İsviçreli bilim adamlarından önce TÜİK açıklasın

04:0022/02/2025, samedi
G: 22/02/2025, samedi
Özgür Bayram Soylu

İsviçreli bilim adamları, gece 3’te dolabı açıp «acaba ne yesem» diye bakan insanların aslında tok olduğunu ama can sıkıntısından yediğini tespit etmişler. Hatta ve hatta araştırmayı yapan bilim insanlarından biri, raporun sonuna şöyle not düşmüş: “Aynısını biz de yaşadık, tost yaptık.” Sabah alarmı ertelemenin insanı daha dinç değil, daha geç kalmış biri yaptığını, “5 dakika daha uyuyayım” diyen insanların aslında 5 saat daha uyumak istediğini, bir insanın “bu son lokma” dedikten sonra en az üç

İsviçreli bilim adamları, gece 3’te dolabı açıp «acaba ne yesem» diye bakan insanların aslında
tok
olduğunu ama
can sıkıntısından
yediğini tespit etmişler. Hatta ve hatta araştırmayı yapan bilim insanlarından biri, raporun sonuna şöyle not düşmüş: “Aynısını biz de yaşadık, tost yaptık.”
Sabah alarmı ertelemenin insanı daha dinç değil, daha geç kalmış biri yaptığını, “5 dakika daha uyuyayım” diyen insanların aslında 5 saat daha uyumak istediğini, bir insanın “bu son lokma” dedikten sonra en az üç lokma daha yediğini keşfeden İsviçreli bilim adamları Türkiye’de hangi parti seçmeni daha mutlu sorusunun yanıtını vermeden bu kutlu sorumluluk TÜİK’e düşüyor.
Seçmenler bir kez daha, seçimden önce “Bu sefer kesin kazanıyoruz”, seçimden sonra “Halkı anlamak zor” ve bir yıl içinde “Aslında biz kazanmıştık ama...” aşamalarından geçmeden; İsviçreli bilim insanları tarafından “En mutlu seçmen, seçimden sonra siyaseti bırakan seçmen” mottosu hayatımıza yerleştirilmeden önce, TÜİK’in sonuçlarına olan merakımız giderek artıyor.

MUTLULUK ENDEKSİ Mİ, ENFLASYONU MU?

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2024 yılı Yaşam Memnuniyeti Araştırması, bireylerin ekonomik ve sosyal koşullar karşısında nasıl bir ruh hali içinde olduklarını ortaya koyuyor. Orhan Veli’nin “Beni bu güzel havalar mahvetti” dizelerinin yerini “Beni bu enflasyon ve hayat pahalılığı mahvetti” dizelerinin aldığı bu sıralar 18 yaş üstü bireylerin %49,6’sı mutlu olduklarını ifade ediyor. Bir önceki yıla oranla düşüş gösteren mutluluğun enflasyon, kur ve anormal fiyatlama davranışları karşısında gramla satıldığı gerçeği ile yüzleşiyoruz. Mutluluk oranı kadınlarda %54,5, erkeklerde %44,7. Kadınların sosyal bağlarının daha güçlü olduğu ve aile ilişkilerinden daha fazla mutluluk duydukları düşünülebilir. Ancak kadınlar erkeklere oranla mutluymuş gibi yapmayı öğrenmişlerken, kredi kartı ekstresiyle göz göze gelen erkeklerin mutlulukları ise göz yaşlarına dönüştüğü için geride kalıyor olabilir.

Evli bireylerin %52,5’i mutlu, bekarların ise %44’ü. Bu seviyeyi görünce 14 Şubat’ta Aile ve Sosyal Hizmet Bakanlığının “seviyorsan git evlen bence” gönderisi gökyüzünde beliriyor. Ama düğün yapmak, ev tutmak, beyaz eşya almak gibi süreçler göz önüne alındığında Blok3’ün “Hayaline âşık oldum ben, sana değil” dizeleri kara bulut gibi üzerimize çöküyor.

