|
Casus uçak krizinden Ahmed Şah Mesud"a

Amerika ile Çin arasındaki casus uçak krizi Pasifik''te gerilimi bir anda tırmandırırken, aslında dünyanın bazı bölgelerinde aynı türden ve birbiriyle oldukça bağlantılı ciddi ve bir o kadar da tehlikeli "gerilim noktaları" oluşuyor. ABD ile Çin arasında Asya-Pasifik bölgesinde yaşanan hakimiyet savaşı, yine ABD ile Avrupa ve Rusya arasında Kafkaslar''dan Irak''a ve Afganistan''a kadar uzanıyor. AB-Rusya arasındaki dayanışma hattı İran''ı da içine alarak Hazar enerji kaynakları ve boru hatlarını kontrol altına alıp İran ve Irak''la Körfez''e kadar uzandıktan sonra, enerji güzergahları ve Orta Asya''nın geleceği için hayati konuma sahip Afganistan''a yöneldi. Yani ABD''ye karşı oluşan "yeni gerilim hattı"nın kapsama alanı daha da genişledi. Strasbourg''a çağrılan Ahmed Şah Mesud, AB nezdinde en üst düzeyde ağırlandı. Azerbaycan Devlet Başkanı Haydar Aliyev ve Ermenistan Devlet Başkanı Robert Koçaryan''ı ABD''ye davet eden George Bush yönetimi, taraflara Yukarı Karabağ sorununun çözüm için yoğun baskı uyguluyor. AB ülkeleri, Rusya ve Çin, Irak''la ilişkileri yoğunlaştırırken ABD, Irak''a baskıyı daha da artırmak için bölge ülkelerini tekrar biraraya getirme planları yapıyor ve Irak''ın komşularıyla pazarlıkları sürdürüyor.

Ekonomik kriz içinde kıvranan Türkiye''nin kafasını kaldırıp etrafındaki bu hareketli gelişmelere bakacak hali bile yok. Oysa Kafkaslar, Orta Asya, Ortadoğu ve Afganistan, Türkiye''nin hayati çıkar alanları.

Önümüzdeki dönemde AB, Rusya ve İran''ın Avrupa''dan Kafkaslar''a oradan da Basra Körfezi''ne uzanan manevralarıyla yeni ABD yönetiminin Ortadoğu ve Asya''ya yönelik heyecanlı çıkışı arasındaki etkinlik mücadelesini izleyeceğiz. Özellikle Azeri-Ermeni sorunu ve Kafkaslar, Irak ve Körfez, Afganistan bir de Kıbrıs sorunu dikkatle takip edilmesi gereken konuları oluşturuyor.

Şah Mesud''un Avrupa çıkarması

ABD''nin Pakistan''la birlikte önce destekleyip Afganistan''da hakim kıldığı, Afganistan üzerinden Hint Okyanusu''na indirilmesi planlanan boru hatları projesinin iptal edilmesinden sonra tecrid edip düşman ilan ettiği Taliban''a karşı savaşan Ahmed Şah Mesud, Afganistan Devlet Başkanı Yardımcısı sıfatıyla AB tarafından bu hafta Strasbourg''a davet edildi ve en üst düzeyde ilgi gördü. Başta Fransa Dışişleri Bakanı Hubert Vedrine, Fransa Meclis Başkanı Raymond Forni, Senato Başkanı Christian Poncelet ve Avrupa Parlamentosu Başkanı Nicole Fontaine olmak üzere, hem Fransız yönetimi hem de AB''nin üst düzey yöneticileriyle biraraya gelen Mesud, Taliban''ın devrilmesi için Avrupa''dan destek istedi. AB ise Pakistan''a çağrıda bulunarak, Taliban''ı desteklememesini istedi ve bu desteğin bütün bölge için bir tehdit oluşturduğunu açıkladı. Taliban sonrası kurulacak sistem hakkında AB''yi ikna etmeye çalışan Mesud, "kadın ve erkeklerin özgür seçimlere katılmalarına izin vereceklerini, Taliban''ın aşırılığına karşı modern bir İslami devletten yana olduklarını, komşularıyla ve dünyanın geri kalanıyla karşılıklı saygı içeren ilişkiler kuracaklarını" taahhüt etti ve "Afganistan''ı yeniden fethetmek" için yardım istedi.

Daha önce Aliyev ile Koçaryan''ı iki kez Paris''e getiren ve görüştüren Fransa, dolayısıyla AB, Rusya ile birlikte enerji merkezli ataklarına böylece bir yenisini daha eklemiş oldu. Clinton yönetiminin başarısız politikalarıyla Türkiye ve ABD''nin bölgede etkisini kaybetmesinden doğan boşluğu iyi kullanan AB, Rusya ve İran üzerinden bölgedeki açılımını sürdürüyor. Avrupa''nın Afganistan''a yönelik ilgisi şüphesiz Hazar enerji merkezleriyle birebir bağlantılı. Dolayısıyla Rusya ve İran''la dayanışma içinde sürdürülüyor. En son Tengiz-Novorossisk hattının devreye sokulmasına, Boğazlar''ın ve Türkiye''nin enerji projelerinin tehlikeye atılmasına hiç bir cevap üretemeyen Türkiye''nin Afganistan konusunda da inisiyatif ortaya koyacak bir politikası yok.

Türkiye''nin etkinliği Nahcivan''da bitiyor

Mesud''un ziyareti önümüzdeki dönemde Avrupa-Rusya dayanışmasının Afganistan üzerinde, daha sonra da bütün Orta Asya''da manevralarını artıracağının göstergesi. Öyle görünüyor ki, Türkiye Nahcıvan''dan öteye geçemeyecek artık. Ve bu yeni süreç Azerbaycan''ı da tehdit ediyor. Tıpkı Türkmenistan ve Kazakistan''ı, dolayısıyla bu ülkelere ait enerji kaynaklarını kuşattığı gibi Azerbaycan da, eğer Yukarı Karabağ sorunu çözülemezse, kuşatılma tehdidi altında.

Bugünlerde Çin ile casus krizi yaşayan ABD''nin bu sürece sessiz kalması mümkün değil. Karabağ görüşmelerinde olduğu gibi, Afganistan konusunda da bir çıkış yapması bekleniyor. Fransa''dan hemen sonra ABD de Aliyev ve Koçaryan''ı biraraya getirdi. Florida''daki görüşmelere büyük önem veren ABD, bu yaz Karabağ sorununu çözmeyi planlıyor. Bu çerçevede Azeriler ile Ermeniler arasında toprak değişimini esas alan bir çözüm önerisi üzerinde duruluyor. Bakalım çözümü ABD mi sağlayacak Fransa mı? Aynı şekilde Bush yönetiminin Afganistan konusunda da yeni bir çıkış yapması bekleniyor. Eğer AB ve Rusya''nın bölgedeki ağırlığı daha da artar, bu güçler Taliban''ı devirir veya Mesud''a askeri ve siyasi destek vererek Afganistan''daki iç savaşı yeniden tırmandırırlarsa ABD''nin Taliban''a yönelik tavrı değişebilir. Halen Afganistan''a ambargo uygulayan ve dünyadan tecrid eden ABD, Hazar enerji savaşındaki savaş kızıştığında eski projeleri tekrar hayata geçirebilir ve ilk dönemde olduğu gibi Taliban''a destek verebilir.

23 yıl önce
Casus uçak krizinden Ahmed Şah Mesud"a
Kamu tasarruf mu etmeli, fitness mı yapmalı?
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim