birgün “birlik vakfı”nın bir kültür toplantısında vakfın başkanı ve eski kültür bakanı ismail kahraman''a sormuştum: “ismail bey dedim, merak ediyorum tayyib bey''in hitabeti mi daha güçlüdür yoksa sizinki mi?”

ismail kahraman''ın fikir ve selâset bakımından yağ gibi akan bir konuşma üslûbu vardır.. hiç hatâ yapmaz.. talebe cemiyetlerinde edindiği tecrübeler ve yaptığı mümareseler, hukukçuluğu ve politikacılığıyle birleşince ortaya güçlü lisan sahibi bir adam çıkmıştır..

sayın başbakan''ın da talebelikte, cemiyetçilikte ve parti faaliyetlerinde.. ayrıca iş ve ticaret hayatında.. belediye başkanlığında kazandığı birikim; yaratılışındaki cevherle birleşince türk siyasetine bir recep tayyip erdoğan fenomeni doğmuştur..

lisan mükemeliyetinin vücud bulmasında, hiç şüphe yoktur ki en mühim faktör, türkçemizin eski-yeni demeden bütün kelimelerini bütün cümle kalıplarını öğrenmemizi sağlayan ciddi bir eğitim vetîresidir.. böyle bir eğitimin üslûbu ve usulü ise, hiç tereddüt etmeden söyleyebiliriz ki, uzak ve yakın tarihimizi ve kültürümüzü yeni nesillere aktaran kesintisiz bir eğitim ve öğretim faaliyetidir.. yani kültürümüzü temsil eden tarih ve bilgi kitaplarını hazmederek yetiştiyseniz eğer, dilinizi iyi öğrenmişsiniz demektir.. arapçadan, farsçadan gelerek artık türkçenin malı olmuş çok zengin kavramları rahatça kullanabilir hale gelmişsiniz demektir.. şunu hatırdan çıkarmamak gerekir ki, eğer lisanınız mükemmelse, güçlü ise; düşünce ve fikir kudretiniz de güçlü ve kuvvetlidir.. çünkü âdemoğlu, dili vasıtasıyle düşünür.. nitekim; yirminci yüzyılın büyük lisaniyatçısı (ludvig vitkenştayn): “dilimizin hudutları, dünyamızın hudutlarıdır” demiştir.. dünyamızın sınırları derken, hiç şüphesiz, muhakememizi, hayallerimizi, hareket kabiliyetimizi, isteklerimizi kısacası beynimizin zihnimizin potansiyelini kastedmektedir..

imam hatip liselerinde, ilâhiyat fakültelerinde, edebiyat, hukuk, siyasi ilimler veya mülkiye mekteplerinde okuyanlarda dil kuvveti hitabet kuvveti, dolayısiyle düşünce ve fikir kuvveti ileri derecelere erişmektedir..

bugün siyasi hayatımızda takdir toplayan isimlerin çoğu bu eğitim kurumlarında yetişmiş insanlardan ibarettir..

muhafazakâr cephenin, başta tayyip erdoğan olmak üzere genç veya orta yaşlı güçlü hatipleri arasında fethullah gülen, bülent arınç, ahmet davutoğlu, cemil çiçek, ismail kahraman, ismail mütfüoğlu, mustafa elitaş, suat kılıç, ömer çelik, hüseyin çelik, ertuğrul günay, ismet uçma, ömer bolat, kadir mısıroğlu, mehmet şevket eygi, ziya belviranlı, senail özkan, sadullah ergin, bekir bozdağ, hayati yazıcı, erdoğan bayraktar, recep akdağ, ömer dinçer, faruk çelik, ömer okçu, ahmet iyioldu, nurhan alpay, mehmet kahraman, sadettin ökten, mustafa özcan, yasin hatiboğlu, ahmet yüter, suat ak, erol olçak, yalçın akdoğan, mustafa miyasoğlu, atilla sayım, cavit marancı, mehmet nuri yardım, mustafa karaalioğlu, selâhattin sadıkoğlu, yusuf ziya cömert, özcan ünlü gibi simalar vardır..

hitabet sanatı deyince, değişik çevrelerden isim yapmış genç yahut kıdemli bazı şöhretleri kaydetmek de uygun olur.. burhan apaydın, etyen mahçupyan, konuralp özdemir, yılmaz karakoyunlu, mehmet niyazi özdemir, mehmet alacalı, halil duruk, rahim er, nevzat er, şerafettin yılmaz, mehmet çakırca, abdullah mazhar baytaz gibi avukatlar; şener akyol, sami selçuk, ali kalaycıoğlu, yücel sayman, nevzat yalçıntaş, mustafa erkal, birol emil, turan yazgan, orhan okay, teoman duralı, gibi sosyoloji, hukuk ve iktisat profösörleri de hitabet sanatına âşinâ olan kişiler arasındadır..

konuşma ustalığına muhalefet cephesinden de birkaç örnek verelim ki, tek taraflı beyanda bulunduğumuz zehabı hâsıl olmasın.. faruk bal, emine ülker tarhan, deniz bölükbaşı muhalefet gruplarının dikkatleri çeken simaları içindedir.. fikirlerini beğenmeyebilirsiniz ama bu arkadaşların iyi ifade etme kabiliyetine sahibolduğunu görmezlikten gelemessiniz..

ismail kahraman''ın verdiği cevabı kaydederek yazımızı noktalayalım:

eski kültür bakanı; “osman bey dedi, elbette ki sayın başbakan benden çok daha iyi, çok daha mükemmel bir hatiptir..”