45-54 yaş grubundaki bireylerin mutluluk oranının en çok düşmesi dikkat çekici. Bu yaş grubu genellikle çocukları üniversiteye giden, ekonomik yükü artan bireylerden oluşuyor. Artan ekonomik baskılar, bu grupta mutluluk oranını düşürmüş olabilir. Eğitim seviyesi arttıkça mutluluk oranı değişiyor. Nitelikli istihdam alanlarının daralması, özellikle yüksek eğitim almış bireylerde tatminsizlik oluşturuyor.


HAYAT PAHALILIĞININ ALTIN ÇAĞI

Ülkenin en önemli sorunu incelendiğinde; 2024 yılında hayat pahalılığı %29,2 ile ilk sırada yer alırken %15,7 ile eğitim ikinci sırada ve yoksulluk %14,0 ile üçüncü sırada yer alıyor. En büyük sorunun hayat pahalılığı olması, mutsuzluğun en büyük nedeninin de bu olduğunu gösteriyor. Ekonomik belirsizlik dönemlerinde bireylerin gelecekten umutlu olma eğiliminde azalma görülmesi doğal bir sonuç olarak karşımızda duruyor. Ramazan ayı yaklaşırken «Sizi ne mutlu eder?” diye sorsak “Markette fiyatların geçen haftayla aynı olması” yanıtı kaçınılmaz gibi duruyor. Dolayısıyla satın alma gücünün azalmasının bireylerin refah algılarını azaltması, asgari ücretlilerin ve emeklilerin alım gücünün azalması mutsuzluk seviyesini tetikleyen görünür unsurlar olarak dikkatleri çekiyor. Gelir dağılımındaki adaletsizliğin ve ekonomik zorlukların genel refahı olumsuz etkiliyor olması, dar gelirli kesim üzerindeki enflasyon baskısı gelir grupları arasındaki mutluluk farkının artmasına da neden olabiliyor.


İSVİÇRELİ BİLİM İNSANLARI NE DİYOR? (DİKKAT MİZAH ÇIKABİLİR!)

Dolar yükseldiğinde mutluluk düşüyor. Dolar düştüğünde mutluluk daha da düşüyor. Çünkü “kesin bir şeyler olacak” korkusu başlıyor. En mutlu insanlar, fiyatları takip etmeyenler olarak öne çıkıyor. Market rafına gidip doğrudan ürünü alan, “geçen hafta şu kadardı” demeyen bireylerin mutluluk seviyelerinin en yüksek olduğu tespit ediliyor. Evli bireylerin %52,5’inin mutlu olduğunu gören İsviçreli bilim insanları, bu kişilerin muhtemelen eşlerinin yanında anketi doldurduğunu belirtiyor. En büyük mutluluk kaynağının “sağlık” olarak açıklanması MHRS’den randevu alabilen bireylerin yaşadığı “piyango çıkmış gibi sevinme” hissinin genel mutluluk oranını yükseltmiş olabileceği kanısını güçlendiriyor. İsviçreli bilim insanları “Hangi haber kanalını izleyenler daha mutlu? sorusunun yanıtının sürekli olumsuz haber izleyenlerin mi, yoksa hep “her şey yolunda” diyen yayınları takip edenlerin mi daha huzurlu olduğunu göstermesi açısında motive edici olduğunu dile getiriyor.


OYLAR SANDIĞA, MUTLULUK KİME?
Sosyal medyada sıkça gördüğümüz “her şey harika, ekonomi uçuyor” diyenlerle, “açız, battık” diyenlerin hangi dünyada yaşadığını anlamanın en kesin yolu “Mutluluk ve Siyasi Tercih” korelasyonundan geçiyor.
Türkiye’de farklı siyasi eğilimdeki bireylerin ekonomik ve sosyal beklentileri farklı olduğu için, mutluluk düzeyleri de değişkenlik gösterebiliyor. Çünkü Türkiye›de mutluluk sadece ekonomik faktörlere bağlı değil aynı zamanda sosyal ve politik belirsizlikler, insanların ruh halini doğrudan etkiliyor.
Memleket meseleleri ile olan mesafenin giderek açıldığı muhalefet cephesinde parti içi cumhurbaşkanlığı orta oyunu ile hipnotize edilen muhalefet seçmeni en kötü günümüz hangi gündü diye tartışıyor.
Bizde “kendini arayan, yitirmeden bulamaz”
#Ekonomi
#TÜİK
#Özgür Bayram Soylu