|
ABD"yi; teröre destek veren ülke ilan ettik..

Tezkere, kapsamlı operasyon anlamına gelmiyor. Sınırötesi harekat anlamına gelmiyor. PKK''ya karşı başarılı bir mücadele anlamına gelmiyor. Hep korkutulduğu gibi, Türk askerinin ABD güçleriyle karşı karşıya kalması ihtimalini de barındırmıyor. Tezkereye evet diyenlerin siyasi çözümü, barışı reddettikleri anlamına hiç gelmiyor. "Hayır" diyenlerin hepsinin gerçekten bu ülkenin iyiliğini istedikleri anlamına gelmediği gibi.

Savaşı istemiyoruz. Çatışmayı, kan akıtmayı, iki toplumun arasına kalın duvarlar örmeyi hiç istemiyoruz. Ancak bir devletin böyle bir fiili durum karşısında tedbir almasının gayet olağan olduğuna ve buna hakkı olduğuna inanıyoruz.

ABD tezkereye karşı. Bağdat yönetimi karşı. Kuzey Irak yönetimi karşı. PKK ve onunla gönül bağı olanlar karşı. En azından görünen bu şekilde. Öyleyse tezkere şartlarını neden oluştururlar? "Biz öldürelim Türkiye sussun" demeyi bu toplum nasıl algılasın!

Bu şartları PKK oluşturmadı mı? ABD oluşturmadı mı? Bağdat yönetiminin imkansızlıkları ve zayıflıkları oluşturmadı mı? Kuzey Irak yönetimi oluşturmadı mı? Temelde iki toplumun birbirine düşman olmasına karşı durmak başka şey, pratik/fiili durumlara tepki göstermek başka bir şey. Bu ikisini ayırmadıktan sonra kimin neyi düşündüğünü anlamak mümkün olmuyor.

Şimdi gelelim gelişmelere:

Tezkere sadece PKK''nın son saldırılarıyla gündeme gelse de, aslında ondan daha ciddi bir gerçek var: Bölgede bir gün sonrası kestirilemiyor. Yarın ne olacağı, bir hafta sonra ne olacağı, bir yıl sonra nasıl bir Irak ve Ortadoğu olacağı bilinmiyor. Öyle dehşet verici bir belirsizlik var ki, hazırlıksız olanlar bir yıl sonra asla telafi edemeyecekleri sonuçlarla yüzleşebilirler. Irak parçalanırsa ne olur, Suriye''ye saldırılırsa ne olur, İran savaşı çıkarsa ne olur, kimse kestiremiyor. En yakın müttefiklerin birbirinin ayaklarının altını kazdığı bir dönemde kime, ne kadar güvenebilirsiniz? Eminim bölgedeki her ülke bunları düşünüyor.

Rusya, Tahran''dan ABD''nin İran saldırısına karşı duracaklarını söylüyor. ABD ve müttefiklerinin Hazar''dan uzak durmasını, Afganistan''dan çekilmesini istiyor. İran Irak içinde en ciddi güç, Kuzey Irak''ta giderek etkinlik kazanıyor. Çin, ABD''ye öfkesini açıkça dile getiriyor ve BM''de İran''la ilgili tasarıları veto edeceğini söylüyor. Asya''da çok ciddi bir güç birikmesi giderek kendini hissettiriyor ve bu güç Ortadoğu''ya kadar etkisini artırıyor. Türkiye ise, müttefiklerinden yediği kazığın hesaplarını yapmakla meşgul.

Hani ABD müttefikti? Hangi konuda anlaşabiliyoruz? Sadece PKK mı? Bu müttefikimiz, Ermeni tasarısını kabul etmekle, en yakın müttefikini kaybetmek üzere. PKK''ya verdiği destek, Kürtleri Türkiye''den uzaklaştırma çabasıyla dostunu düşman kategorisine sokmuş durumda. ABD, İngiltere, İsrail ve şimdilerde Sorkozy, adeta Türkiye''nin elini kolunu bağlamaya and içmişler gibi hareket ediyorlar.

Bu haldeyken, Türkiye''ni attığı küçük bir adım, nasıl da etkili oluyor! Daha tezkere çıkmadan Ankara ağlama duvarına döndü. Bu da Türkiye''nin, başkalarından beklemek yerine kendi yolunu çizmesinin ne kadar zorunlu olduğunu ortaya koyuyor.

ABD tehdit etmeye devam ediyor. Daha oylama devam ederken ABD Başkanı George Bush "uyarı"larına devam ediyordu. Irak''taki birliklerinin komutanları uyarıları tehditlerle ifade ediyordu.

İran henüz net söylemese de Türkiye''nin bu sıkıntısını en iyi anlayan ülke. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad, Ankara''da, Türkiye''nin bütün girişimlerine kayıtsız şartsız desteğini açıkladı. Ben eminim ki, Bağdat yönetimi, ABD ve Kuzey Irak baskısının üstesinden gelebilirse Ankara''nın tutumuna destek verecektir.

ABD''nin, "operasyonu tek taraflı yapma", Bağdat''ın; "birlikte operasyon yapalım" sözlerinin gerçekçi bir karşılığı yok. ABD''ninki yeni bir oyalama taktiği. Birkaç yıldır yapılanlar gibi. Bağdat''ın ise böyle bir gücü ve imkanı yok.

Sonuç şu: Tezkere henüz kabul edildi ama daha oylama yapılmadan siyasi sonuçlarını gösterdi. Başarılı oldu yani. Kararlılık devam ederse, Türkiye''nin bir çok sorunu daha kolaylıkla aşabileceğini göreceğiz. PKK ile mücadele çerçevesinde bile etkisini, hiçbir operasyon yapılmasa da, şu haliyle gösterecektir.

Türkiye''nin yerinde ABD olsa ne olurdu: Kesinlikle dünyanın yarısını terörist ülke ilan ederdi. İmkan bulursa saldırırdı, iç çatışma çıkarmaya çalışırdı. Hatta, İran''a karşı yaptığı gibi, işi nükleer tehditlere kadar vardırırdı.

Tezkere, küresel düzeyde terörle mücadele eden bir ülkenin ikiyüzlülüğünü dünyaya ilan etti. ABD''yi teröre destek veren ülke ilan etti. Anlayan anlayacaktır!

Bu sonuçlar ABD''nin eseri. Ölümlerde onun imzası var. Koruyan, silahlandıran, desteklen o. O zaman tezkere sadece PKK''ya karşı değil, bu desteğe, desteğin sahiplerine karşı da çıkarılmış olmadı mı?

17 yıl önce
ABD"yi; teröre destek veren ülke ilan ettik..
Kara dinlilerle milletin savaşı
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim