzerine yükselen siyasi kültürümüzün demokratik değerlerler ve önceliklere göre restore edilmesine seçimlerin ortaya koyduğu sonuçların da ciddi katkı sağladıklarını hatırlatmamıza gerek yok. Demokrasi ve sandıkta ortaya çıkan iradenin temel belirleyici faktör olarak kabul edilmesi bir tecrübe ve zaman meselesi olarak kabul edilmelidir. Çok partili dönemde on beş ayrı genel seçim yapmış bir ülkenin vatandaşlarının bundan çıkaracakları pek çok tecrübe vardır.
Olup bitenlerin arkasında hep bir komplonun arandığı, yaşadıklarınızın muhakkak bir tasarımın ürünü olduğu şeklindeki yaklaşım ülkemizde geniş taraftar bulmaktadır. Bu yaklaşım siyaset çevresinde de kabul gören bir görüştür. Ben her zaman toplumun dinamizmine inanan ve bu tür tasarımları, komploları fazla ciddiye almayan bir bakışa sahibim. Toplumsal davranışların masa başı hesaplarla, tasarımlarla öyle kolay belirlenemeyeceğini, toplumun kendi dinamizminin her türlü hesap ve kitabı aşacağını düşünürüm. Toplumsal mühendisliklerin başarısının sınırlı olduğuna inanırım. Bu seçimlerin sonuçları da bunu çok açık olarak ortaya koymuştur. Geçen şu dört ayda olup bitenleri şöyle bir gözlerinizin önüne getirin; bu olup bitenlerin bir senaryoya dayalı olduğu, bir siyasal mühendislik yapıldığı, Ak Partinin orta boy bir muhalefet partisi haline getirilmeye çalışıldığı, seçimlere zorlandığı, hiç akla gelmeyecek gelişmelerin olduğu, seçim sonrasında iktidarın her halükarda değişmesi istendiği, şimdi Meclise giren partilerin koalisyonundan söz edildiği hepimizin bilgisindedir. Bütün bu hesaplara rağmen sonuç ortada. Toplumun gücünün bu hesap ve tasarımları yapanların gücünden daha büyük olduğu bir kez daha bütün açıklığıyla ortaya çıkmıştır.
Demokrasinin en temel ilkesi halkın kendisini yönetme yetkisine sahip olduğu, bunu en iyi şekilde kullanacağı ve bu konuda halkın temel tercihleri üzerinde bir başka gücün tercihlerinin konulamayacağı gerçeği kabul edilmelidir. Herkes demokrasi istiyor ancak temel siyasaların belirlenmesinde halk birinci derecede belirleyici olmalıdır ilkesine “ama” ile başlayan cümlelerle itiraz ediliyor. Bürokratik yönetim geleneğinin oluşturduğu siyasi kültür, halkı ve sandığı etkisizleştirmenin yollarını inşa etmeye çalışıyor.
Eski bakanlardan Prof. Dr. Ekrem Pakdemirli''nin seçimi nasıl değerlendiriyorsunuz sorusuna verdiği “Bu bir sivil ihtilaldir!” cevabı gerçeği özetleyen çarpıcı bir değerlendirme olsa gerektir.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.